2 Nisan 1948-Sabahattin Ali öldü
Savaş yıllarının yoksulluğu içinde okuyarak öğretmen olan Sabahattin Ali, 1932 yılında Atatürk’ü yeren bir şiir okuduğu iddiasıyla tutuklandı. İçimizdeki Şeytan romanını yazmasının ardından Nihat Atsız’a hakaret ettiği iddiasıyla sivil faşistlerin tepkisini çekti. Bakanlık tarafından görevinden alınınca, İstanbul’a giderek gazeteciliğe başladı. Aziz Nesin ve Rıfat Ilgaz’la birlikte çıkardığı Markopaşa, Malum Paşa, Merhum Paşa ve Öküz gibi mizah dergilerinde politik görüşlerini ve eleştirilerini yazmaya devam etti. Ancak bu dergiler de isminin “Milli Şef”i çağrıştırdığı iddiasıyla kapatıldı. Bu davalar yüzünden üç ay cezaevinde kaldı. Yurtdışına çıkmak isterken, para karşılığında anlaştığı Ali Ertekin tarafından Bulgaristan sınırında öldürüldü. Katil, birkaç hafta içinde serbest bırakıldı. Onun polis olduğu sonradan anlaşıldı.
Sabahattin Ali’nin öldürülmesi, ülkemizde işlenen ilk faili meçhul cinayetlerden biridir. Eserlerinde ezilenlerin haklarını savunan, sisteme muhalif olan Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf, Kürk Mantolu Madonna gibi romanların yazarıdır. Şiir, öykü, makale ve fıkra yazarlığı dışında çeviriler de yapmış önemli aydınlarımızdan biridir.
4 Nisan 1968-Amerikalı siyah lider
Martin Luther King öldürüldü
1929 yılında doğan King, siyahların haklarını kazanması için mücadele eden liderlerden biridir. Birçok eylem düzenleyen King, Memphis’te kaldığı otel odasının balkonunda uğradığı silahlı suikast sonucu öldürüldü.
8 Nisan 1973-Pablo Picasso öldü
İspanyol ressam Pablo Picasso 1937’de yaptığı Guernica adlı eseriyle tanınmıştır. 1881’de doğan Picasso, Paris’e 1900’lerin başında gitmiş ve yoksulluk içinde bir yaşam geçirmiştir. Resimlerde daha çok geometrik imgelerin kullanılması anlamına gelen Kübizm akımının kurucusudur. En çok eser veren ressam olarak bilinir. Guines’e göre 13.500’den fazla tablosu, 100 bin baskısı, 34 bin kitap resmi ve 300’den fazla heykeli vardır. Ancak onu Picasso yapan Guernica’dır. Nazi Almanyasının başlattığııspanya iç savaşında, vahşeti ve korkunç yıkımı anlatan bu tabloyu gören bir Alman general, ressama hayranlığını belirtmek için “Bunu siz mi yaptınız” der. Picasso ise “Hayır siz yaptınız” diyerek, faşizme olan tepkisini dile getirmiştir.
13 Nisan 1977- Plaza De Mayo Anaları’nın ilk Eylemi
Arjantin’de askeri diktatörlüğün kaybettiği, katlettiği devrimcilerin aileleri her Perşembe günü Plaza De Mayo meydanında toplanmaya başladılar. Cunta, sadece devrimcilere karşı değil, ailelerine karşı da azgın bir terör estirmekteydi. Yakınlarını aramak ve hesap sormak için eylem yapanlar da, cuntacılar tarafından kaybediliyor, katlediliyordu. 92 kişi bu şekilde kaybedildi. Ancak “Perşembe Delileri” dedikleri analara geri adım attıramadılar ve etkin bir gücün oluşmasını engelleyemediler.
14 Nisan 1987- “Tek tip öğrenci dernekleri”ne karşı mücadele
12 Eylül sonrası yeniden hareketlenen öğrenci gençlik, ilk derneklerini 1984 yılında kurdu. Ve arka arkaya birçok üniversitede kurulan dernekler, gençliği örgütlenme odakları oldular. ANAP hükümeti, ‘87’de çıkardığı “tek tip dernek yasası” ile ÖD’leri kapatmaya kalktı. Öğrenciler, İstanbul’da Aksaray’dan Beyazıt’a yürüdü. Beyazıt Meydanı’nda üç gün boyunca oturma eylemi ve açlık grevi yaptı. Ankara, İzmir ve birçok şehirde öğrenciler harekete geçtiler. Militan bir şekilde ÖD’lerin sahiplenişi karşısında ANAP hükümeti yasayı geri çekmek zorunda kaldı.
16-17 Nisan 1992-Devrimci Sol savaşçıları şehit düştü
Sabahat Karataş, Sinan Kukul, Taşkın Usta, Eda Yüksel, Arif Öngel, Şadan Öngel, Ercüment Özdemir, Hüseyin Kılıç, Satı Taş, Ayşe Nil Ergen ve Ayşe Gülen, bulundukları evlerde polis kuşatması altında çatışarak ölümsüzleştiler.
19 Nisan 1943-Varşova Ayaklanması
Yahudilerin Nazi faşizminin düzenledikleri vahşete karşı gerçekleştirdikleri en büyük silahlı direniştir. 450 bin Polonyalı Yahudi hapsedildikleri gettoda, aç bırakılarak, işkence yapılarak ya da gaz odalarına gönderilerek katledildiler. 1943 yılı Nisan ayına gelindiğinde, hayatta kalan 60 bin Yahudi silahlı ayaklanmaya başladı ve yüzlerce Alman askeri öldürüldü. Ayaklanma sırasında 13 bin Yahudi katledildi. Geride kalanlardan bir kısmı yakalanarak farklı kamplara gönderildiler. Kaçabilenler ise, Polonya’daki halk direnişine katıldılar. Varşova Ayaklanması, faşizmin saldırıları karşısında sessizce teslim olan geleneksel orta kesim Yahudi tutumunun tersine, Yahudi işçi ve emekçilerinin direnişi olarak gelişti.
22 Nisan 1997-Tupac Amaro (MRTA) gerillaları katledildi
Peru’daki Japonya büyükelçiliğini işgal eden gerillalar, eylemlerinin 126. gününde düzenlenen büyük bir operasyonla katledildi.
11 Nisan 1985 – Enver Hoca yaşamını yitirdi
Enver Hoca, Arnavutluk devriminin önderi olmasının yanında, Sovyet ve Çin revizyonizmine karşı verdiği mücadele ile de tanınır.
II. Emperyalist Savaş döneminde, Arnavutluk’taki devrimci örgütleri birleştirerek, bağımsızlık mücadelesine önderlik etmiş ve bu mücadeleyi devrimle taçlandırmıştı.
Stalin’in ölümünden sonra ‘60’lı yıllarda Kruşçev revizyonizmine savaş açtı. ‘70’li yıllarda ise, “Mao Zedung Düşüncesi” (MZD) ve “Üç Dünya Teorisi”ne (ÜDT) karşı ideolojik mücadeleyi yükseltti. “Emperyalizm ve Devrim” adlı kitabı, tüm dünya komünistlerine ışık tuttu. Bu dönem uluslararası komünist hareketin önderliğini de üstlendi. Ülkemizde de komünistlerin ÜDT ve MZD’ye karşı mücadele bayrağını açmasında, Enver Hoca’nın önemli bir rolü oldu.
Emperyalist ülkelerin yanı sıra Sovyet ve Çin revizyonistlerinin Arnavutluk’u boyun eğdirme çabalarına karşı, 3 milyonluk küçük ülkesini savundu. “Arnavutluk halkı gerekirse ot yer, boyuneğmez” diyerek meydan okudu. Ve ölene kadar da her tür kuşatmaya karşı direndi.
1985 yılında ölen Enver Hoca, dünya devrim tarihine oldukça önemli bir miras bıraktı. Ve ML önderler arasında onurlu yerini aldı.
Nisan Ayında Şehit Düşen
İhtilalci Komünistler
Azmi Akan-18 Nisan 1979
İhtilalci komünistlerin ilk şehidi olan Azmi Akan, Adana’da gözaltında tutulan yoldaşlarını kurtarmak için, Sezai Ekinci komutasında Hacı Bayram Karakolu’na düzenlenen baskında vuruldu. Yoldaşları onu yaralı olarak orada bırakmak istemediler, çatışarak geri çekildiler ve bir arabayı gaspederek hastaneye ulaştırdılar. Fakat Azmi yol boyunca kan kaybetmişti, hastanede kurtarılamayak şehit düştü.
Öldüğünde 24 yaşındaydı. Ölmeden kısa bir süre önce örgüte üye olarak kabul edildiğini öğrenmiş ve çok mutlu olmuştu. O, TİKB’nin kurucu üyelerindendi ve ilk şehidi olarak ölümsüzleşti.