“Taksim Meydanı projesi, siyasi bir projedir”

Tayfun_Kahraman

Taksim Meydanı’nda neler planlanıyor, neler yapılıyor; bunları Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Tayfun Kahraman ile konuştuk.

 

PDD: Taksim de neler oluyor, yayalaştırma projesi nedir, süreç nasıl işliyor?

Tayfun Kahraman: Taksim’in yayalaştırılması projesinde basına da yansıyan hal, Dörtyol bölgesinin hepsini yeraltına alan bir proje görüntüsüdür. Daha sonra Topçu Kışlası’nın yeniden ihyası gündeme geldi. Başbakanın 2015 seçimleri öncesi seçim vaadlerinden biri olarak ortaya çıktı. Hemen arkasından 2012 yılında çok hızlı bir şekilde projelendirildi. Bu projeler, özellikle yaya aksları koruma kurulundan geçti. Şu anda da bu alanda çalışmalara başlandı.

Biliyorsunuz Taksim Meydanı kapalı ve bir tünelin inşaatına da başlandı. Bu süreçte bizim de dahil olduğumuz bir süreç yaşandı. Şehir Plancıları Odası, Mimarlar Odası ve Peyzaj Mimarları Odası olarak, ortak dava konusu ettik. Şu anda dava bilirkişi aşamasını tamamladı. Bilirkişiler yerinde inceleme yaptı. Şimdi bilirkişilerin açıklaması bekleniyor. Raporlar sonrasında bizler tabi ki buradaki alan ve plan değişikliğinin durdurulmasını bekliyoruz, ama şu anda oldu bittiye getirildi. Bir şekilde eskiye döndürülüp o alanın Taksim Meydanı hüviyetine kavuşturulması gerektiğini söylüyoruz.

Topçu Kışlası’nın bulunduğu alanda yapılan proje, Koruma Bölge Kurulu tarafından reddedildi. Kurul, Taksim Meydanı’yla ve çevresiyle birlikte değerlendirilmesini ve Kışla ihya edilecekse, bugün Harbiye bağlantı yolunu oluşturan duvarın bulunduğu alanın ihya edilmesi gerektiğini söyleyen bir karar verdi. Bu karar doğrultusunda projenin revize edilmesini bekliyoruz. Böyle birşey yapılırsa, bizler de kamuoyu adına bu itirazlarımızı mümkün olduğunca azaltacağız. Halen istediğimiz noktaya gelemeyeceğiz. İhale şu anda kimseye sormadan, keyfiyete dayalı biçimde bu alanı işgal etmiş durumda. Bu işgalin bir an önce ortadan kalkması, bu projeden vazgeçilmesi için  bizler de elimizden geldiğince mücadeleye devam edeceğiz.

Başbakan, “buraya alışveriş merkezi yapacağız, bir tarafına da sanat merkezi olabilir” dedi ve “Koruma Bölge Kurulu’nun reddini reddediyorum” şeklinde, meşruiyetini yasal tabanından alan bir Kurulu ve bu Kurul’un açıklamalarını yok sayan bir açıklamada bulundu ki, bu da gerçekten bir ülkenin yöneticisinin yapacağı en son işti, bunu da görmüş olduk.

Anlaşılan o ki, burayı bir alışveriş merkezi ve bir rezidans haline getirmek istiyorlar. Taksim’de, tek boş kalmış yeşil alanda, böyle bir proje yapmanın hiçbir akla ve mantığa sığmadığı çok açık. Çünkü burası, bu bölgede yaşayanların, bölgeyi kullanan milyonlarca insanın nefes alabilecekleri tek kaçış noktası.

Burada bir düzenlemeye ihtiyaç var, ama bu düzenlemeyi tamamen bir karayolu projesi olarak düşünmek ve yolları alta alıp “burayı yayalaştırıyoruz” diyerek yayaları, kentlileri bu meydandan kaçırmak olmamalı. Çünkü biz 1 Mayıs’ları burada kutluyoruz. Sevinçlerimizi burada paylaşıyoruz, spor karşılaşmalarında olsun, yılbaşında olsun her zaman gittiğimiz yer Taksim Meydanı oluyor. Taksim Meydanı, bu anlamda İstanbul için, kent için çok önemli bir yer.

 

Taksim 1 Mayıs alanı ve siyasal bir anlamı var, öyle değil mi?

Taksim, tamamen siyaset yüklü bir mekan. Bu anlamda da sürekli siyasetler tarafından Taksim Meydanı’na müdahale edildi. ‘61 darbesinin ardından buraya süngü ve baretli bir heykel kondu. Askerler kendi simgelerini koydular hemen ardından. Bedrettin Dalan Belediye Başkanı olduğunda, “Meydanı düzenleyeceğim ve burayı dünyanın başkenti yapacağım” diyerek, İstanbul Tarlabaşı yıkımlarını gerçekleştirdi. Recep Tayyip Erdoğan Belediye Başkanı olduğunda, 94’te Gezi Parkı’nda camii yapmak istiyordu. Yine Atatürk Kültür Merkezi’ne dönük planlar başka bir siyasetin ürünü olarak ortaya çıktı.

Modernleşen bir ülkenin modern yüzünü ortaya çıkarmak için yapılan bir yapıdan bahsediyoruz. Baktığınızda bugünün simgesi ne olur? Alışveriş merkezi olur! Şu anda da siyaset buraya, bugünün simgesini yerleştirmek istiyor.

Kanlı ‘77 1 Mayısı sonrasında, Taksim Meydanı’nda 1 Mayıs’ların kutlanması için verilmiş mücadeleler sonrasında bu alanın kullanılmaya başlanması, bir emeğin meydanı olduğunun gösterilmesi, çok önemli bir şey. Bir taraftan bunları baltalamak için de, insanların buraya toplanmasını engellemek için de yapılıyor.

 

Devrimci 1 Mayıs Platformu 1 Mayıs’ta Taksim’de olacağını duyurdu. Sendikalar da böyle bir açıklama yaptılar. 1 Mayıs’ta Taksim açılır mı, neler olur?

Evet açıklamalar yapıldı. Bence olabilir, ama bir taraftan da tehlikeli. Çünkü yüzbinlerce insanın katılacağı bir etkinlikten bahsediyoruz ve orada bir hafriyat çukuru var. Net bir şekilde güvenlik önlemlerinin alınması lazım. Bu önlemler alındıktan sonra eylemi gerçekleştirmek lazım. Orada kutlanacaksa ki, bence de orada kutlanması gerekir, kitlenin inşaat alanına kaymasını engellemek için sendikalar ve Valilik tarafından önlemlerin alınması gerekir. Aksi takdirde büyük bir sıkıntıya neden olabilir. Belki de böyle bir sıkıntıya neden olup, daha sonrasında yaşanacak bir felaketi bekliyorlardır. Ondan sonra Taksim’i tamamen kapatmak için. Ama kapansa da mücadeleler sonucu açılır yine.

 

Buranın ihalelerini kim aldı, bu işleri kim yürütüyor? Halk için değil rant için yapıldığına göre, buranın rantını kim yiyecek?

Alışveriş merkezini kimin yapacağı belirsiz. Tek bir ihale oldu. O da karayolları, dalış tünellerinin ihalesi. Bir inşaat firması aldı ihaleyi. Buranın ihalelerini kimin aldığını çok bilmiyorum, ama bizi esas ilgilendiren burada yapılan iş ve kentlere bunun zararının dokunup dokunmayacağını ifade etmek.

Bunlara da bakabilirsiniz

Kadıköy’de Maçoğlu için bildiri dağıtımı

Kadıköy Halk Dayanışması’nın Belediye Başkan Adayı Fatih Mehmet Maçoğlu’nun seçim kampanyasını, kendi materyallerimizle yürütmeye devam …

Kadıköy’de binlerce kişi Maçoğlu için yürüdü

Kadıköy Halk Dayanışması, 24 Mart Pazar günü Kadıköy’de halk yürüyüşü gerçekleştirdi. Yürüyüş öncesinde, saat 16’dan …

Defne’de oylar Hizam’a!

Hatay-Defne’de Hizam Hasırcı’nın seçim çalışmasını PDD imzalı materyaller ile yürütüyoruz. “Rantçı değil, halkçı belediyecilik için …