Şişecam fabrikasında çalışan işçiler, 20 Haziran’da greve çıktı. İstanbul, Bursa, Mersin, Tekirdağ, Eskişehir, Kocaeli, Kırklareli’ndeki fabrikalarda çalışan 6 bin işçi, TİS’te anlaşma sağlanamayınca greve başladı.
Kristal-İş sendikasına üye işçiler 10 yıl sonra tekrar grev kararı aldı. Ancak grev henüz birinci haftasını geride bırakırken, Bakanlar Kurulu, 28 Haziran’da “genel sağlığı ve milli güvenliği” gerekçe göstererek grevi ertelediğini açıkladı. Aynı gerekçeyle daha önceki yıllarda Harb-İş, Petrol-İş ve Kristal-İş’in grevleri de yasaklanmıştı.
Greve çıkış nedeni, işçilerin ücret talepleri, iş güvenliği ve güvencesi taleplerinin kabul edilmemesi. Şişecam patronları işçilere enflasyon oranında zam önerirken, Kristal-İş’in önerisi de yüzde 23 oldu. Patronlar, bu ücret artışını kabul edilemez bulduğunu açıkladı. Kristal-İş sendikası bir açıklama yaparak, ücret taleplerinin enflasyon karşısında işçilerin eriyen ücretlerini ancak karşıladığını belirtti. Yoksulluk sınırının 2000 lira civarında olduğu bir ülkede, cam işçilerinin ortalama 1500 liraya çalıştığını bildirdi. Ayrıca birçok işçinin asgari ücretle çalıştırılmaya devam ettiğini belirterek, eşit işe eşit ücret talebini yükselteceklerini vurguladılar. TÜİK’in enflasyon oranlarının gerçeği yansıtmadığını belirten açıklamada, kazanılmış hakları korumaya çalıştıkları söylendi.
* * *
Grevci işçiler bulundukları illerde basın açıklamaları ve yürüyüşler gerçekleştirdiler. İstanbul’da Taksim, Eskişehir, Mersin’deki eylemlere yüzlerce işçi katıldı. Mersin’de AKP binasına yürümek isteyen işçilere polis saldırdı. Bu saldırı karşısında yılmayan işçiler, polis barikatını yararak AKP önünde basın açıklaması gerçekleştirdiler. Taksim’deki eylemi Sendikal Güç Birliği Platformu gerçekleştirdi. Taksim Meydanı’na toplanan işçilere polis saldırmak istedi. İşçiler sloganlarla İstiklal Caddesi üzerindeki Şişecam mağazasının önüne yürüdüler. Burada yaptıkları açıklamayla taleplerinin kabul edilmesini istediler.
1 Temmuz’da Çalışma Bakanlığı önünde Eskişehir, Trakya, Gebze’den gelen cam işçileri toplandı. Eylemde öfke doruktaydı, fakat sendika bürokratları polisle çatışma çıkmaması için eylemi erken bitirdiler. Yapılan açıklamada; grev ertelemesinin 12 Eylül’ün kalıntılarından olduğu söylendi ve devletin bir an önce grev önündeki engelleri kaldırması istendi.
* * *
Şişecam fabrikaları, bugüne dek işçilerin birçok direnişine sahne oldu. Son olarak 2012’nin sonunda İstanbul Davutpaşa’daki fabrikanın özelleştirilerek kapatılmasına karşı işgal eylemi yapmışlardı. Direnişin ardından işten atılacağı söylenen işçiler, diğer illerdeki fabrikalara gönderildi. Ancak gittikleri fabrikalardaki ücret ortalamasıyla çalıştırıldıklarından ücretlerde düşüşler meydana geldi.
Şişecam fabrikalarında birçok işçinin asgari ücret seviyesinde çalıştırılmasında, sendikanın aldığı tutumun da payı büyük. Şişecam fabrikaları özelleştirme kapsamına alındığı andan itibaren, işçilerin direniş talepleri bir şekilde bastırılmış, önüne geçilemediği koşulda ise, bir an önce sönümlenmesi için birçok yöntem kullanılmıştır. TİS’lerde alınan geri tutumlardan dolayı kazanılmış haklar bir bir gasp edildi. Sendikanın son TİS’te “kazanılmış hakların korunması” şeklinde hareket edildiğini belirtmesi, çok da güven verici değil.
Şişecam işçilerinin mücadele deneyimleri ve birikimleri oldukça fazla. Bu yüzden de sendikayı zorlayarak bir takım eylemleri yaptırmayı başarabiliyorlar. Grev ertelemesine karşı da meşru mücadele hattını geliştirilerek, bazı eylemler yaptılar. Fakat bunların yeterli olmadığı ortada.
1966’da Türkiye’nin militan grevlerinden birini gerçekleştiren, 1990’larda özelleştirme saldırılarına karşı günlerce eylemler yapan bir tarihe sahip işçilerin, sendikayı da zorlayarak grev yasaklarına karşı eylemleri yükseltmesi gerekiyor. Aksi halde sendika, her zaman yaptığı gibi hukuki yolu zorlayacağını, ILO’ya şikayet edeceklerini belirten bir açıklamalarla yetinecektir.