Yükselen kitle hareketinden rahatsızlık duyan faşist diktatörlük provakasyon girişimlerine yönelmişti. 11 Mart gecesi Gazi mahallesinde bir kahveyi tarayan kontrgerilla, bir Alevi dedenin ölümüne yol açtı. Bunu duyan Gazi halkı sokaklara döküldü ve katillerin peşine düştü.
“Katiller karakolda” sloganıyla başlayan barikat savaşı, İstanbul’un birçok semtinden işçilerin ve emekçilerin Gazi’ye akmasıyla kısa sürede kitleselleşti ve Gazi’yi bir direniş kalesine çevirdi. Bunların içinde “bizsiz olmaz bu işler” diyerek Gazi’ye koşan ve orada şehit düşen Zeynep Poyraz da vardır. Başka bölgelerden gelen yoldaşlar, Gazi’deki yoldaşlarla bir araya gelip ilk değerlendirmeyi yaparlar. Kararları; “burada ölmeliyiz”dir.
Ertesi sabah karakol civarında çatışma yeniden başlar. Aralarında Zeynep Poyraz yoldaşın da şehit düştüğü çatışma, o gün yaşanır. İstanbul’un bir ucundan Gazi’ye koşan Zeynep, Gazi direnişindeki ilk şehidimiz olur. Bu olay, yoldaşlarımızdaki savaşma azmini daha da kamçılar.
Devlet, üç gün boyunca Gazi’ye giremedi. Aralarında Zeynep Poyraz’ın da bulunduğu 17 devrimci ve emekçi, şehit düştü. Devletin teslim alma ve bölme politikalarına karşı kitleler, üç gün boyunca sokak sokak dövüştüler, ölümü gözlerde küçülttüler.
Gazi direnişi devam ettiği sırada, İstanbul başta olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanında protesto gösterileri yapılmaktadır. Bunlardan biri de Ümraniye-1 Mayıs Mahallesi’nde gerçekleşir. Bu gösteride polis, kitlenin üzerine ateş açar. Eylemin örgütleyicilerinden Hakan Çabuk yoldaş, orada ağır yaralanır ve kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirir. Hakan, Gazi direnişinde yitirdiğimiz ikinci yoldaşımız olur. Gazi ve 1 Mayıs mahallelerinde toplam 23 kişi, bu büyük direnişte can verirler.