Kürt kentlerinde devletin düzenlediği katliamları protesto ederek “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı bildiriye imza attıkları için tutuklanan akademisyenler Esra Mungan, Meral Camcı, Kıvanç Ersoy ve Muzaffer Kaya, 22 Nisan’da Çağlayan’da yapılan mahkemede serbest bırakıldı.
Bildiriye imza atan akademisyenler, doğrudan Erdoğan’ın hedef göstermesiyle çeşitli saldırılara maruz kalmışlardı. Birçok üniversite, soruşturma açtı, bazıları sözleşmeleri yenilemeyerek işten çıkardı, odalarının kapıları üzerine faşistler tarafından tehdit mesajları yapıştırıldı. En son Eskişehir’de, üzerinde “Barış isteyen akademisyenler için idam” yazılı döviz bulunan bir cansız manken, yol tabelasına asıldı.
Tüm bunlar, akademisyenleri yıldırmak ve AKP’nin saldırılarına tepki gösteren bütün muhalefete gözdağı vermek için yapılıyordu. Ancak, akademisyenlere saldırılar kadar, destek ve dayanışma da çığ gibi büyüdü. Çeşitli eylemlerin yanısıra Bakırköy Kadın Hapishanesi ve Silivri Hapishanesi önünde nöbet tutma eylemi gerçekleştirildi. Nöbet eylemine sendikalar, devrimci kurumlar, akademisyenler ve kitle örgütleri katıldı. Böylece, akademisyenlerin tutuklu geçirdiği her gün, ayrı bir eyleme, protestoya sahne oldu.
12 Nisan günü, Bakırköy Hapishanesi önündeki eyleme, Proleter Devrimci Duruş okurları da katıldı. Saat 12’den itibaren başlayan nöbet eylemi, saat 15’e kadar sürdü. Eylem sırasında sohbetler gerçekleştirildi. Aynı gün nöbet eylemine DİSK yönetim kurulu ve Sendika.Org da katıldılar. Nöbet sırasında DİSK adına basın açıklaması yapıldı.
Yükselen bu destek ve dayanışma eylemleri, devletin akademisyenleri serbest bırakmasını sağladı.