Maraş’ta “cihatçı kampı”na karşı direniş

maras-kamp-eylemi

Maraş ve Pazarcık arasında, Alevi köylerinin bulunduğu bölgede, devletin yapmak istediği mülteci kampına karşı başlatılan kitlesel eylem, bir ayı geride bıraktı.

Bölgede 20’ye yakın Alevi köyü bulunuyor. Devletin yapmak istediği 25 bin kişilik mülteci kampı ise, Alevi köylerinin ortasına inşa ediliyor. Ve başta Terolar Köyü olmak üzere, bölgede yaşayanlar iki nedenle bu mülteci kampına karşı direnişe geçiyorlar. Birincisi, kampın inşa edildiği alan, çevre köylerin hayvan otlatmak için kullandığı mera alanı. Yani bu kampla, Alevi köylerinin en önemli yaşam alanı gaspediliyor. İkincisi, Maraş katliamının mağdurlarından olan bu köylüler, yanıbaşlarında yeniden mezhepsel çatışmayı körükleyecek bir odak olmasını istemiyorlar.

Kamp, Suriye’den gelen muhalif sığınmacılar için hazırlanıyor. Suriyeli muhaliflerin, Esad’a karşı savaşan cihatçılarla bağlantı içinde olduğu biliniyor. Bu zemin, sığınmacı kamplarını cihatçıların örgütlenme alanına çeviriyor. 2011 yılından bu yana, başta Hatay olmak üzere sınır bölgesinde kurulan kamplar, cihatçıların kontrolü altında bulunuyor. Hatta kimilerinde askeri eğitimler gerçekleştiriliyor.

Maraş halkı için, Aralık 1978’de devlet tarafından planlanan ve devlet destekli sivil faşistler tarafından gerçekleştirilen Maraş katliamının izleri çok taze. Bu saldırıda, kapıları işaretlenen Alevi evlerine saldırı gerçekleştirildi ve resmi rakamlara göre 111, gerçekte ise 500’den fazla insan katledilmişti.

Bu koşullarda, tam da Alevi köylerinin ortasında 25 bin kişilik kamp inşası, açık bir provokasyon olarak, kitlenin tepkisini çekti. Bir aydan fazla zamandır, bu kampın inşasına karşı büyük bir direniş gerçekleştiriliyor.

Eylemin giderek etkili bir hal alması üzerine, 9. günden itibaren jandarma saldırısı da başladı.

Eylemin 11. gününde ise bölgede bir miting düzenlendi. Devlet mitinge katılımı zayıflatmak için, çevre illerden gelenleri engelledi. Mitingin ardından kamp alanına yürümek isteyen kitleye jandarma gaz bombası ile saldırdı.

Biber gazlı ve coplu jandarma saldırısı, kitlenin öfkesini ve kaygılarını daha da büyüttü. Kitledeki “cihatçı kampı hazırlanıyor” yönündeki düşünceyi güçlendiren bir etki yarattı.

3 Nisan’da gerçekleşen eyleme dönük polis saldırısında, şehit verildi. Terolar Mahallesi’nde oturan Ali Kabayel, polisin gazlı saldırısından etkilenerek yaşamını yitirdi.

Bu koşullarda, bölge halkı kimi zaman kamp alanına gerçekleştirdiği mitinglerle, kimi zaman kent içindeki basın açıklamalarıyla direnişini sürdürüyor.

Son olarak Mayıs ayının ilk günlerinde, Alevi köylüleri kamp alanında miting çağrısı yaptı. Maraş valiliğinin yasaklamasına rağmen miting alanına yürümeye çalışan kitleye devlet gaz bombalarıyla saldırdı. Mitinge katılmak üzere kente gelen sanatçı Pınar Aydınlar’ın da içinde olduğu çok sayıda kişi saldırı sırasında gözaltına alındı.

Maraş katliamı, doğrudan devlet destekli bir katliamdı, sonrasında ortaya çıkan belgeler de bunu kanıtladı. Şimdi devlet yeni bir provokasyon hazırlığı yapıyor, kampın inşasını sürdürüyor.

Ancak Maraş halkı, geçmişteki gibi bir saldırıyla karşı karşıya kalmamak için, devletin uyguladığı şiddete rağmen ve şehitler pahasına bugünden direnişi büyütüyor.

Bunlara da bakabilirsiniz

Metal’de -yasağa rağmen- grevler sürüyor

Birleşik Metal-İş Sendikası (BMİS) 5 işletmede TİS görüşmelerine 9 Ağustos’ta başlamıştı. Bunlardan 1’i hariç 4’ü …

ASGARİ ÜCRET ve BİZ EMEKLİLER…

17 bin 2 TL olan asgari ücrete yapılacak zam, günümüzde en temel gündem maddelerinden birisi. …

İEB, savaş bütçesine karşı mücadeleye çağırıyor

Mecliste görüşülmekte olan yağma ve savaş bütçesine, işçilere layık görülen sefalet ücretine karşı, İşçi Emekçi …