Roboski’nin katilleri nerede?

roboski

Roboski katliamının birinci yılında, binlerce kişinin katıldığı eylemler gerçekleştirildi. Eylemlerde katillerin bulunması, yargılanması ve 34 köylünün katledilmesinin hesabının verilmesi istendi.

28 Aralık 2011’de, devlet Hakkari sınırındaki Roboski köyünde kaçağa giden 34 köylüyü bombalayarak katletmişti. Köylüler “kaçak”tan geçiniyorlar ve sıkça sınırı geçiyorlardı. Bu durum, köyün yakınındaki karakol tarafından da biliniyor ve sorun çıkartılmıyordu. Ama 28 Aralık 2011 tarihinde, insansız hava araçları tarafından sınırı geçtiği tespit edilen köylüler, PKK’li oldukları gerekçesiyle bombalandı. Sonradan açığa çıktı ki, “istihbarat” ABD’den gelmiş, bombalama emrini ise Genelkurmay ve Başbakan birlikte vermişti. Üstelik köy, korucu köyü olarak biliniyordu ve en fazla kayıp veren aile de korucuydu.

Yapılan katliam, büyük bir tepki ve duyarlılık oluşturdu. Katliam lanetlendi ve hesabının sorulması, faillerinin yargılanması talebiyle eylemler yükseltildi. Roboski’de katledilenlerin ailelerine “sus payı” olarak verilen “tazminat”lar da reddedildi. Aileler, para değil, adalet istediklerini devletin yüzüne haykırdılar. Hatta sahte gözyaşlarıyla taziyeye gelen devletin kaymakamı, halk tarafından linç edilmekten son anda kurtuldu. Sonrasında Hakkari’de İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin de halkın öfkesi karşısında canını zor kurtardı.

Bir yıldır verilen mücadele, devleti oldukça sıkıştırmış olmasına rağmen; mahkeme açma ve sorumlulara hesap sorma konusunda adım atılmıyor. Kurumlar suçu birbirinin üzerine atıyorlar.  Halkın öfkesinin karşısında geri adım atmamak için, zamana yayarak geçiştirmeye, unutturmaya çalışıyorlar.

Sözde meclisin bünyesinde Uludere Alt Komisyonu kurulmuştu. Bu komisyon, katliamın bir yılı dolduğu halde, raporunu hazırlayıp sunamadı. Son gün basına sızan haberlerde ise, rapor taslağında, “sınırötesi operasyon için uygulanan hiyerarşi yöntemi uygulanmıştır. Kasıt yok, zincirleme hata var” dendiği anlaşıldı. Bu, katliam gerçekleştiği andan itibaren yapılan resmi açıklamaların tekrarından başka bir şey değildi. Komisyon üyelerinden Ertuğrul Kürkçü, taslağın kendileri görmeden basına dağıtılmasına tepki gösterdi. Katliam emrinin Genelkurmay tarafından verildiğinin zaten bilindiğini ve bunun hükümet onayı dışında düşünülemeyeceğini belirtti. “Erdoğan’ın hemen sonra Genelkurmay’a teşekkür etmesi, operasyonun hükümet onayı dahilinde olduğuna dair net göstergedir. Komisyon başkanlığı bunlar yokmuş gibi davranıyor” dedi. Ve “böyle bile olsa, komisyonun suç duyurusunda bulunması lazım” diye ekledi.

BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş da, Roboski katliamının yıldönümünde yaptığı konuşmada, emrin Başbakan tarafından verildiğini bildiklerini söyledi. “O akşam Başbakan’a telefonla, PKK’li bir grubun sınıra yaklaştığını ama içlerinde siviller olduğunu söylüyorlar ve operasyon için onay istiyorlar. Başbakan da ‘vurun’ diyor.” Bu bilgiyi güvenilir kaynaklardan aldıklarını belirten Demirtaş, “34 PKK’li öldü olacaktı. Tek bir PKK’li çıkmayınca, durumun vahameti anlaşıldı. İlk anda ‘kimse delilleri saklayamaz, burada çok açık bir hata var’ dediler, ama işin Başbakan’a dayanacağını bilmiyorlardı. Belki birkaç komutan harcanır diye düşünüyorlardı” diyerek, bugüne kadar faillerin neden bulunmadığını, komisyon raporunun neden bu şekilde hazırlandığını da açıklamış oldu.

Bu nedenle katliam protestoları yoğun bir öfkeyle gerçekleştirildi. En büyük eylem, katliamın merkezinde, Roboski köyünde yapıldı. HDK bileşenleri, sendikalar ve kitle örgütleri, 10 bin kişinin katıldığı bir anma düzenledi. Yollarda askerin çıkardığı engellere rağmen gelenler, Roboski’nin hesabını soracağını haykırdı. BDP eşbaşkanları ve milletvekilleri, sanatçılar konuşmalar yaptılar. Kürdistan’ın birçok kentinde yapılan anmalara, esnaflar da kepenk kapatarak destek verdi.

İstanbul’da ise HDK, 28 Aralık’ta saat 15.00’te Şişli Camisi önünde, saat 18.00’de Kadıköy İskele’de eylemler yaptı. Ayrıca Sultangazi, Gülsuyu, 1 Mayıs Mahallesi, Nurtepe, Karayolları Mahallesi, İkitelli semtlerinde de akşam yürüyüşler yapıldı.

İstanbul Üniversitesi öğrencileri aynı gün Edebiyat Fakültesi önünde toplanarak yürüyüş gerçekleştirdi. Kitlenin önünde polis barikat kurdu, ancak öğrencilerin kararlılığı barikatın kalkmasına neden oldu. Roboski eyleminin ardından öğrenciler bu kez de ODTÜ direnişiyle dayanışma göstermek için kapı önünde “ODTÜ’ye selam direnişe devam” pankartını açtı.

Aynı gün saat 18.00’de DİSK, KESK, TTB ve TMMOB’un çağrısıyla sendikalar, işçiler, emekçiler, devrimci kurumlar bir yürüyüş düzenlediler. Taksim Tünel’de toplanan yaklaşık 2 bin kişi “Roboski’yi unutmayacağız hesap soracağız” pankartı, dövizler ve meşalelerle yürüyüşe geçti. Yürüyüşe PDD de katılarak destek verdi. Yapılan açıklamada bir yıl boyunca Roboski katliamına yönelik herhangi hukuki bir gelişmenin olmadığı ve devletin olayın üzerini kapatmak istediği vurgulandı. Ancak işçi-emekçilerin katliamın sorumlularını bildiği ve hesap soruluncaya kadar eylemlerin devam edeceği belirtildi. Saat 21.00’de, İHD İstanbul Şubesi Taksim meydanında 34 dakikalık oturma eylemi gerçekleştirdi.

 

Bunlara da bakabilirsiniz

Öğretmen mülakatları emek gaspıdır

Milli Eğitim Bakanlığı 25 Ekim’de mülakat sonuçlarını açıkladı. Bir “müjde” olarak ise 20 bin sözleşmeli …

“ZAFER ne zaman gelecek bilmiyorum. Ama geleceğini biliyorum…”      

1800’lü yılların ilk yarısında, dünya, işçi direnişleri ve halk isyanlarıyla alev topu gibiydi. Bu ülkeler …

Ser verip sır vermeyen yiğit: İSMAİL GÖKHAN EDGE

İsmail Gökhan Edge, Diyarbakır işkencehanelerinde sır vermedi, ser verdi. O, 1953 yılında Eskişehir’de doğdu. İzmir …