Hayatımızın en verimli zamanlarını ezberci sistemleriyle çaldıkları yetmiyormuş gibi, geleceğimizi de 2 saat 40 dakikalık bir sınava bağlayan, fakat sınavın da bir formaliteden ibaret olduğu bir düzen dayatılıyor.
ÖSYM’nin üzerimize oynadığı planları bitmiyor. Geçtiğimiz ay yapılan YGS sınavının sorularını açıklamayan ÖSYM, bunun nedenini “soru havuzu oluşturup bundan sonraki yıllarda da çıkmış soruları kullanacağı”nı gerekçe gösterdi. Yani torpilin önünü açtığını açıkça ilan etti.
Bazı kişilerin aklında tuttuğu soruları internet ortamında paylaşması nedeniyle haklarında savcılığa suç duyurusunda bulunuldu ve 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırabileceklerini açıklayarak gözdağı verildi.
Bu da yetmiyormuş gibi, YGS sonuçlarına itiraz eden arkadaşlarımızdan hangi soruda hangi şıkkı işaretlediklerine bakarak itiraz etmelerini, yapılan her itiraz bedeli için de 50 TL ödemelerini istedi.
YGS için 40 TL, önümüzdeki aylarda yapılacak her sınav için 25 TL, itiraz için 50 TL isteyen ÖSYM, açıkça bizi soymaktan vazgeçmiyor.
Geçtiğimiz senelerde şifreleme yöntemiyle yaptıkları hak gaspını bu sene soruları açıklamayarak, puanlar üzerinde oynayarak, sudan sebeplerle sınava almayarak yapıyor.
Açıkladığı birkaç soruda dahi hata varken, açıklamadığı soruların doğruluğu konusunda nasıl şüphe duymayabiliriz?
12 yıllık bu eğitimin bizlere kattığı hiçbir şey yok, ama bizlerden aldığı çok şey var. Düşünmek yerine ezberlemek, keşfetmek ve bir şeyleri ortaya koymak yerine hazırdan faydalanmak, zihinsel durgunluğa sebep olmaktadır.
Oysa ki bizlerin bilimsel nitelikli, hayatımızda güncel olarak kullanabileceğimiz bilgilerin temel alındığı, haklarımızın yenmediği, torpillerin olmadığı bir eğitim sistemine ihtiyacımız vardır.
Nisan ayında çıkan
ÖB Bülteni’nden alınmıştır.