Mehmet Fatih Öktülmüş, 1984 yılında İstanbul cezaevlerinde gerçekleşen Ölüm Orucu eyleminde şehit düştü. DS savaşçıları Abdullah Meral, Haydar Başbağ, Hasan Tel ile birlikte sonsuzluğa uğurlandı.
Onlar, 12 Eylül cuntasının devrimci tutsaklar üzerinde uygulamaya kalktığı “tek tip elbise” başta olmak üzere, faşist yaptırımlara bedenleriyle barikat oldular. Hem içeride, hem dışarıda 12 Eylül faşizminin karanlığını yaran gün ışıklarıydılar. Faşizme ve teslimiyete karşı direndiler, buzkıran oldular…
Mehmet Fatih Öktülmüş, ihtilalci komünist hareketin kurucularındandır. ODTÜ’de okuduğu yıllarda devrimci mücadeleye atılmış, ABD Büyükelçisi Commer’in arabasının yakılması dahil o yılların ögrenci eylemlerinin hepsinde yer almıştır.
12 Mart döneminden itibaren defalarca işkenceye alınmış, tutsak düşmüş, ama her defasında direnerek faşizmi kendi ininde yenmesini bilmiştir. Birkaç kez firar ederek özgürlüğüne kavuşan M. Fatih, son olarak ’81 yılında yakalanır ve Adana, Ankara, İstanbul işkencehanelerinde adını bile söylemez, ifade vermez. Bu direnişiyle başta yoldaşları olmak üzere tüm devrimcilere örnek olur. İhtilalci komünistlerin direniş çizgisinde onun önderliğinin tartışılmaz bir yeri vardır. Direnen her komüniste işkenceciler “Fatih gibi” diyecektir. Fatih, işkencede direnişin simgesi olur.
O, sadece yoldaşlarının değil, tüm devrimci ve demokratların, onu bir biçimde tanıyan işçi ve emekçilerin, unutmadığı ve unutamayacağı bir isimdir. Çünkü geleceğin toplumundan, sosyalizmden günümüze düşen bir ışık halesi gibidir. Mütevaziliği, fedakarlığı, çalışkanlığı, sözle eyleminin bir olması, kısaca tüm insanal özellikleriyle “yeni tipte insan”ı kendi şahsında somutlamıştır. Gittiği yerde, saygı ve güven uyandırır. Örgütçü yönleriyle sivrilir. İşçi sınıfının sendikal mücadelesinden, komünist bir örgütü örgütlemeye kadar, her alanda başarılıdır. İşkence ve zindanlarda ise, direnişi örgütleyendir. Düşmanlarına korku salan, dostlarına güç ve moral verendir.
Türkiye devrimci hareketinin yetiştirdiği seçkin önderlerden biridir Mehmet Fatih Öktülmüş. Daha yaşarken tüm devrimcilerin saygısını ve güvenini kazanmış ender bir insandır.
Son eylemi olan ölüm orucunda da önder rolünü oynar. Onun varlığı, eylemin başarısının garantisi gibidir. Öylesine büyük bir güven verir. Zaferin ölümle geleceğini anladığından “ipi ilk kim göğüsleyecek” yarışını başlatır. Ve son sözleri, “ölebiliriz ama BİZ KAZANACAĞIZ”dır. Bu sözler slogan olur yoldaşlarının dilinde, pankart olur asılır, marş olur, şiir olur… Ve işçi direnişlerinde sınıfın zafer azmini dile getiren and olur…
Fatih ve yarattığı mirası yaşıyor, yaşayacak…
Her özlemi yağmurla başlatan bu yerde
Bir kartal havalanır gökyüzüne
Adını yıldızların en görkemlisine yazar
Bütün yanlışlara göz ucuyla bakar…
Aşar dağları, denizleri ve kentleri
Bağcılar’da bahçeleri taşır güneşe
Metris’te ölümü gül diye yakasına takar
…
Her özlemi yağmurla başlatan bu yerde
O kartal ki
Adı hem yürekte sızı
Hem gökyüzünde Kutup Yıldızı!
Bakar bulutların üstünden
yerin ta derinliklerine
Sorar en kuytudaki çaresiz yalnızı…
Pamuk tarlalarında yangın yüzlü ırgatlar
Açlık denizlerinden ağlara çekilmiş nasırlar
Ve ilk komünden beri geçen yüzyıllar
Bırak ki bakışlarında
O kartalın uçuşuna vurulsunlar
Ve sorsunlar
Anlamı nedir diye yaşamanın
Her yerde tükendiği bir anda umudun
Umudu çelik çelik donanmanın
Mutlaka bir anlamı vardır böyle yaşamanın
Adnan Yücel