Yollara savrulan kadın işçiler

tarim-kamyonda

İşçi cinayetleri haberi bu defa Isparta-Yalvaç’tan geldi. Elma toplamaya giden mevsimlik tarım işçilerini taşıyan midibüs, yoldan çıktı, su tahliye kanalına devrildi. 17 işçi yaşamını yitirdi, 27 işçi ağır yaralandı.

Ölenlerden birisi 15 yaşında bir çocuk; okul harçlığını çıkarmak için annesiyle birlikte çalışmaya gidiyor. 15’i kadın; evlerine ekmek parası götürmek için hergün onlarca kilometre yol gidiyorlar. Hem de 27 kişilik midibüse 45 kişi binerek… “Dayıbaşı” yol parasından tasarruf etmek için, işçileri minibüslere balık istifi dolduruyor. Ve taşıması gereken ağırlıktan fazlasını kaldıramayan araç, içindekileri yola savuruveriyor.

En ağır koşullarda çalışıyorlar tarım işçileri. Genellikle Kürdistan’dan batıya, mevsimlik olarak göç eden, çalışacakları tarlanın yanında çadır kuranlar akla geliyor “mevsimlik tarım işçisi” denilince. Ama Ege ve Akdenizde, günlük olarak kendi ilinde ya da çevre illerde tarıma, üstelik de yılın her mevsiminde giden onbinlerce insan var. Gittikleri mesafe kısaldıkça, ulaşım daha da zorlaşıyor. Mesela uzak bir yere midibüsle giderken, yakın ilçelere kapalı kasa kamyonetlerle, traktör römorklarıyla taşınmak son derece olağan.

Günlük, 20-30 lira civarında paraya, çoğu kez güneşin doğumundan batımına kadar kesintisiz çalışıyorlar. Suriye’den gelen göçmenler bu parayı daha da düşürmüş durumda. Mesela dayıbaşılar Suruç’taki sığınmacıları, günlük 5 liraya tarlalara götürüyorlar. Dayıbaşı, herbir işçi için, onlara verdiğinden daha fazlasını alıyor. Yani dayıbaşı olmasa, işçilerin yevmiyesi iki katından fazlasına ulaşabilecek. Ama sistem böyle işliyor. İşçilerin yoğun sömürüsü, kesintisiz çalışması, en az masrafla en çok işin yapılması dayıbaşı sayesinde mümkün oluyor. Bu nedenle çiftçiler mutlaka dayıbaşı ile çalışıyorlar. O da, kendi köyündeki, akrabaları içindeki gencecik kızları, güvencesiz, örgütsüz biçimde, üstelik de “onlara iş verdiği”, “para kazanmalarını sağladığı” için kendisine müteşekkir ve borçlu kılarak, duygusal-manevi olarak da sömürerek çalıştırıyor.

Mevsimlik tarım işçileri çok düşük ücretlerle, ağır koşullarda, sigortasız, güvencesiz çalışıyorlar. Dahası can güvenlikleri de dayıbaşının kar hırsına bağlı durumda. 2014 yılının ilk on ayında, işe gidirken ya da gelirken 322 işçi yollarda can verdi. Bunların 94’ü tarım işçisiydi. (İşçi sağlığı ve işgüvenliği meclisi verileri)

Isparta’da yaşanan katliam, tarımdaki sömürünün boyutlarını göstermesi bakımından son derece önemli. Soma’dan Ermenek’e, Torunlar İnşaat’tan Isparta-Yalvaç’a kadar bütün iş cinayetlerinin durdurulması ise, sömürü düzenine karşı daha fazla mücadele etmekten geçiyor.

Bunlara da bakabilirsiniz

“Yenidoğan çetesi” ve sağlıkta özelleştirme

Sağlıkta özelleştirmenin en korkunç yönlerinden biriyle yüzleştik geçtiğimiz günlerde. Yeni doğan bebeklerin, sadece ve sadece …

Öğretmen mülakatları emek gaspıdır

Milli Eğitim Bakanlığı 25 Ekim’de mülakat sonuçlarını açıkladı. Bir “müjde” olarak ise 20 bin sözleşmeli …

“ZAFER ne zaman gelecek bilmiyorum. Ama geleceğini biliyorum…”      

1800’lü yılların ilk yarısında, dünya, işçi direnişleri ve halk isyanlarıyla alev topu gibiydi. Bu ülkeler …