1 Mayıs sabahı, Eğitim-Sen’in önüne gelen tüm kurum, parti ve dergi temsilcileri, Eğitim-Sen’in polis tarafından arandığına tanık oldular. Bomba olasılığına karşı imiş bu arama. Kurum, parti ve dergi yöneticileri gece karanlığında gelen haberle sarsılmışlardı zaten. Tertip Komitesi gönderisinde “İlimizde düzenlenecek 1 Mayıs, ‘canlı bomba’ istihbaratı bilgisi nedeniyle… iptal kararı alınmıştır. Konuyla ilgili yapılacak basın toplantısına katılımınızı bekliyoruz” diyordu..
Tertip Komitesi’nin, 1 Mayıs etkinliğini alana girmeme dâhil bütünüyle iptal etmesi ve bunu sabah basın toplantısı yoluyla kamuoyuna açıklaması, diğer katılımcılar tarafından protesto edildi..Ardından HDK bileşenleri toplantı yaparak yasaklanmamış alana girmeyi kararlaştırdı.
HDK ile hemfikir olan tüm kurum, parti ve dergiler, programda olduğu gibi akşam 17.00’de Uğur Mumcu Alanı’nda toplanma hazırlığı yapmak üzere çekildiler. Ancak emniyet, “bomba ihbarı” ile panikletip susturamadığı kitleyi engellemek için, alanı da yasakladı. Alana girmek isteyen herkesi, biber gazı ve coplarla dağıttı. Şehrin en merkezi sokakları Gezi Direnişi’nde olduğu gibi çatışma alanına dönüştü ve gazdan göz gözü görmedi. Aralarında Özgür Gelecek, BDSP ve ESP’lilerin bulunduğu gözaltılar; içlerinde ÇHD’den avukat Ali Akıncı’nın ve EMEP’lilerin de olduğu yaralanmalar yaşandı. Çatışmalar akşam saatlerine dek sürdü.
Çatışmalar sürerken HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, miting alanına yakın bir yerde basın açıklaması yapmak için emniyet yetkilileri ile görüştü. Polis, Tertip Komitesi’nin mitingi iptal etmesi nedeniyle müsaade etmeyeceklerini bildirdi. Yapılan tartışmalar sonucunda basın açıklaması yapıldı ve sloganlar atılarak bitirildi.
* * *
Adana’da 1 Mayıs’ın nasıl kutlanacağı yönündeki ön görüşmeler 1 Mayıs’a haftalar kala başlamıştı. DİSK baştan itibaren emniyet ve valiliğin uyarılarını dikkate alacağını, dolayısıyla yürümeyip direkt Uğur Mumcu Alanı’na gideceğini ilan etti ve bunu diğer kurumlara dayattı. Diğer kurumların çabasına rağmen bu tutumunu değiştirmedi. Ardından ertesi toplantılarda TMMOB da DİSK gibi yürümeden alana gireceği yönündeki kararını -toplantıya da gelmeden- bildirdi.
Emniyet ve valilik, diğer kurumları yürütmemek ve tıpkı DİSK ve TMMOB’a kabul ettirdiği gibi şehrin sokaklarında görünmeden alana sokmak konusunda oldukça büyük uğraş verdi. Tertip komitesi, DİSK’in ve TMMOB’un tutumunu şiddetle eleştirerek daha dik durdu; bu tablo, 1 Mayıs’a dek sürdü.
Emniyet ve valiliğin haftalarca yürüttüğü sistemli baskı, 30 Nisan gecesi daha da yoğunlaştı ve tertip komitesi gece vakti, mesaj ve maillerle iptal kararını bildirdi.
Adana’da günlerce süren 1 Mayıs hazırlıklarında devrimciler cephesinin hoşnutsuzluğu vardı. Çünkü bir yıl önce miting korteji, şehrin ıssız ve polis denetiminin çok sıkı olduğu bir güzergahtan yürütülmüştü; bu yıl ise şehrin en işlek noktalarından iki koldan yürüme kararı aldırmayı başarmıştı. Böylece 1 Mayıs’ın ruhuna uygun olarak bütün şehir ayakta oluyor, katılmayan çok kişiye de sloganlar, pankartlar aracılığıyla talepler duyuruluyor ve kitlelerin ilgisi 1 Mayıs’a çekiliyordu.
Tertip Komitesi bu yıl ‘güvenlik’ nedeniyle eski güzergâhta, yani Mimar Sinan Parkı’nda toplanıp Groseri kavşağından Kasım Gülek Köprüsü’ne dönerek Sular yönünden Uğur Mumcu Alanı’na girme konusunda ısrar etti. Fakat valilik yine o ‘sihirli’ sözcük üzerinden giderek toplanma yerini ve yürüyüş güzergâhını yasakladı. Bu durumda Tertip Komitesi, ‘güvenlik’ nedeniyle toplanma ve yürüyüş kolunu alana en kısa mesafe olan Atatürk Parkı’na çekti. Böylelikle Atatürk Parkı’nda toplanılacak ve Sular yönünden Uğur Mumcu Alanı’na girilecekti.
Devrimci dergiler ve kurumlar, geçen yılki toplanma merkezlerinden biri olan İnönü Parkı’nda toplanma kararı aldılar. Ancak son günlere doğru bu tutumda değişiklik yapanlar çıktı. HDK bileşenleri ortak davranma dışına düşmemek için sendikalarla Atatürk Parkı’nda toplanacaklarını açıkladı. Buna rağmen, Demokratik Haklar Federasyonu, Kaldıraç, Mücadele Birliği Platformu ve Proleter Devrimci Duruş İnönü Parkı’nda toplanıp Atatürk Parkı’na doğru yürüyecek ve orada toplananlarla birlikte alana girecekti.
Tertip Komitesi’nin gece vakti aldığı iptal kararı ile, tüm kurum, parti ve dergiler aldıkları kararları yeniden gözden geçirmek zorunda kaldılar. Ve sonuçta alan yasağı da dahil tam bir sıkıyönetim haliyle karşılaştılar. Fakat yasak ve baskılara karşın Adana’nın tüm caddeleri 1 Mayıs alanı oldu.
* * *
Bu yıl 1 Mayıs çalışmalarında ülke çapında yaşanan yasaklamalar, gözaltılar güney illerinde çok fazla hissedildi. Sadece Adana değil, neredeyse tüm Güney illeri yasak ve baskılarla cebelleşmek zorunda kaldı. IŞİD başta olmak üzere gericiler, faşistler, katiller sürüsü cirit atıp rahatlıkla örgütlenirken; işçi ve emekçilerin kendi öz bayramını kutlaması ve taleplerini haykırması yasaklandı. Savaşın sonuçlarını en ağır şekilde yaşayan güney illerinin devrimci, demokrat, ilerici güçlerinin çok daha güçlü ve sıkı örgütlenmesi gerektiği bir kez daha açığa çıktı böylece.