Antakya’da,10 Eylül günü, yüzlerce kişi Ahmet Atakan’ın evinden mezarına kadar yürüdü. En önde, artık büyük bir aile haline gelen şehitlerimizin aileleri kolkolaydı. Ahmet, elini uzatsa annesinin elini tutacak kadar yakın bir yerde yatıyordu. Annesi oğlunu okşar gibi mezar taşını okşadı. Sarıldı, öptü oğlunu. İsmail’in, Berkin’in, Abdullah’ın, Ethem’in anneleri de yanındaydı Emsal annenin… Onlar da okşadılar Ahmet’i, annesini… Babalar, kardeşler acıları ve dik başlarıyla yanlarındaydılar… Yoldaşları, dostları, komşuları hep birlikte hesap soracaklarını haykırdılar. Şehitlerin anısına konuşmalar yapıldı ve gece tekrar buluşmak üzere Ahmet’in evine gidildi.
Antakya-Armutlu Amfisi’nde binlerce insan Ahmet ve Haziran şehitlerini anmak için toplandı. Coşku doruklardaydı. Tüm şehit yakınları sahneye çıktığında binlerce insan ayakta alkışladı, sloganlarıyla inletti salonu. Hepsinin ortaklaştığı duygu, sahiplenmenin ne büyük bir güç oluşturduğu üzerineydi. Ve de katil devlet, katil Erdoğan’ın bir gün mutlaka hak ettiği cezayı bulacağı yönündeydi. Analar “hepiniz bizim çocuklarımızsınız” derken, kendi çocuklarıyla nasıl onurlandıklarını haykırdılar. Babalar çocuklarına haram malı yedirmediklerini, emeklerini kattıklarını anlattılar gururla. Çocukları hırsız olanın Tayyip gibiler olduğunu, onların kendi çocuklarına da haram para yedirdiklerini söylediler başlarını yukarıya kaldırarak…
Haziran şehitleri ailelerinden sonra bir şehit ailesi daha çıktı sahneye: Deniz Gezmiş’in ağabeyi Bora Gezmiş… O’nun da acısı en az Haziran şehitlerinin aileleri kadar tazeydi. Ve ’68-’78 kuşağı ile genç kuşaklar birleşmişti o gece… Bu büyük tabloda, halkları ve onların önderlerini hiçbir gücün yenemeyeceği resmedilmişti…
Haziran şehitlerini konu eden bir tiyatro oyunu sergilendi önce. Sonra sırasıyla duyarlı, demokrat ve devrimci sanatçılar çıktı sahneye. Ferhat Tunç, Şebnem Sönmez, Hilmi Yarayıcı, Cevdet Bağcan ve Pınar Aydınlar… Hepsi de devrim şehitleri için türküler, marşlar söylediler, konuşmalar yaptılar. Hep birlikte söylenen marşlar ve sloganlar, gecenin coşkusu doruklardayken sürdü ve kitle mücadele azmiyle dağıldı.