Maltepe Üniversitesi işçileri direnişte

dev-saglik-maltepe

Dev Sağlık-İş sendikasına üye olan Maltepe Üniversitesi Hastanesi sağlık işçileri, hem taşeron dayatmasını, hem de sendikadan istifa baskısını kabul etmeyince işten atıldılar. Bunun üzerine Maltepe Üniversitesi önünde çadır kurarak direnişe başladılar. 8 Aralık’ta başlayan direniş sürüyor ve destekçileri de her geçen gün artıyor.

Direnişin ikinci günü ziyaretimizde direniş çadırında bulunan Dev Sağlık-İş Genel Sekreteri Gürsel Kaya, işyeri temsilcisi Ahmet Kural, direnişçi işçi Kadir Kalkan ile yaptığımız röportajları yayınlıyoruz.

 

“Bu direniş sömürüye karşı bayraktır”

DSB: Sürecin nasıl başladığını anlatır mısınız?

Dev-Sağlık İş Genel Sekreteri Gürsel Kaya: İşçi arkadaşlar üç ay önce sendikamıza geldiler ve sendikada örgütlenmek istediklerini söylediler. Arkasından bu çalışmaya öncülük yapan bir arkadaşımızı işten attılar. Akabinde üç arkadaşımızı, son aşamada ise 94 arkadaşımızı işten attılar. Patronlar işten atmaları, “taşerona ihale vereceğiz” diye gerekçelendiriyor. Kendilerinin kölece çalıştırdığı yetmiyormuş gibi, taşeronu devreye sokarak bu koşulları daha da ağırlaştırmak istiyorlar. İşçi arkadaşlarımız da bunun üzerine hemen çadır kurarak direnişe geçtiler. Hastane bünyesinde, kölece çalıştırmaya karşı gösterilen bir dirençtir bu.

 

Hastanedeki çalışma koşulları neydi?

Sermayenin en çok büyüdüğü, palazlandığı, yatırımlarını yaptığı alanlardan birisi sağlık. Ve bu alanlarda, işçiler en ağır koşullarda çalıştırılıyor. İç tüzüğe aykırı çalışma koşulları dayatılıyor. Çalışma saatleri belirsiz. Yıllarca gece çalışması sözkonusu oluyor. Uzun yıllardır çalışan arkadaşlarımız bile asgari ücret alıyor, zam yapılmadan çalışmaya devam ediyor. Üstelik her türlü aşağılamayla karşı karşıyalar.

 

İşçiler kaç yıldır buradalar, talepleri neler?

En az çalışan 7-8 yıllık işçi. 15 yıllık, 18-20 yıllık çalışanlar da var. Buradaki arkadaşların hepsi hastanenin asıl çalışanları. “Sizin iş akdinizi feshediyoruz, buraya taşeron getireceğiz. İsterseniz çalışırsınız” diyorlar. İş yasası “eğer işyeri kapanmamışsa toptan işçi atılması olmaz” der. Yani patronların burada yaptığı işten çıkarma yasalara aykırı. Aslında suç işliyorlar ama büyük bir pervasızlık içindeler. Ücretten daha önemli olan insanca çalışma koşulları. Kişiliklerimize dokunulmasın, haksızlığa uğramayalım, hakarete uğramayalım gibi talepler var, ama bunlar bile karşılanmamış.

 

Önümüzdeki sürece ilişkin düşünceniz nedir?

Bizim sırtımızdan para kazananlar bu yanlıştan dönüp, arkadaşlarımızı işe alıncaya kadar devam edecek direniş. Patronların yaptıkları, işçileri açlıkla terbiye etmektir. Bunu kabul etmiyoruz. Kimseden birşey dilenmiyor, hakkımızı istiyoruz. Bu çadır işçilerin talepleri kabul edilinceye kadar sürecek. Sendika olarak kölece çalıştırılan sağlık işçileriyle birlikte direnişler örgütledik. Hepsinde de üstesinden geldik ve kazandık. Çalışma ve yaşam hakkımız birilerinin iki dudağının arasında olmayacak. Çalışma hakkı anayasal haktır.

 

İşçilere “taşeronda çalışın ve sendikadan istifa edin” diye dayatıyorlar. Mesele sendikasızlaştırmak değil mi?

Daha önce örgütlendiğimizi duyunca, üniversite yönetimi arkadaşlarımızı tek tek çağırıp rüşvet teklif ettiler. “Size 200’er lira para sendikadan istifa edin” dediler. Ancak arkadaşlarımız onurlu çalışmayı ve yaşamayı tercih ettikleri için reddettiler. Bu akşam da tekrar gelmişler ve “taşeron şirkete vereceğiz, yüzde 15 zam alacaksınız, geriye dönün” demişler. Düşünün ki daha düne kadar işçi arkadaşlarımız rektörlüğün önünden iki büklüm geçerken, rektör bugün direniş çadırına işçilerin ayaklarına geliyor, tekliflerde bulunuyor.

Herkesi bu çadırı desteklemeye, güç vermeye çağırıyoruz. İstanbul’da yaşayan birçok insanın ya kendisi ya çocukları taşeron köleliğinde çalıştırılıyor. Bu direniş, sömürüye karşı çıkışın bayrağıdır. Bu çadırı ayakta tutmak, direnişi güçlendirmek zorundayız.

 

“Asıl sebep sendikalı olmamızdır”

İşyeri temsilcisi Ahmet Kural: Eşimle beraber 12 yıdır Maltepe Hastanesi’nde çalışıyoruz. Geçen Ekim ayı zam ayımızdı. Yüzde 3 yüzde 4 şeklinde herkese ayrı ayrı zam yaptılar. Bunun üzerine hastane bahçesinde toplanarak yöneticimiz Hasan Köse ile görüşmek istedik. Önce orada olmadığını söylediler, görüşmeden dağılmayacağımızı söyleyince beş dakika içinde geldi. Kızgın bir tavırla “bizim yapabileceğimiz zam bu kadar” dedi. Biz de “elektriğe doğalgaza yüzde 9-10 zam geliyor, bize niye yüzde 3-4 zam veriyorsunuz” dedik. “Çalışan çalışır, çalışmayana kapı orada” diyerek kestirip attı.

 

O zaman sendikalı mıydınız?

O zamanlar sendikalı değildik. Bize kapıyı gösterince, tepkimiz ve görüşme talebimiz devam etti. En son rektörle görüştük. Rektör de aynı şeyleri söyledi. Burada her işe bizi koşturuyorlar. Yeri geliyor hasta bakıcıyız, yeri geliyor inşaatta çalışıyoruz. Çalışmamızın karşılığını alamıyoruz. Sendikalı olalım dedik. Sendikalı olursak daha güçlü oluruz. Üyelik ve örgütlenme çalışmalarımız sürerken, yönetimin haberi olmuş sanırım. Bir arkadaşımızı işten attılar. Üyelik işlemlerini yapmaya devam ettik. Bir hafta on gün sonra, sendika ‘bunlar bizim tensilcilerimizdir’ diyerek benim de içerisinde yer aldığım isimleri bir yazı ile hastane yönetimine gönderdi. Bir kaç gün sonra bizi çağırıp “iş hakkınız feshedildi” dediler. 3 kişi daha işten atılmış olduk. Sebep nedir diye sorduk. Bir arkadaşımızın facebook’ta paylaştığı yazıyı söylediler. Yazı da şöyle: Sendikalı ol, emeğinin karşılığını al… Bir de işyerine ve işverene hakaret amaçlı şeklinde tutanak tutmuşlardı. O tutanağa imza atmadık. Atıldık ama hemen çıkıp gitmedik. Burada bizim bir geçmişimiz, bir emeğimiz var. Eylem kararı aldık, toplu giriş çıkışla hastane bahçesinde alkışlarla yüz metre yürüyerek eylem yaptık. Bu eylem onları çok korkutmuş olmalı ki; iki gün sonra çalışan arkadaşların hepsini, 94 arkadaşımızı daha işten attılar. Gerekçe olarak da “ taşeron getireceğiz” dediler. Bugüne kadar taşerondan hiç söz etmemişlerdi. Taşeron bahane, esas sebep sendikalı olmamızdır.

 

Direnişe başladıktan sonra ne yaptılar?

Direniş çadırını kurduktan sonra dekan çadıra geldi. Taşeron şirkette çalışmak isteyen varsa yüzde 10 zam yüzde 15’de yol parası teklifinde bulundu. Biz de eğer hastane kadrosundan ve sendikalı olarak kabul ederseniz gelip çalışırız dedik. Sabah saat 8’de toplanıyoruz, akşam saat 5’te toplu olarak sloganlarla hastane çıkış kapılarında bekliyoruz. Çalışanlar içerisinde üyelerimiz var. Çıkanlarla kısa bir etkinlikten sonra seçtiğimiz nöbetçiler dışında herkes evine gidiyor. Hafta sonları da buradayız.

 

Kararları nasıl alıyorsunuz, komiteniz var mı?

Arkadaşlarımızdan oluşturduğumuz bir komite var. Sendika yöneticileri de bu komitede yer alıyor. Yönetimle görüşmeyi de bu komite yapıyor. Ne yapılacaksa komite bunları değerlendiriyor. Daha sonra arkadaşlarımızla konuşuyoruz. Çoğunluğu kabul ederse kararlaştırıyoruz. Komite 13 kişiden oluşuyor. Dayanışma çok iyi. Dergiler dernekler, siyasi örgütler, forumlar Maltepe halkı dayanışma oldukça iyi. Hepsine teşekkür ediyorum.

 

“Biz de insanız, onurumuz var”

Kadir Kalkan: 11 senedir burada çalışıyorum. Bizim bu hastanede işten atılmamızın sebebi yol parası olarak 170 lira istemek. Bunu muhasebe müdürüyle görüştük. Aylarca bizi oyaladılar. En son hastane müdürü ile görüştük, bize kapıyı gösterdi. Biz de insanız, gururumuz, onurumuz var. Rektörle görüşmek istedik, görüştürmediler. Sonra sendikaya üye olduk. Bunun üzerine rektör geldi, o da aynı şekilde konuştu. Sonra hepimizi işten attılar. Hastası olan var, çocukları okula giden var, durumu çok kötü olan var. Şu an birine para topluyoruz kendi aramızda.

 

Ne zaman sendikalı oldunuz?

Ben işten atıldıktan sonra sendikalı oldum. Hastanenin kadrolu işçileriydik. İnsanca yaşamak istedik. Karşılığında işten atıldık. Medya da haber vermiyor. Bir kedi ağaca çıksa, hemen koşar orayı çekerler. Burada 98 kişi işten atıldık, büyük kanallardan ve gazetelerden yanımıza gelip haber yapmıyorlar. Ama sağolsunlar Maltepe halkı bizi yalnız bırakmıyor. Devrimci dergiler, dernekler sürekli ziyaretimize geliyorlar. Sloganlar atıyoruz, halay çekiyoruz. Dayanışma iyi. Fakat daha fazla olmasını istiyoruz.

 

Direniş sonrası patronların tutumu nasıl oldu?

“Taşeronda çalışın, maaşlarınızı yükselteceğiz” dediler. Ama gitmedik. Sendikalı ve kadrolu olmadan gitmeyiz.

Haklı mücadelenizin yanındayız. Başaracağınıza inanıyoruz.

 

 

 

Bunlara da bakabilirsiniz

“Yenidoğan çetesi” ve sağlıkta özelleştirme

Sağlıkta özelleştirmenin en korkunç yönlerinden biriyle yüzleştik geçtiğimiz günlerde. Yeni doğan bebeklerin, sadece ve sadece …

Öğretmen mülakatları emek gaspıdır

Milli Eğitim Bakanlığı 25 Ekim’de mülakat sonuçlarını açıkladı. Bir “müjde” olarak ise 20 bin sözleşmeli …

“ZAFER ne zaman gelecek bilmiyorum. Ama geleceğini biliyorum…”      

1800’lü yılların ilk yarısında, dünya, işçi direnişleri ve halk isyanlarıyla alev topu gibiydi. Bu ülkeler …