HDP’li milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması gündeme gelince, 1994’te DEP’li vekillerin polis tarafından meclisten apar-topar götürülmesi akla geliyor. Özellikle de Orhan Doğan’ın kafasının eğilerek polisler tarafından arabaya bindirilmesi, belleklerden silinmiyor.
1991 seçimlerinde, Kürt hareketi SHP ile ittifak yapmış ve Orhan Doğan, Leyla Zana, Hatip Dicle, Mahmut Alınak, Selim Sadak gibi isimler SHP listesinden milletvekili seçilmişlerdi. Yemin töreninde Leyla Zana’nın “sarı-kırmızı-yeşil” bir saç bandı ile kürsüye çıkıp Kürtçe bir cümle söylemesi, düzen partileri tarafından büyük bir tepkiyle karşılanmış ve DEP’li milletvekilleri hakkında soruşturma açılmıştı.
DEP’li vekiller ise, milletvekili dokunulmazlığı nedeniyle haklarında işlem yapılamayacağını savunarak, TBMM’den ayrılmamaya karar verdiler. Bunun üzerine polis, meclise girip DEP’lileri zor kullanarak gözaltına aldı ve o sahneler yaşandı. DEP’li vekiller yaklaşık 10 yıl hapis yattılar.
Sonrasında, başta AKP’liler olmak üzere, birçok siyasetçi, bir daha böylesi sahnelerin yaşanmaması gerektiğini söyledi. Artık ‘90’lı yıllar geride kalmıştı, “demokrasimiz” gelişmişti ve meclis, Kürt vekillere de açıktı! Oysa “yüzde 10 barajı” dahil, anti-demokratik hiçbir yasayı kaldırmadılar. Bağımsız milletvekili seçilmeyi de zorlaştırdılar. Seçim dönemlerinde her tür zorluğu çıkardılar. Bütün bunları aşarak giren vekillere meclisi dar ettiler. Şimdi de atmaya hazırlanıyorlar!
Ama dönem ’94 değil! Hem bölgede, hem ülkede çok şey değişti. Daha önemlisi, Kürt halkı 20 yılı aşkın sürede çok önemli deneyimler yaşadı. Dolayısıyla HDP’li vekillerin atılması, DEP’liler kadar kolay olmayacak! Egemenleri düşündüren ve tedirgin eden de bu!