Son yıllarda artan bir şekilde muhbirliğin özendirildiğini görüyoruz. Erdoğan’ın hemen her ay yaptığı “Muhtarlar Toplantısı”nda, muhtarlara bu yönde çağrılar yapılıyor. 15 Temmuz sonrası hem Erdoğan, hem de Başbakan ve neredeyse tüm bakanlar, halkı ihbarcılığa davet etmişlerdi.
Her zaman haklı bir tiksinti uyandıran, lanetlenen muhbirlik, AKP döneminde patlama yaptı. En hafifinden şikayet sürekli teşvik edildi. Veli öğretmene, hasta doktora hasım oldu. Komşular, akrabalar birbirine düşürüldü. Kitleler sorunlarını konuşarak, daha önemlisi mücadele ederek çözmek yerine, üst kurumlara sözlü-yazılı ihbarlarda bulunarak halletmeye yönlendirildi.
Öyle ki Mersin’de bir köy muhtarı, 18 köylüsünü birden fazla terör örgütüne üye oldukları iddiasıyla ihbar etti. Bir taksi şoförü, Erdoğan hakkında konuşan müşterisinin ses kaydını alıp “cumhurbaşkanına hakaret ediyor” diyerek ihbarda bulundu.
Bunu sadece yaptıkları çağrılarla başarmadılar. Çeşitli para ödülleri vererek, işi çığrından çıkardılar. 2016 yılı bütçesinde muhbirlik ve ajanlık için yapılan harcamalar tarihinin en yüksek düzeyine çıktı.
Maliye Bakanlığı’nın 2016 yılı bütçe gerçekleşme rakamlarına göre, geçtiğimiz yıl kamu personeli olmayanlara yapılan ödül ikramiye ve benzeri ödemeler 2015 yılında ödenenlerin 2,5 milyon TL üzerine çıkarak 3 milyon 688 bin TL olmuş. Özellikle 15 Temmuz’un ardından patlama yaptığı görülüyor. Örneğin geçmişte bir yılda yapılan harcama 2016 yılının Aralık ayında yapılmış. (1 milyon 275 bin TL)
“MİT Müsteşarlığında, değişik statülerde istihdam edilen personele nakdi olarak ödenen her türlü mali ve sosyal hak ve yardımlar” olarak tanımlanan “istihbarat personeline yapılan ödemeler”se, 2016 yılında yetmemiş! 70 milyon daha fazla harcanarak 768 milyon 877 bin TL olmuş!
Yani artan muhbir ve ajanların maaşları da halkın cebinden çıkıyor! Hem ihbar ediliyoruz, hem de üzerine para ödüyoruz!
Her yönden Osmanlı’ya öykünen bu hükümet, bu konuda da onu örnek almış görünüyor. Halktan korkan her iktidarın yaptığı gibi muhbirliği özendiriyor ve halkı birbirine düşürüyorlar. O dönem jurnalcilik olarak geçen ve Abdülhamit döneminde patlama yapan muhbirlik, nasıl onu kurtarmaya yetmediyse; günümüz Abdulhamit özentilerini de kurtaramayacak!
Ve ne yaparlarsa yapsınlar, bu halk muhbirlerden nefret etmeye devam edecek ve ergeç cezasını verecek!