Haziran şehitleri kervanına katılan Ahmet Atakan’ın ailesiyle, Ağustos 2014’te gerçekleştirdiğimiz röportajı yayınlıyoruz.
PDD: Ahmet’in katilleri hakkında soruşturma açıldı mı?
Babası Ali Atakan: Savcılık hala kovuşturmaya devam ediyor, ama bugüne kadar herhangi bir gelişme olmadı, dava da açılmadı. Biz bazı görüntülere ulaştıktan sonra, Ahmet yerde yatarken akrepten 5-6 gaz bombası atıldığını gördük. Savcılığa ek bir soruşturma için başvurduk. İkinci bir soruşturma açılmasını istedik. Ama valilik, savcılığa ‘’polisler bir şey yapmamışlardır, ambulans getirmişlerdir’’ diyerek, ikinci bir soruşturmaya gerek olmadığını söyledi, herhangi bir soruşturma açılmasına engel oldu.
Annesi Emsal Atakan: Ahmet Atakan çatıdan düştü mü düşmedi mi, biz hala o aşamadayız. Ahmet’imin mahkeme süreci bile başlamadı. Ethem Sarısülük’ün katilinin eline kelepçe takıldı. Sayfi ananın yüzü güldü. Tayyip Erdoğan’ın polisleri öldürdü oğlumu.
Devlet bunu daha önceden organize etmiştir. Seçerek Ahmet’i katletmiştir. Olayın aydınlatılması için hiçbir şey yapılmadı. Ahmet vefat etmeden önce, Armutlu’ya liderlik yapıyordu. Halkın, Ahmet’e ayrı bir bakış açısı var. Bir ay boyunca Sevgi Direniş Parkındaydı. Hep en öndeydi. Korkusuzca savaşırdı. Bir kumpasla öldürüldü.
– Deliller karartıldı mı?
Oğlum öldüğünde televizyon kanalları sözde oğlumun yüksek bir yerden düştüğünü gösteren görüntüler verdiler. Oğlumun cesedine yaklaşılamaması için gaz bombaları attılar. Ahmet için anında görüntü servis edildi ve kendi kendine düştüğü imajı verilmek istendi. Sonradan açığa çıkan görüntülerde, oğlumun üzerine gaz bombaları atıldığı kesinleşti. Ölümünden hemen sonra medyada Ahmet’in daha önceki görüntüleri yayınlandı. Ahmet’i itibarsızlaştırmak istediler.
– Her gittiğiniz yerde diğer şehit aileleriyle birlikte olmanız, mücadeleye güç katıyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Kardeşi Zafer Atakan: Haziran’da ölenlerimiz için aileler olarak hep birlikte davranıyoruz. Bu birlik sağlanıyor, sağlanması da gerekiyor. Gittiğimiz her yerde ilgi görüyoruz. Roboski’ye gittik. Diyarbakır’da Medeni Yıldırım’ın ailesini ziyaret ettik. Biz Alevi insanlarız, Alevi halkıyız. Orada katledilen insanların yanında olduğumuzu belirtmek gerekiyor. Türk milliyetçiliği yapan Arap-Alevi insanları da tanıyorum. Bazı şeylerin kırılması gerekiyor.
– Oğlunuzun mücadelesine sahip çıkmanız karşısında devletin tutumu ne oldu?
EA: Ahmet’in hakkında daha önceden açılan haksız soruşturmalar vardı. Ahmet öldükten sonra hakkında mahkemeden celp geldi. Acımızı büyütmek için bize yapılan işkenceydi. Sadece çocuklarımız ölmedi, gözünü kaybedenler, yaralananlar, gözaltına alınıp işkence görenler, tutuklananlar oldu. Ahmet’in arkadaşları gözaltına alındı. Çocuklarımızın suçu neydi? Özgürlük istemek.
– Bize Ahmet’i biraz anlatabilir misiniz?
Ahmet çok mücadele verdi. Oğlum “kimsenin kanı yerde kalmayacak” diyordu. Suriye’de yapılan katliamlar ve Gezi’de ölen insanlardan dolayı gözüne uyku girmiyordu. Bir röportajında “günden güne öfkemiz büyüyor” diyordu. “Dikkatli ol” dediğimde bana kızardı.
Ahmet, kararlı, inançlı biriydi. Yalınayakla, hiçbir şey giymeden 4 km yürüdü Ali İsmail’in evine kadar. Geldiğinde ayağı paramparça olmuştu. “Emel Anne’yi gördükçe yüreğim paramparça oluyor” dedi. Ve aradan iki ay geçmeden katledildi.
Ahmet bu düzenin yıkılmasını, devrimin gerçekleşmesini istiyordu. Oğlumun bu isteğini ölmeden görmek istiyorum.