“Başkanlığa-sultanlığa” karşı NEVROZ ATEŞİNİ KÖRÜKLE!

newroz

21 Mart, gece ile gündüzün aynı saatlere eşleştiği, doğanın canlandığı, baharın müjdelendiği gündür. O yüzden de Ortadoğu halkları, bu günü “yeni gün” “New-roz” olarak adlandırmış ve çeşitli biçimlerde kutlamışlardır.

Doğasal uyanışı toplumsal uyanışla da birleştiren mitolojik öyküler eklenmiştir sonra. Bunların içinde en çok bilineni, Demirci Kawa’dır.

Efsaneye göre bir dağın başında zalim Dehak yaşamaktadır ve insan beyni yiyerek hayatta kalabilmektedir. Halk, Dehak’a sürekli kurban sunmak zorundadır. Buna isyan eden Demirci Kawa, Dehak’la savaşmaya karar verir. Ve Dehak’ı yenmeyi başardığında, dağda büyük bir ateş yakacağını söyler. Günler sonra dağın başından büyük bir ateş görülür. Kawa, zalim Dehak’ı yenmiştir. Halk bayram eder. Tarih 21 Mart’tır.

Demirci Kawa, zalimlere başkaldırının ve onları alaşağı etmenin sembolüdür. Kawa Kürt’tür ve aynı zamanda “demirci”dir; yani emekçi bir Kürt’tür. Ulusal değil, sınıfsal kimliğidir öne çıkan. Anlatılan, Kürt ulusundan herhangi birinin değil, “Demirci” Kawa’nın hikayesidir.

Dehak, zalimdir, kıyıcıdır, emekçi kitlelere düşmandır. Zalime karşı başkaldırmak, bunun öncülüğünü yapmak ise, herhangi birine değil, “demirci” bir emekçiye düşmüştür. Diğer ezilenlere önderlik etme misyonu onundur.

Kürt ulusal hareketi de, Kürt yoksul köylülüğün mücadelesiyle bugünlere geldi. Siyasal olarak Kürt burjuvalarının etkisine rağmen, hareketin tabanı Kürt işçi ve emekçilerden oluşuyordu. Çünkü her dönem baskı gören, katledilen, yoksulluğun pençesinde yaşam savaşı veren onlardı. Bu durum, yıllarca sürdürülen “barış”, “çözüm” vb. politikalar izlendiği zaman da değişmedi.

Bugün yine büyük bir vahşet ve kıyım altındadır Kürt halkı. Binlercesi katledilmiş, yüzbinlercesi ise evini-barkını terk etmek zorunda kalmıştır. Belediyelerine “kayyum” atanmış, seçtikleri vekiller, belediye başkanları tutuklanmış, zaten sorunlu olan seçme-seçilme hakları fiilen ellerinden alınmıştır. Ve bu koşullarda anayasa referandumu dayatılmıştır. Sur’da, Cizre’de, Nusaybin’de ve daha pek çok Kürt bölgesinde insanlar, bırakın oy kullanacak sandığı, evinin yerini bile bulamamaktadır.

Bu yıl Newroz’a işte bu koşullarda girilmektedir. Kürt bölgesini yerle bir eden ve tüm kurumları “kayyum”la dolduran AKP, şimdi Kürt halkından “evet” oylarını almak için bastırmaktadır. “Kürt-İslam” propagandası ile, cemaatleri desteklemekte ve bir kez daha dini kullanarak Kürt halkını teslim almak istemektedir. Domuz bağı ile satırlarla insanları katleden geçmişin Hizbullah’ı, şimdinin Hüda-Par’ı “Kürdistan için evet” propagandası yaparken; Barzani büyük bir törenle karşılanmış, ülkedeki Barzanicilere mesajlar gönderilmiştir.

Kürt halkı, kendisini katledenlerin ve onlarla işbirliği yapanların arkasından gitmeyecektir. Günümüzün Dehak’larına gereken cevabı verecektir. Bir kez daha Demirci Kawa’nın azmini kuşanıp, dağlardan şehirlere Newroz ateşini yakacaktır.    

Newroz ateşini körükleyelim, zulmü rüzgarlara savuralım!

Bunlara da bakabilirsiniz

29 işçinin katledilmesi protesto edildi

İstanbul Gayrettepe’deki Masquerade Club’ta 2 Nisan’da çıkan yangında 29 işçi katledildi. Daha İliç’te yaşanan madenci …

Hak verilmez alınır ZAFER SOKAKTA KAZANILIR!

Türkiye, bir seçimi daha geride bıraktı. AKP’li yıllar seçimlerle geçti. Seçimlerin tek başına demokrasiyi geliştirmediği, …

Sosyalizmde yerel yönetimler

Günümüzde üç çeşit yerel yönetim anlayışından sözedilmektedir: Kıta Avrupası, Anglosakson ve Orta-Kuzey Avrupa yerel yönetim …