Diyarbakır’ın Silvan ilçesi 10 gündür polis-asker kuşatması altında. Özellikle Mescit, Tekel ve Konak mahallelerinde pervasız bir vahşet sürdürülüyor. Her tür silahın kullanıldığı saldırıyla kitle üzerinde tam bir terör estiriliyor.
Devlet “bu üç mahalleyi haritadan sileceğiz” diyor. Ve bombardımanla yerle bir ederek, katliamla yokederek halkı korkutmaya, yıldırmaya çalışıyor. Saldırılar sonucunda, kitlenin bölgeyi terketmesini istiyor.
Ancak tüm bu vahşi saldırılara karşı, direniş sürüyor. Halk bütün gücüyle, 10 günü aşan katliam saldırısına karşı koyuyor.
Bu koşullarda, devlet de saldırının dozunu artırıyor. 12 Kasım günü, HDP, HDK, DBP temsilcileriyle birlikte sokağa çıkma yasağını protesto eden kitlenin üzerine gaz bombalarıyla saldırıldı. 13 Kasım günü ise, polis yine Kürt halkının temsilcilerinin de içinde olduğu kitleye kurşun yağdırdı.
Devletin bu saldırganlığı, Kürt halkının taleplerine duyduğu öfke ve tahammülsüzlüğün göstergesidir. Yaz aylarında birçok il ve ilçede gerçekleştirilen, Eylül ayında ise Cizde’de doruk noktasına ulaşan bu saldırganlık, Kürt halkının direnişini kırmaya dönüktür.
Buna karşı yapılacak tek şey, direnişi daha da yükseltmektir. Cizre’de eksik ve zayıf kalan direniş, Silvan’da çok daha güçlü bir biçimde büyütülmelidir. Bu pervasız saldırganlığı durdurmanın tek yolu budur.