Beşiktaş Belediyesi’nde Beltaş taşeronuna bağlı olarak çalışan Genel-İş üyesi işçiler, ihalenin başka bir firmaya verildiği gerekçesiyle, geçtiğimiz Temmuz ayında, TİS sürecinde işten atıldı. İşten atılan 239 işçi Beşiktaş Belediyesi önüne çadır kurarak 60 gün boyunca direndi.
İşçiler, direniş boyunca parkları ve bahçeleri gezerek grev kırıcılığı yapanlara müdahale etti. Bu müdahaleler sırasında belediye başkanı tarafından tutulan paralı grev kırıcıları tarafından saldırıya uğradılar, yaralandılar.
Beşiktaş Belediyesi işçilerinin bu direnişi, devrimci kurumlar, sendikalar ve Beşiktaş halkı tarafından yalnız bırakılmadı. 60 günlük süreç içinde dayanışma ziyaretleriyle işçilere destek verildi.
Kendini kitlelere işçi dostu olarak gösteren CHP ve onun Beşiktaş Belediyesi Başkanı Murat Hazinedar’ın talimatıyla direnişçi işçiler, zabıtaların, polislerin ve eli sopalıların saldırısına uğradı. Direniş, Genel-İş ve Beşiktaş Belediyesi arasında, CHP yönetiminin de araya girmesiyle yapılan görüşmelerin ardından, 23 Eylül’de imzalanan TİS’le bitirildi. Ancak TİS’in hangi maddelerden oluştuğu bilinmiyor, bu konuda açıklama yapılmıyor.
Aynı belediye, bir önceki dönemdeki CHP’li belediye başkanı İsmail Ünal zamanında sendikayı mahkemeye vermiş ve yine “işçi dostu” CHP yönetimi tarafından yapılan baskıyla mahkemeden vazgeçilmişti.
Genel-iş sendikası ise, birçok noktadan işçilerin eleştirilerinin odağında yeralıyor. işçilere dönük hak gasplarında, özellikle taşeronlaştırmaya karşı mücadelenin zayıf kalmasında sorumluluk taşıyor.
Beşiktaş Belediyesi işçileri de son birkaç yıl içinde defalarca direnişe geçmiş ve “verilen sözlerin” tutulmasını istemişti..
Beşiktaş’ta son seçimlerde belediye başkanının değişmesi, büyük iddialarla CHP’ye transfer edilen, cemaatçi ve gerici kimliği ile bilinen Mustafa Sarıgül’ün kadrolaşma politikalarının ürünüydü. Yeni başkan Murat Hazinedar, Sarıgül kotasından Beşiktaş Belediyesi’nin başına getirilmişti. Hemen arkasından, taşeron ihalesi de Beltaş’tan alınarak, Sarıgül’ün eski eşi Aylin Kotil’in firmasına verilmişti. Direnişin patlak vermesine neden olan bu devir çabası, CHP’nin taşeron karşısındaki gerçek tutumunu göstermeye yetiyor.
Meydanlarda taşeron sisteme karşı olduklarını söyleyen CHP, pratikte taşeron sistemi üzerinden kendi rantını oluşturmaya çalışıyor. İzmir-İzenerji’de çalışan 1300 işçinin durumu da buna örnektir. İşçiler, taşeron dayatmasına karşı aylardır eylemler yapmaktadır. Keza yine İzmir’de, “taşeron çalışmaya son vereceğim” diyen CHP’li belediye başkanı Aziz Kocaoğlu, taşeron işçileri işten attırıp, yeni taşeronlar getirerek gerçek tutumunu sergilemiştir. Ve bu belediyelerin hepsinde, Genel-iş sendikası örgütlüdür.
İşçilerin alması gereken tutum ise sendikaların üzerinde basınç oluşturarak taşerona karşı örgütlü mücadeleyi yükseltmektir. Siyasi partilerin demagojileri değil, işçilerin kendi örgütlü gücü ve kararlı mücadelesi taşeron sistemini yıkacaktır.