Divan işçilerinin 18 Şubat’ta başlattıkları direnişleri sürüyor. DİSK-Gıda İş’e üye oldukları için işten atılan işçiler, Taşdelen’deki fabrikanın önünde kurdukları çadırda direniyorlar. Ayrıca Koç Holding’e ait işletmelerin önünde protesto gösterileri düzenliyorlar.
Geçtiğimiz ay Harbiye’de bulunan Divan Otel’in önünde gösteri yapmışlardı. Ardından Bağdat Caddesi üzerinde bulunan Divan Pastaneleri’nde eylemler yaptılar. Ayrıca Yeşilköy’de Koç Holding’in de katıldığı “gıda fuarı”na giderek seslerini duyurdular. Bu eylemlerde etrafta bulunan kitlenin yakın ilgisi ve desteğiyle karşılaştılar.
Direnişte olan diğer işyerleri ile de dayanışma ziyaretlerini sürdürüyorlar. Maltepe Üniversitesi çalışanlarının direnişiyle dayanışmak amacıyla Maltepe’ye giden direnişçi işçiler, Yeşilköy’deki eylemin ardından Bakırköy Belediye işçilerinin başlattıkları direnişlerine destek olmaya gittiler. Karşılıklı sloganlarla birbirlerine güç veren işçiler, sınıf dayanışmasının güzel bir örneğini sundular.
Taşdelen’deki direniş çadırlarına ise ziyaretler sürüyor. Biz de DSB olarak ziyaret ettik. Ayrıca Divan Otel’de gerçekleştirdikleri eylemlerine de destek vermek amacıyla katılmıştık.
15 Mart günü gerçekleştirdiğimiz ziyarette direnişin gidişatı ve gelişmeler üzerine sohbet ettik.
“Divan işçisi yalnız değildir” DSB imzalı pankartımızı açarak “Divan işçisi yalnız değildir”, “Yaşasın sınıf dayanışması”, “Direne direne kazanacağız” sloganlarını işçilerle beraber haykırdık. Hava soğuk olduğundan, direniş çadırında yanan sobanın etrafında halka oluşturarak sohbete başladık. Gıda-iş sendikasının temsilcisi direnişin durumunu anlatıktan sonra, Ülker işçilerinin direnişinin nasıl kazanımla sonuçlandığını da anlattı. Ülker işçileri Öz Gıda-iş sendikasından DİSK Gıda-iş sendikasına geçtikleri için işten atılmışlardı. Aylarca direnişten sonra sendikal tazminatlarını da alarak direnişi sonlandırlar.
Gıda-iş’te örgütlenen Çanakale Danone işçileri de sohbetimizin konusu oldu. Konuşmanın tekrar Divan işçilerine gelmesi için Taksim Divan Otel’in önünde yapılan eylemin anlamlı olduğunu, patronu rahatsız ettiğini belirterek; “bunu süreklileştirmeyi düşünüyor musunuz? Koç Holding’in başka şirketleri önünde de eylemler yapmayı düşünüyor musunuz?” sorularını yönelttik. Konuşmaya yer yer işçi arkadaşlar da katılarak, kendi aralarında bütün bunları değerlendirdiklerini, yeni eylemler yapmayı düşündüklerini ifade ettiler. Fakat bunun gelişmelere göre yer ve gün belirlemek şeklinde olacağını söylediler.
Sendikalardan yeterli desteği görmediklerini ifade eden işçiler, bu desteğin parasal boyutundan çok eylemsel boyutunun önemine vurgu yaptılar.
Çadır içerisinde süren ziyaretimizde konuşmalara ilgi oldukça yüksekti. Haklı direnişlerinin yanında olduğumuzu belirterek direniş yerinden ayrıldık.