1 Mayıs bu yıl İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Mersin, Bursa, İzmit, Samsun, Trabzon, Antalya, Aydın, Diyarbakır, Şırnak, Siirt, Antakya, Gaziantep gibi birçok ilde ve merkezde kutlandı. Ancak Taksim ve Kızılay, 2014 1 Mayısı’nda en çok öne çıkan meydanlar oldu. 1 Mayıs’a yasaklanan bu her iki meydanda, polisin vahşi saldırısına karşı büyük bir direniş yaşandı. Genel olarak 1 Mayıs meydanlarında, işçilerin, emekçilerin yaşadığı ekonomik ve siyasi sorunlara değinildi, Taksim ve Kızılay’daki polis saldırısı kınandı.
1 Mayıs 2014 de direnişle ve çatışmayla geçti. Devletin yasaklarına ve aldığı tüm güvenlik önlemlerine karşılık, on binlerce kişi sokak sokak devletle çatıştı. “Hayatı olumsuz etkiliyor” diyerek 1 Mayıs’ı yasaklamaya çalışanların, kendilerinin hayatı nasıl kilitlediği bir kez daha ortaya çıktı.
İstanbul’da sıkıyönetim de sökmedi
İstanbul’da fiili sıkıyönetim ilan eden devlet, kara, deniz ulaşımıyla iki yakanın birbiriyle buluşmasını engellemeye çalıştı. Taksim’e ulaşan tüm yolları sadece araçlara değil, yayalara da kapattı. Geçen yıldan daha geniş bir alanı, geceden itibaren bariyerlerle kapattı. Sadece Taksim ve çevresine 19 bin polis konuşlandırıldı. Farklı illerden toplam 39 bin polis ile İstanbul’u işgal etti. Bu durum kitlelerin çok büyük tepkisini çekti.
Bütün bu yoğun önlemlere rağmen 1 Mayıs’ın kalbi yine Taksim’de attı. Devlet icazetiyle gerçekleşen mitinglere katılım zayıf ve cokusuz kaldı. Devletin günler öncesinden başlattığı “1 Mayıs’ta provakasyon olacak” demagojisi de tutmadı. Asıl terörü devletin yaptığı bir kez daha gözler önüne serildi. Yine onlarca kişi gaz fişekleriyle yaralandı, yüzlerce kişi gözaltına alındı. Polisin gaz bombalarından, evlerinde oturanlar, çocuklar da nasibini aldı. 1 Mayıs’tan iki gün önce artan çocuk cinayetlerini önlemenin yöntemi olarak “çocuklarınıza çığlık atmayın öğretin” diyenler, 1 Mayıs’ta gaz bombalarını pervasızca savurarak çocuklara çığlık attırdılar.
Üstelik ne kendi anayasalarına, ne de bağlı bulundukları AB’nin standartlarına uymadan yaptılar bunu.
2010 yılında, 1 Mayıs’ın da, Taksim’in de görkemli kitle direnişleriyle kazanıldığını gözlerden gizlemek isteyen AKP, bir taraftan 1 Mayıs’ı yasallaştırmakla, Taksim’i 1 Mayıs’a açmakla övünüyor, diğer taraftan sürekli yeni bahanelerle yasaklamaya çalışıyor. Geçen yıl inşaatı bahane etmişti. Bu yıl ise, daha açık oynayarak Yenikapı’yı adres gösterdi. Hatta Yenikapı için otobüs tahsisi bile yapıldı! Bir kez daha görüldü ki, AKP hükümeti hala Gezi korkusuyla yaşıyor, Haziran isyanını iliklerine kadar hissediyor. Yasaklamaları salt bir mekan sorunu değil, kitlelerin öfkesinin patlamaya dönüşmesi korkusudur.
39 bin polis, 50 toma, onlarca akrep aracı, yüz binlerce plastik mermi ve gaz bombası yetmedi, sivil faşistleri de hazır beklettiler. Eylemcilerin arasına sivil polisleri sokmaya çalıştılar, gözaltılar yapmak istediler. 1 Mayıs’tan günler önce evleri basarak “silah, bomba bulduk” gibi bildik yalan argümanlara sarıldılar.
Gece 3.30’dan sonra metrobüs seferleri, sabah 6’dan itibaren metro ve vapur seferleri durduruldu. Metrobüs duraklarında bekleyen polisler çantaları aradılar. Semtleri ablukaya alarak çıkışları engellemeye çalıştılar. Asya yakasından Avrupa’ya geçmek isteyen işçilerin araçları durduruldu. İşçiler, araçlardan inerek caddeyi trafiğe kapattılar.
İlk saldırı haberi 7.30’da Okmeydanı’ndan geldi. 1 Mayıs’a yürüyüş için hazırlanan devrimci kurumlara ve kitleye polis gaz bombaları, tazyikli suyla saldırdı. Saldırıya barikatlar kurularak cevap verildi. Çatışmalar iki saate yakın mahalle arasında sürdü ve polis püskürtüldü. Çatışmalar, Piyalepaşa Bulvarı, Okmeydanı SSK civarı ve E-5 otobanına kadar yayıldı. Okmeydanı Hastanesi’ne de yoğun bir gaz bombası ve pastik mermi saldırısı yapıldı. Araya sıkışan çevik kuvvetin malzemelerine militanlar tarafından el konulduğu öğrenildi.
Devrimci 1 Mayıs Platformu’nun ve diğer devrimci kurumların toplanma çağrısı yaptığı Şişli Meslek Lisesi önü de sabah erkenden polis tarafından işgal edildi. İkinci buluşma noktasında bekleyen kitleye polis toplanamadan saldırdı ve çatışmalar başladı. Aralarında PDD’nin de bulunduğu devrimci kurumlar, Bomonti’nin arka sokaklarına indi ve çatışmalar buralarda devam etti. Polisin tomalı ve akrepli saldırısı, gaz bombalarının ve plastik mermilerin atılmasına rağmen kararlılıkla polis barikatlarının üzerine yüründü.
Saat 9.30 civarında Ergenekon Caddesi’ne çıkıldı ve mezarlık önünde bekleyen polis barikatına doğru yüründü. “1 Mayıs kızıldır kızıl kalacak”, “Yaşasın 1 Mayıs”, “Taksim 1 Mayıs alanıdır”, “Katil devlet hesap verecek” sloganları atıldı. Polis gaz bombaları, plastik mermi ve tomayla sadırıya geçti. Saldırıya sapanlar ve taşlarla karşılık verildi. Feriköy’ün ara sokaklarında bir müddet devam eden çatışmanın ardından kitle Kurtuluş Caddesi’ne çıktı. Burada da yoğun bir saldırı yaşandı. PDD okurları saldırılara sapanlarla karşılık verdi. Havai fişek ve taşlarla da polisin saldırısı zaman zaman geri püskürtüldü. Buradaki sokaklarda TİKB(Bolşevik) militanlarının yazılamalar yaptığı görüldü.
Ardından Sıracevizler Caddesi’ne geçen devrimci kurumlar, ara sokaklardan DİSK önüne çıktı. Saat 10.30 gibi DİSK önüne ulaşabilen kitle, burada yürüyüşün başlamasını bekledi. PDD okurları da DİSK’in arkasındaki otoparkın tellerine “Kurtuluş, devrimde sosyalizmde” pankartını astı.
DİSK önünde Greif işçileri, Karşı gazetesi direnişçilerinin yanı sıra birçok devrimci, demokrat kurum da toplanmıştı. Yaklaşık 3 bin kişilik kitle, saat 11’de kortej oluşturup yürüyüşe geçerek Halaskargazi Caddesi’ne çıktı. Bir süre sonra polis barikatına gelip dayandı ve kısa süren görüşmeler yapıldı. Ancak daha görüşmeler sürerken polis anonsları yapılmaya başlandı. Ardından polisler tazyikli su, gaz bombası ve plastik mermiyle saldırıya geçti. Kitle de polise taşlar atarak, sapanlar ve şişelerle karşı koydu.
Polisin saldırısı karşısında Abide-i Hürriyet Caddesi’ne çekilen kitle, 3 saat boyunca polise adım attırmadı. Şişli Polis Merkezi’nin önünde polisi hareketsiz bıraktı. Tomalar ve akrepler yerinden kıpırdayamadı. Polisin güvenlik için getirdiği bariyerler, direnişçilerin barikat malzemesi oldu. Çatışmalarda polisler birçok kez kaçmak zorunda kaldı.
Saat 14.30 gibi takviye çevik kuvvet ekipleri ve tomalarla çok yoğun bir saldırı gerçekleşti. Saldırıya taşlarla, havi fişeklerle, molotoflarla karşılık verilerek Bomonti’ye doğru çekildi kitle. Buradaki saldırıda PDD okurlarından yaralananlar oldu ve hastaneye gönderildi.
Bomonti’nin ara sokaklarında çatışmalar 15.30’a kadar devam etti. Polisin yoğun saldırısı ve kitlenin azalmasının ardından eylem yerinden çıkıldı. Çekiliş güzergahı olan Halide Edip Adıvar Mahallesi’nde sivil faşistlerin toplandığı öğrenildi. Oraya yönelen kitleyi mahalle halkı korumaya aldı ve farklı yollardan çıkmalarını sağladı. Sivil faşistler de saldırmaya cesaret edemediler.
Anadolu yakasından gelenler, Zincirlikuyu’da polis barikatıyla karşılaştılar. Aralarında PDD okurlarının da bulunduğu kitle, polisle saatlerce çatıştı. Zaman zaman Levent’e kadar geriletilen kilte, her dafasında toplanarak Taksim’e yöneldi. E-5 üzerinde de çatışmalar yaşandı. Ayrıca Mecidiyeköy Ortaklar Caddesi de çatışmaların yoğun yaşandığı yerlerden oldu. Polis saldırısına taşlar, sapanlar ve havai fişeklerle karşı konuldu.
Beşiktaş’ta ise saldırı saat 8.00’de başladı. Kortejler henüz toparlanmaya başladığı anda, tazyikli su ve gaz bombalarıyla saldırı başladı. Beşiktaş Merkez, Abbasağa, Barbaros Bulvarı üzerinde yoğunlaşan çatışmalarda polis geri püskürtüldü. Evlere gaz bombaları atıldı. Bir müddet sonra Beşiktaş Merkezi’ni ablukaya alan polis, gözaltılara başladı. Buradaki çatışmalar da saat 15.00’e kadar sürdü.
İstiklal Caddesi ve Tarlabaşı civarında da yer yer kısa süreli çatışmalar yaşandı. Polis İstiklal ve civarına kat kat bariyerler koyarken, üç-beş kişi bir arada gördüğü anda saldırdı. Buna rağmen pankart açarak yürüyüşe geçenler oldu.
İstanbul’da 1 Mayıs direnişi süresince yüzlerce insan yaralandı. 4 kafa travması, bir kol kırığı, bir göze pastik mermi isabet etmesi meydana geldi. Polisin attığı gaz bombaları ve tazyikli su yüzünden olarca işyerinin camları kırıldı, insanlar nefes alamaz hale getirildi. Polisin gözaltı teröründe 200’den fazla kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arabalarda ve karakollarda işkenceden geçirildi.
Ankara’da Kızılay yasağı delindi
İstanbul’da Taksim’i yasaklayanlar, Ankara’da da Kızılay Meydanı’nı gösterilere kapatmıştı. Fakat Ankara Dayanışması içinde yer alan devrimci ve ilerici kurumlar, 1 Mayıs’ı Kızılay’da kutlayacaklarını duyurdular ve kitleyi Kızılay’a çağırdılar. Bu çağrıya önemli sayıda bir kitle katıldı ve Kızılay, bir kez daha büyük bir direnişe sahne oldu.
Yasal miting olarak yapılan Sıhhiye ve Tandoğan mitingleri, Kızılay’ın gölgesinde kaldı. Kitleler Kızılay’a girmek için saatlerce polisle çatıştı. Polisin gaz bombalarıyla, plastik mermiyle, tomayla saldırısına barikatlar kurularak sapanlar, havai fişekler ve molotoflarla karşılık verildi.
Ankara polisinin Yatağan işçilerine atlı polislerle saldırısına, 1 Mayıs’ta “çelik duvar” eklendi. Ziya Gökalp Caddesi’ni Kızılay’a bağlayan yeri boydan boya bu çelik zırhla kapatmalarına rağmen, kitlenin kararlılığı ve direnci, polise zor anlar yaşattı. Saatlerce süren çatışmalarda polisler yer yer gerilemek zorunda kaldılar.
Haziran direnişinde şehit düşen Ethem Sarısülük’ün vurulduğu yere karanfil bırakmak isteyen kitle engellenmeye çalışıldı. İçlerinde Ethem’in kardeşleri de dahil olmak üzere onlarca kişiyi gözaltına alıdılar. Kızılay ve civarındaki çatışmalarda 20’den fazla kişi yaralandı.
1 Mayıs günü yaşanan saldırılar, ertesi gün Kızılay-Güvenpark’da, protesto edildi. “Her yer Taksim, her yer Kızılay! Faşizme teslim olmayacağız, Bu sokaklar bizim” pankartının açıldığı protesto gösterisinde, basın açıklamasını Ethem’in ağabeyi Mustafa Sarısülük okudu. Açıklamada, 1 Mayıs’ın kutlanmasının hiçbir şekilde engellenemeyeceği, alanlarda kutlamanın demokratik bir hak olduğu ve yasaklanamayacağı vurgulandı.
Açıklamanın ardından kısa bir süre oturma eylemi yapıldı. Ve Ethem’in vurulduğu yere yürüyerek, onun şahsında Taksim Gezi Direnişi sürecinde yaşamını yitirenler için karanfiller bırakıldı. Önümüzdeki günlerde devam edecek olan Haziran şehitlerinin davaları hatırlatıldı ve katılımının önemine değinilerek eylem sona erdirildi.