Nisan ayı, ABD’de siyahların yeniden sokaklara dökülerek yaşam haklarını savunduğu günlere tanıklık etti.
12 Nisan günü Baltimore’da 25 yaşındaki Freddie Gray, polis tarafından gözaltına alındı; bir hafta sonra hastanede omurilik zedelenmesi nedeniyle hayatını kaybetti.
Gray’in gözaltına alınması, bir tanık tarafından cep telefonuna kaydedilmişti. Görüntülere göre, iki polis silahsız olan Gray’i kollarından sürükleyerek polis minibüsüne götürdüler. Minibüste polisten işkence gören ve ağır şekilde yaralanan Gray, hastaneye kaldırılmıştı.
Gray’ın ölümü, siyahların sokaklara dökülmesine neden oldu. Siyahların öfkesi öylesine büyük, çatışmalar öylesine şiddetliydi ki, polis araçları da dahil olmak üzere yüzlerce araç ateşe verildi, binalar tahrip edildi. Baltimore’da, 1968’de siyah lider Martin Luther King’in katledilmesinin ardından ilk kez Ulusal Muhafızlar görevlendirildi. Seçildiği zaman “siyahların temsilcisi” olduğu iddia edilen Obama da, bir “siyah” değil, “ABD başkanı” olduğunu, eylemleri “anlamsız şiddet” diye tanımlayarak gösterdi.
İki hafta süren eylemler sırasında yüzlerce kişi tutuklandı. Ve gece sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Ancak tepkinin büyüklüğü karşısında, kitleleri yatıştıracak bazı adımlar atma ihtiyacı da duydular.
İlk açıklama Adli Tıp’tan geldi. Rapora göre, Gray’in yaraları tutuklanma anında değil, minibüsün içinde oluşmuştu. Bu rapor, onun minibüsün içinde işkenceye maruz kaldığını gösteriyordu. Ardından savcılık, olaya karışan 6 polisi açığa aldı ve soruşturma başlatıldığını duyurdu.
ABD’de siyahlara dönük polis şiddeti bitmiyor. Keyfi olarak gözaltına alınıyor, gözaltına işkence görüyor, gözaltına alınırken katlediliyorlar. Polisin bu pervasız tutumu, genel olarak devlet tarafından “cezasız” bırakılarak ödüllendiriliyor. Bu da polisleri daha pervasız yapıyor. Öldürdükleri siyahlar için ceza almayacaklarını bilmek, siyahlara dönük her tür saldırıyı meşrulaştırıyor.
Buna karşılık, siyahların öfkesi her geçen gün artıyor. Son bir yılda, birçok ölüm, siyahların müthiş direnişleriyle, kitlesel protestolarıyla karşılandı. Günler-haftalar süren eylemlerle, polis saldırılarına duyulan öfke ortaya kondu.
Bu eylemlerin bazıları hedefine ulaştı ve en azından katil polislerin yargılanmasını sağladı. Ancak, ABD’de yaşayan siyahların eşitlik ve özgürlük mücadelesi, çok daha güçlü ve örgütlü direnişleri zorunlu kılıyor.