Bir seçim vaadi olarak ortaya çıkan asgari ücret artışı, işçilerde büyük bir hayal kırıklığı yarattı. İşçiler, 1300 TL asgari ücrete 100-150 TL de asgari geçim indirimi (AGİ) eklenirse, 1400-1450 TL şeklinde artış olacağını umuyorlardı. Fakat AGİ’nin yapılan artışın içerisinde gösterilmesi, 6 ayda bir yapılan asgari ücret zammının bir yıla çekilmesi, artışı 1300 değil, 1170 TL’ye denk getirmektedir.
Diğer taraftan eski işçilerle yeni işçiler arasında ücret farkını yıllara göre azaltmakta, ortadan kaldırmaktadır. Yeni işe giren bir metal işçisinin söylediği gibi, “bir yıllık işçiyim, 7 yıldır çalışan işçiyle aynı ücreti alıyorum.” Türk Metal örgütlü olduğu Federal Mogul işçisi, “Yeni giren arkadaşlarımız bizi yanlış anlamasın. Onlar niye alıyor, biz niye almıyoruz değil bizim derdimiz. 7 yıllık işçiyim, ama bugün 7 aydır bu fabrikada çalışan arkadaşla aramda aylık 16 lira fark var. Ben hak ettiğim parayı istiyorum. Emeğimin karşılığını istiyorum”.
Federal Mogul işçisinin ifadeleri kıdemli işçilerle yeni işçilerin arasındaki ücret farkının ne kadar eridiğini göstermeye yeter. Ayrıca TİS’lerde yer alan ve bugüne kadar asgari ücretin üzerinde bir ücrete karşılık gelen işe giriş ücretleri, bugün asgari ücretin altında kalmıştır. İşin niteliğine göre değişkenlik gösteren işe giriş ücretlerinin tümü aynı miktara, yani asgari ücrete eşitlenmiştir.
Renault işçileri yolu açtı
15 Ocak’ta “ek zam” talebiyle eylemlere başlayan Renault işçisinin eylemleri devam ediyor. İşçiler “ek zam yoksa mesai de yok” diyerek çeşitli eylem biçimleri devreye sokuyorlar. ÜET (en küçük üretim birimi) sözcüleri her pazar toplantı yaparak, eylemleri değerlendiriyor, yeni eylemleri belirliyorlar. Mesaiye kalmama sabit eylem biçimi olarak kalırken, her pazartesi ve perşembe günü fabrika bahçesinde “açlıktan ölmeyiz biz bu yoldan dönmeyiz. Ek zam yoksa mesai de yok” sloganları eşliğinde kol kola girerek yürüyüş yapıyorlar.
Ayrıca yaratıcı eylemleri de devreye sokuyorlar. Yemekhane eylemleri bunlardan biri. 3 yemekhanenin bulunduğu fabrikada bir vardiyada çalışan işçilerin tamamı, tek bir yemekhaneye gidiyor. 350 kişilik yemekhanede 3 katı yoğunluk yaşanıyor. Bir de buna tabak ve kaşıklarını masada bırakılması ekleniyor. Böylece her vardiya yaklaşık yarım saat üretim alanına geç gidiyor. Başka bir ifadeyle her vardiya yarım saat üretimi durdurmuş oluyor.
Renault işçileri Renault yöneticilerini ve MESS’i bir hayli korkutmuş. MESS üyelerine “TİS dışında farklı bir uygulamaya girmeyin. Ek zam vermeyin” uyarıları yaparken, Renault yöneticileri de fabrika içinde baskıları artırıyor. Bir yandan “mesaiye kalın” baskısı uygularken, bir yandan da çağırdıkları iş müfettişleriyle işçileri korkutmaya çalışıyorlar. Müfettişler, işçilere savcı gibi sorular soruyor ve bunları kameraya çekiyorlar. “Bu eylemlere neden katılıyorsunuz?”, “Sizleri kim zorluyor?”, “Sözcüleriniz kim?” gibi sorularla psikolojik baskı yapıyorlar. İşçiler müfettişlerin, “işinizden olursunuz” diye tehdit bile ettiklerini söylüyor. Tüm baskılara karşı kararlı bir şekilde mücadeleye devam edeceklerini ifade ediyorlar.
Renault işçisinin eylemleri, patronları korkuturken, işçi sınıfına da moral veriyor, esin kaynağı oluyorlar. Ek zam eylemleri yaygınlaşarak devam ediyor.
Cengiz Makine, Sarkuysan, Kroman Çelik…
Renault işçileri, diğer fabrikaları harekete geçirmediği için Birleşik Metal yönetimine tepkililer. Sendika yönetimi ise “bizim işyerlerimizde saat ücretleri yüksek” diyerek geçiştirmeye çalışıyor. Buna rağmen Birleşik Metal-iş’in örgütlü olduğu Kroman Çelik, Sarkuysan, Cengiz Makina’nın da bulunduğu çeşitli fabrikalar ortak mücadele etme kararı aldı. İzmir’de Schneider Elektrik, Bilecik’te Demisaş, Bursa’da SCM gibi fabrikalar da eylemlere başladı.
Cengiz Makina’da işçiler, üretimin yüzde 35 düştüğünü belirttiler. Buna patronun saldırısı da gecikmedi. Çeşitli tehditlerle işçilere geri adım attıramayan patron, MESS’i devreye soktu. MESS avukatları, 19 Şubat günü Tomalar ve çevik kuvvetle birlikte fabrikaya gelerek kriz masası kurdu. Patron “ek zam talebini artık benimle değil, MESS’le çözün” dedi. Fabrikada fotoğraf çeken MESS avukatları, panolara eylemin sürmesi halinde işten atmaların başlayacağını yazdılar. Ayrıca patronun zararının MESS tarafından karşılanacağını da belirttiler.
Bu gelişme üzerine işyeri komitesi bir toplantı yaparak, sendikayla görüşeceklerini süreci yeniden değerlendireceklerini belirtti. Birleşik Metal-iş Gebze şube başkanı Necmettin Aydın, “işyeri komitelerimizin aldığı kararı destekleyeceğiz” diyerek, topu işçilere attı. Sanki kendileri bu işten sorumlu değillermiş, dışardan destekçilermiş gibi…
Tofaş ve Coşkunöz eyleme hazırlanıyor
Tofaş “metal fırtınası” döneminde Renault işçilerinden sonra üretimi durduran ikinci işyeriydi. Fakat birlikteliğini uzun süre koruyamadı. Türk Metal sendikasından istifa eden işçilerin büyük kısmı, AKP yandaşı olan Çelik-iş sendikasına gittiler. Şimdi işçilerin tepkisi sadece patronlara değil, sendikacılara da yönelmiş durumda.
Ek zam için hem Türk Metal’in hem Çelik-iş’in kapısını çalan işçiler “2017’i bekleyin” cevabı alıyorlar. “Çelik-iş sendikasının da Türk Metal’den bir farkı yok” diyen işçiler, sendikadan bağımsız eylem kararı aldılar.
Yetki karmaşası yaşayan Tofaş işçileri, 21 Şubat’ta Bursa kent meydanında yapmayı kararlaştırdıkları ek zam eylemini Ankara’daki bombalı eylemden dolayı 6 Mart tarihine ertelediler. 21 Şubat eylemine katılacağını duyuran Coşkunöz işçileri de bir açıklama yaparak 6 Mart eylemine katılacaklarını belirttiler.