Sırrı Öztürk yaşamını yitirdi

sirri ozturk

Sorun Yayınları Sahibi Sırrı Öztürk, 27 Ocak 2015’de hayatını kaybetti. Türkiye devrimci hareketinin emektar yöneticilerinden biriydi Sırrı Öztürk. 1932’de Erzurum-Aşkale’de doğmuştu. 1962 yılında TİP’e üye oldu, Yalova ilçe yöneticiliği ve Kocaeli il sekreterliği görevleri ile başladı siyasi yaşamına. Sonrasında, 60 yıla yaklaşan siyasi yaşamı boyunca, en çok önem verdiği konu işçi sınıfının örgütlenmesi oldu. Bu yüzden, doğrudan sınıf içinde çalışma yürüteceği alanlarda yer aldı. 1963 yılında Türkkablo fabrikasında, Türkiye Maden-iş baştemsilcisiydi. 1965-69 yılları arasında Türkiye Maden-İş Sendikası Genel Yönetim Kurulu’nda görev yaptı. 16 Şubat 1969’daki Kanlı Pazar olayında aktif olarak yer aldı ve ölümden döndü. Görkemli 15-16 Haziran 1970 direnişinin örgütleyicilerinden biriydi ve bu nedenle tutuklandı, 1971’den 1975’e kadar hapis yattı. 1975 yılından bugüne yayıncılık yaşamında sayısız kereler yargılandı, tutuklandı, yayınladığı eserlerden dolayı aylarca hapis yattı.

Mütevazi, emektar bir insan olarak ilişki kurdu dostlarıyla. Bürokrat önderlerden değildi; bürosuna gelen herkesle yakından ilgilenirdi. Gençlerin toyluklarından kaynaklanan sivriliklerini kimi zaman hoşgörüyle, kimi zaman ince bir mizahla geçiştirir, salt bununla bile bir etki yaratırdı. Bütün sorunlar üzerine konuşur, söylenen her bir söze büyük önem verirdi.

2009 yılından bugüne kanser tedavisi görüyordu; kanser her geçen gün ilerledi, vücudunu dört bir koldan sardı. Ama ne ilerleyen yaşı, ne giderek ağırlaşan hastalığı onu durduramadı. O siyasetin içinde nefes alabiliyordu, nefes aldığı sürece siyaset yapmayı sürdürdü. Haftanın 6 (bazen 7) günü, sabah 8.30’da açtı yayınevini, akşam saat 16’da kapattı. Yayınevine gelen misafirlerine çay-kahve ikramını kendisi yapardı; bu mutlak uyulması zorunlu bir kuraldı hem misafirleri hem de kendisi için. “İzin verin de evsahipliğimi yapayım” diye durdururdu yardım tekliflerini. 83 yaşının yorgunluğuna, kanserin zorlu yüküne rağmen, bu düzenini bozmadı. Ta ki, son bir ayda hastaneye kaldırılıncaya kadar.

Tedavi sürecini hep çok güçlü karşılamıştı. Öyle ki, kanser tedavisi için gittiği doktorları bile etkiliyor, onların yaşamına dokunuyor, değiştirmeye uğraşıyordu. Bu yaşta, yaşama böylesine bağlı, aklı bu kadar dinç bir insanla kurulan ilişki, doktorlar için bile farklı-şaşırtıcı bir etki yaratıyordu.

Son 6 aydır tedaviyi kesmişti doktorlar. Artık tıbbın yapabileceği bir şey kalmamıştı. “Doğanın hükmünü yerine getirmesini bekliyorlar” diyordu büyük bir olgunluk ve soğukkanlılıkla. Ve kalan süresinde, yarım kaldığını düşündüğü görevlerini tamamlamaya, yaşamının en önemli hedefi olan “birlik” çalışmalarını yürütmeye çalışıyordu.

Son günleri, hastanede makineye bağlı olarak geçti. Ziyaretine gelenlere vasiyetini anlattı büyük bir rahatlık içinde. Gazi mezarlığına gömülmek, Gazi halkının coşkusunu, Gazi şehitlerinin devrimci ruhunu soluyarak toprağa karışmak istiyordu. 27 Ocak’ta son nefesini verdi.

28 Ocak günü düzenlenen cenaze törenine, tam da istediği gibi, devrimci yapılar katılmıştı. Saat 15’te Gazi Cemevinin önünde toplanan kitle, kortej oluşturarak Gazi mezarlığına kadar sloganlar eşliğinde yürüdü. Cenazesini, yine vasiyet ettiği gibi devrimci kurumların temsilcileri taşıdı. Mezarlıkta toprağa verildikten, onun söylemiyle “doğaya teslim edildikten” sonra saygı duruşu yapıldı. Oğlu ve yoldaşı Mutlu Öztürk yaptığı konuşmada, babasının en büyük uğraşının komünistlerin birliği olduğunu ve son nefesine kadar bunun için çalıştığını vurguladı. Ardından Öztürk’ün kısa özgeçmişini kitleye okudu. Törene, Proleter Devrimci Duruş, Kaldıraç, ESP, Mücadele Birliği, DHF, Halk Cephesi, SDP, YDİ Çağrı, EHP katıldı.

Son ana kadar yüreği devrim inancıyla dolu bir devrim emektarı yaşamını yitirdi. Dostlarının ve yoldaşlarının başı sağolsun.

 

 

 

 

 

Bunlara da bakabilirsiniz

“Yenidoğan çetesi” ve sağlıkta özelleştirme

Sağlıkta özelleştirmenin en korkunç yönlerinden biriyle yüzleştik geçtiğimiz günlerde. Yeni doğan bebeklerin, sadece ve sadece …

Öğretmen mülakatları emek gaspıdır

Milli Eğitim Bakanlığı 25 Ekim’de mülakat sonuçlarını açıkladı. Bir “müjde” olarak ise 20 bin sözleşmeli …

“ZAFER ne zaman gelecek bilmiyorum. Ama geleceğini biliyorum…”      

1800’lü yılların ilk yarısında, dünya, işçi direnişleri ve halk isyanlarıyla alev topu gibiydi. Bu ülkeler …