Şovenizmin futbol hali AMEDSPOR’A CEZALAR

amedspor

Kürt halkı üzerinde baskı ve terör tüm şiddetiyle sürerken, bunun izdüşümü futbola da yansıdı. Daha önceki yıllarda gördüğümüz gibi…

Artık ezberlediğimiz bir klişedir; “futbol asla sadece futbol değildir!” Hele ki Türkiye’de. Son olarak Amedspor’un başına gelenler, bu gerçeği bir kez daha ortaya serdi.

İkinci ligte oynayan Amedspor, Türkiye kupası maçlarında süper ligte oynayan takımları eleme başarısı gösterdi. Başakşehir’i ve Bursa’yı kupa dışında bıraktı. Özellikle Bursa Spor’u, hem de Bursa’da elemesi, adeta bir rövanş gibiydi. Çünkü daha önceki yıllarda süper ligde oynayan Diyarbakır Spor’a, Bursa’da çok büyük saldırılar yapılmıştı. Sadece Bursa’da değil, Diyarbakır Spor, gittiği birçok yerde “Kahrolsun PKK” sloganlarıyla karşılaşmış, saldırılara uğramıştı. Oysa devlet, Kürt halkını futbol ile uyutmak için, bu takımı süper lige özel olarak taşımıştı. Hizbullah tarafından öldürülen Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okan’ın Diyarbakır Spor’un başarısı için ne büyük çabalar sarfettiği biliniyor.

Şimdi ise karşılarında Kürtçe ismiyle kurulmuş Amedspor vardı. Üstelik Kürt halkına karşı savaş açıldığı bir zamanda, bu Amedspor, büyük başarılara imza atıyordu. Taraftarları gittiği her yerde coşkuyla karşılıyor ve “sarı-kırmızı-yeşil” bayraklarını dalgalandırıyorlardı. Bir de “Barikat” adını verdikleri bir taraftar grubu vardı ve “Barikat burada, dimdik ayakta” sloganını atıyordu.

Bu durum şoven kesimleri fazlasıyla rahatsız etti. Taraftarlar “Çocuklar Ölmesin Maça Gelebilsinler” pankartını da açınca, iyice zıvanadan çıktılar. Amedspor’a ceza yağdırdılar. Ünlü oyuncusu Deniz Naki’ye, internet üzerinden paylaşımları ve sahada yaptığı zafer işareti yüzünden, tam 12 maç oynamama cezası verildi. Oysa sahalarda asker selamı veren, rabia işareti yapan birçok oyuncunun bırakalım cezaya çarptırılmasını, taltif edildiklerini biliyoruz.

Almanya’da futbola başlayan Deniz Naki, orada da “Türk” denilerek Neonazi saldırılarıyla karşılaştığını belirtiyor. Türkiye’de ise, Kürt ve Alevi olmasının sıkıntılarını yaşıyor. Kolundaki Che dövmesinden, “Yaşasın Azadi” demesine kadar, herşey, şoven kesimlerin saldırısına vesile oluyor.

Türkiye kupasında çeyrek finale yükselen Amedspor, eşleştiği Fenerbahçe ile maçını, Deniz Naki’den yoksun ve seyircisiz oynamakla karşı karşıya kaldı. Bu öyle bir karşılaşmaydı ki, ikinci emperyalist savaş döneminde filmleri çekilen maçlardan farksızdı. Amedspor, sahaya ceza konusu olan “Çocuklar ölmesin maça gelebilsinler” pankartı ile çıktı. Ardından maçın başlama düdüğüyle birlikte yarım dakika yerlerinde durarak, hem kendilerine, hem de taraftarlarına yapılanları protesto ettiler.

Bu sırada taraftarlar da stadın çevresinde onlara seslerini duyurmaya çalışıyordu. Zaten stadın seyirci kısmında da kocaman bir pankart vardı. Sanki seyirciler oradaymış gibi gösteren bir resimle ve yanlarında olduklarını belirten yazılarıyla oradaydılar. Stadın etrafı polislerle çevrili olduğu halde, seslerini stada kadar ulaştırdılar. Amedspor’un golüyle daha da coşan kitlenin üzerine, polis gaz bombaları yağdırdı. Öyle ki, gaz bulutları stadın üstünü kapladı ve oyuncular dahil, orada bulunan herkes etkilendi. Bunun üzerine polis tazyikli su ile dağıtma yoluna gitti. Fakat taraftarlar her golle birlikte daha da coşarak, maçın sonuna kadar orada kalmayı başardı.

Amedspor, futbol olarak da çok iyi bir futbol sergiledi. Fenerbahçe gibi süperligde lider durumundaki büyük bir takımla başa baş oynadı. İki kez öne geçti. Fenerbahçe son anda beraberliği yakaladı ve maç 3-3 berabere bitti. Ancak maç, asıl sahada değil, dışarda oynanmıştı. Amedspor seyircisiz ve en önemli oyuncusundan mahrum bırakılmıştı. Tüm bu cezalara, baskılara rağmen yılmadığını, ceza verilen pankartla sahaya çıkarak gösterdi. Ve maçın skoru ne olursa olsun, Amedspor galipti.

Faşizm, her yerde futbolu kitleleri uyutmak için kullandı, kullanıyor… Türkiye’de de futbol sahaları şoven gösterilerin mekanı oldu. En son Konya’da oynanan milli maçta, Ankara Gar’ında katledilenler için saygı duruşu sırasındaki yuhalamalar hatırlardadır.

Fakat kitle hareketinin yükselişe geçtiği dönemlerde, faşizme karşı mücadelenin bir parçası haline de geldi. Örneğin Erdoğan, Galatasaray stadından yuhalanarak kovuldu. Keza Haziran direnişi sırasında başta Çarşı olmak üzere taraftar gruplarının çok önemli katılımları oldu. Fenerbahçe stadı, Haziran şehidi Ali İsmail Korkmaz’ın marşıyla inledi. Bir çok stadda 34. dakikada “Her yer Taksim, her yer direniş” sloganları atıldı vb…

Kısacası egemenler, futbolu kitleleri uyutmak için kullanmak istemelerine rağmen, yükselen mücadelenin futbol sahalarına da yansımasını engelleyemiyor. Dün Diyarbakır Spor’u süper lige çıkartıp Kürt halkının mücadelesini geriletmek isteyenler, bugün Amedspor’a cezalar yağdırıp sahaya çıkamaz hale getirmeye çalışıyor.

Amedspor, futbolun devlet tarafından nasıl şoven bir saldırıya alet edildiğini gösterdiği kadar, direnişin bir simgesi haline de gelebileceğini bir kez daha ortaya koydu.

Ve “futbolun asla sadece futbol olmadığı” gerçeğini yeniden hatırlattı.

Bunlara da bakabilirsiniz

Yumuşama, normalleşme, çözüm derken… Yine kayyum saldırısı

Bahçeli’nin 1 Ekim’de yeni yasama yılının açılışında, DEM Parti milletvekilleriyle tokalaşması ile başladı her şey… …

Hapishanelerdeki hak ihlalleri

Ekim ve Kasım aylarında hapishanelerdeki hak ihlalleri sürüyor. Bir yandan yeni tutuklamalarla hapishanedeki siyasi tutsakların …

Genel-iş ve işbirlikçi sendikaların durumu: KAZANMANIN YOLU

Genel-iş sendikasının örgütlü olduğu CHP’li belediyelerde İstanbul başta olmak üzere peşpeşe grevler yaşandı. Fakat Genel-iş …