Tahir Elçi’yi yüzbinler uğurladı

tahir-elci-latuff

Diyarbakır Sur’da katledilen Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin katledildiği haberini alır almaz herkes birbirini arıyordu… Her suikastta olduğu gibi acılı yürekler, “bu kadarını da yapacak kadar gözü dönmüş” bir saldırganlık karşısında, kaç kez isyan etmiş beyinler, sıkılı ve öfke yüklü yumruklar birbirini arıyordu… Yapabileceklerini konuştular, bir araya gelerek güçlerine güç katmaya çalıştılar…

Kanla sınanıyorlardı, acıyla, kederle… Derin üzüntü yüzlerine, gözlerine yansımıştı. Ama bir o kadar da kararlı ve başları dik duruyorlardı.

Katiller meydan okuyordu! Göz göre göre “sizi ezeceğiz, yok edeceğiz, öldüreceğiz” diyorlardı. Hep yaptıkları gibi… Halkın gücünden korkan diktatörlerin aramızdan en sevdiklerimizi, en kararlı ve en yiğitlerimizi alması adettendir! Sömürücü sınıflar bunu hep yapar ki, sömürülenler onlara başkaldırma mecali bulamasın, korksun, sinsin, hep başları eğik olsun diye…

Ama halkların da bildiği bir şey var: Bu kadar acımasızlık ve bütün değerleri kalleşlikle yok etmeye yeminli olanlar karşısında çok güçlü olunmalı, ille de başı dik durulmalı… Tam da öyleydiler.

Biraraya, öncelikle Tahir Elçi’ye yaraşır görkemlikte bir cenaze töreni yapmak için geldiler. Diyarbakır’a gidilecekti. Gece nasıl buluşacaklarını konuşmadan önce, her yerde olduğu gibi Adana’da da protesto eylemi için ne yapacaklarını kararlaştırdılar. İnönü Parkı’nda buluşup basın açıklaması yapılacak ve oradan yürüyüşe geçilecekti.

Basın açıklaması yüzlerce insanın katılımıyla gerçekleşti. Sloganlar öfke yüklüydü ve en çok da “Katil Devlet Hesap Verecek” sloganı atılıyordu. Atatürk Parkı’na doğru yürüyüşe geçtiler. Oturma eyleminden sonra gece buluşmak üzere dağıldılar.

* * *

Adana Barosu iki otobüs tahsis etmişti. Yolda ve Diyarbakır girişinde hişbir engelle karşılaşmadan törenin yapılacağı Koşuyolu Parkı’na doğru yürümeye başladılar. Engel yok gibiydi, ama silah sesleri geliyordu kulaklara. Erkenden otobüsten indiklerinde, bir şeyler yemek için girdikleri yerde, çalışanlar ve halk tarafından “dikkat edin çatışmalar sürüyor” diye uyarılmışlardı. Duydukları seslerden de anlaşılıyordu bu. Siverek çıkışında onlarca zırhlı araçla konvoylar oluşturulup ve yığınak yapıldığını ve bazı otobüslerin kente alınmadığını da duymuşlardı.

Avukatlar ve bir kesim kitle örgütleri temsilcileri, Tahir Elçi’nin cenazesinin bulunduğu Selahaddin Eyyubi Eğitim ve Araştırma Hastanesine yöneldi. Tahir Elçi, omuzlar üzerinde morgdan çıkarken “Şehîd namırın”, “Katil devlet hesap verecek”, “Tahir Elçi ölümsüzdür” sloganları atılmaya başlandı. Öfke ve acı yüklü yumruklar havaya kalkıyor, duygular doruklara çıkıyordu. Ailesinin, akrabalarının ve yakınlarının yer yer yükselen feryatları slogan seslerine karışırken, yokuş yukarı çıkan morg yolu insan selinden oluşmuştu.

İnsan hakları anıtının bulunduğu Koşuyolu Parkı’na doğru yürüyüş başladığında, her sokaktan insanlar katılıyordu yürüyüşe. Kitle örgütleri temsilcileri, hukukçular, insan hakları savunucuları, Kürt milletvekilleri, parti yöneticileri yürüyüşün en önündeydiler. “Tahir Elçi ölümsüzdür”, “Katil devlet hesap verecek”, “Şehîd namırın” sloganlarını atıyordu kitle. Öndeki pankartta “PKK terör örgütü değildir” sözü yazılıydı. Tahir Elçi’nin CNN Türk’de yaptığı söyleşide söylediği bu söze yüzbinler sahip çıkıyordu böylece.

Adeta “öldürmekle bitmeyiz, çokuz biz, bize diz çöktüremeyeceksiniz” diyerek yürüyorlardı pankartın ardından. Kürt gençleri “PKK halktır, halk burada” sloganını atıyorlardı. Diyarbakır’ın evlerinde kimse kalmamıştı sanki. Akın akın törene katılıyorlardı. Ve herkesin hemfikir olduğu gibi Vedat Aydın’ın cenazesinden sonra bu büyüklükte katılım ilk kez oluyordu. Diyarbakır Tahir Elçi’yi, son yolculuğuna yüz binlerce kişinin katıldığı yürüyüş ve cenaze töreniyle uğurluyordu. Kepenkler kapalıydı. Hayat sadece “Tahir Elçi nezdinde devletten hesap sormaktan” ibaretti o gün. Tahir Elçi’ye “rahat uyu” deniyordu, “yüzbinleriz biz, mücadele bayrağı yere düşmeyecek”… Tıpkı yaptığı konuşmada kardeşi Ahmet Elçi’nin dediği gibiydi: “Tahir Elçi Kürdistan halkının kardeşidir. Hrant Dink’in, Vedat Aydın’ın, Musa Anter’in öğrencisidir. Kardeşim ne ilk ne de son şehittir. Ama faşistler bilsin ki Kürt halkı sonuna kadar direnecektir…”

HDP eşbaşkanı Selahattin Demirtaş ve Tahir Elçi’nin eşinin de konuşma yaptığı tören sonrasında yüz binler Yeniköy Mezarlığı’na ulaştı. Önlerinde “Hepimiz Elçi’yiz, ölümlerle bitmeyiz” pankartı vardı. Öylesine kalabalıktı ki, mezarlığa giriş saatler sürdü. “Şehîd namırın” sloganlarıyla girildi mezarlığa. PKK bayrakları ve Abdullah Öcalan flamaları da taşıyordu gençler.

Törene katılanların büyük bir kısmı şehitler mezarlığını da ziyaret ediyordu. Burada onlarca şehit yatıyordu ve tıpkı halkın ziyaret ettiği kutsal bir yer gibiydi. Bu kadar şehidi olan ve şehitlerini bu kadar sahiplenen bir halk asla yenilmezdi. Oradaki tablo da böyle konuşuyordu…

 

 

Bunlara da bakabilirsiniz

“Yenidoğan çetesi” ve sağlıkta özelleştirme

Sağlıkta özelleştirmenin en korkunç yönlerinden biriyle yüzleştik geçtiğimiz günlerde. Yeni doğan bebeklerin, sadece ve sadece …

Öğretmen mülakatları emek gaspıdır

Milli Eğitim Bakanlığı 25 Ekim’de mülakat sonuçlarını açıkladı. Bir “müjde” olarak ise 20 bin sözleşmeli …

“ZAFER ne zaman gelecek bilmiyorum. Ama geleceğini biliyorum…”      

1800’lü yılların ilk yarısında, dünya, işçi direnişleri ve halk isyanlarıyla alev topu gibiydi. Bu ülkeler …