Gazeteci Nuh Köklü katledildi

nuh-koklu

ATV-Sabah grevinin örgütleyicilerinden gazeteci Nuh Köklü, 17 Şubat’ta katledildi. Kadıköy’de, “iç güvenlik yasa”sını protesto eyleminden, Yeldeğirmeni Dayanışması’ndan arkadaşlarıyla birlikte döndüklerinde gerçekleşti bu gerici-faşist saldırı.

Bir kartopunun camına değdiğini iddia ede esnaf Serkan Azizoğlu, önce beyzbol sopasıyla gruba saldırdı. Elindeki beyzbol sopası alınınca, dükkana geri dönüp, bu defa bıçakla çıktı ve Nuh Köklü’yü kalbinden bıçaklayarak öldürdü. Katil öylesine pervasızdı ki, saldırı sonrasında “gözaltına alınsam da yarın çıkarım, benim raporum var” diye bağırıyordu. Büyük bir soğukkanlılıkla dükkana geri dönüp bıçağı yıkayıp temizlemişti.

Toplanan kitle katili etkisiz hale getirdi; polis gözaltına aldı ve katil ertesi gün tutuklandı. Saldırı sırasında Nazım Coşaner’in de katile yardım ettiği, sonradan görüntülerden ortaya çıktı. Sedat Peker mafyasıyla ilişkisi olduğu ortaya çıkan Nazım Coşaner, halen tutuklanmış değil.

18 Şubat’ta devrimci kurumlar, sendikalar ve Köklü’nün arkadaşları, Kadıköy’de katledildiği yere yürüdü. Burada saygı duruşu ve konuşmalar yapıldı. Nuh’un bir nefret cinayetiyle katledildiği, faşist tekçi anlayışın böyle katiller yarattığı söylendi. Bu katliamın takipçisi olunacağı vurgulandı. Konuşmaların ardından cenaze Ankara’ya gönderildi. Ertesi gün, Ankara-Etimesgut’ta ailesi, arkadaşları, sendikalar, milletvekilleri ve gazetecilerin katılımıyla Nuh Köklü toprağa verildi. Tabut mezara indirilirken üzerine kartopu bırakıldı.  

Yaşanan saldırı basitçe bir “cinnet” ya da kazara gelişen bir durum değildir. Ali İsmail Korkmaz davası sürerken, Erdoğan’ın “esnaf gerektiğinde Alperen, gerektiğinde ülkücü olacaktır ve kendi bölgesini koruyacaktır” sözleri hafızalarda tazeliğini koruyor. Bir süredir AKP hükümetinin esnafı örgütleme, faşistleştirme ve kendi bölgesinde “muhbir vatandaş” olarak konumlandırma politikası olduğu biliniyor. Zaten Haziran ayaklanması döneminde İstanbul’da “palalı”ların ortaya çıkması, Eskişehir’de polis ile birlikte esnafın saldırısı bunun örnekleriydi. Devlet onları paramiliter güç olarak hazırlıyor ve kitle eylemlerine karşı da sokaklara sürüyor.

Gerçekleşen saldırının tesadüf olmadığını gösteren işaretler oldukça fazladır. Nuh Köklü bölgede tanınan bir devrimci-demokrattır. Mahalleyi koruma amaçlı eylemlere önderlik etmektedir. Köklü’yle birlikte yürüyen grup bir eylemden çıkmıştır ve ara sokaklarda slogan atarak yürümeye devam etmiştir. Katil esnaf bu sloganları duyacak bir noktadadır. Üstelik “kızlı-erkekli” yürümekte, birbirlerine kartopu atarak eğlenmektedirler. Erdoğan tarafından takdis edilmiş olan “alperen esnaf”ı öfkelendiren ve harekete geçiren budur. Saldırı kartopuna değil, yaşam tarzınadır.

Nuh Köklü, sadece işyerindeki grev mücadelesinde değil, bulunduğu her alanda demokrasi mücadelesinde en ön saflarda yer alan bir insandır. Tanıyan herkeste iz bırakan, bulunduğu her ortama birşeyler katmayı başarabilen insanlardandır. Böylesine çarpık bir anlayış tarafından katledilmesi, onun kaybını daha katlanmaz hale getirmiştir.

 

Bunlara da bakabilirsiniz

“Yenidoğan çetesi” ve sağlıkta özelleştirme

Sağlıkta özelleştirmenin en korkunç yönlerinden biriyle yüzleştik geçtiğimiz günlerde. Yeni doğan bebeklerin, sadece ve sadece …

Öğretmen mülakatları emek gaspıdır

Milli Eğitim Bakanlığı 25 Ekim’de mülakat sonuçlarını açıkladı. Bir “müjde” olarak ise 20 bin sözleşmeli …

“ZAFER ne zaman gelecek bilmiyorum. Ama geleceğini biliyorum…”      

1800’lü yılların ilk yarısında, dünya, işçi direnişleri ve halk isyanlarıyla alev topu gibiydi. Bu ülkeler …