Şengal ve “Kürtlerin birliği”

barzani-erdogan

Mart ayının başından itibaren Menbiç’te PYD ile TSK arasında çatışmalar şiddetlenmişken, bir saldırı da Barzani güçleri tarafından Şengal’de gerçekleştirildi.

Uzun süredir gerek AKP hükümeti, gerekse AKP ile işbirliği yapmakta olan Barzani, Şengal’deki direnişe olan öfkelerini ifade ediyorlardı. 2014 Ağustosunda IŞİD saldırıya geçtiğinde Şengal’i katliama terkederek kaçan peşmerge güçleri; PYD birlikleri, IŞİD’i püskürttükten ve katliamdan geride kalan güçlerle bir direniş gücü oluşturarak kentte kontrolü kurduğundan bu yana, geri dönmek ve kentin hakimiyetini geri almak istiyorlar. Oysa kim can ve kan bedeli savaşırsa, yönetimi de o üstlenir. Bu koşullarda Şengal Savunma Birlikleri (YBŞ), kendilerine 3 yıl önce ihanet etmiş olan peşmergeyi kente sokmamak için direniyorlar. Ve bu direniş, PKK’nin doğrudan desteği ile daha da güçleniyor.

Öyle ki, Kandil’in uzun zamandır boşaltıldığı, PKK güçlerinin Rojava’ya; Şengal, Kerkük gibi Irak’taki çeşitli bölgelere yayıldığı söyleniyor.

Savaşın seyri içinde bu son derece olağan bir tutum. Bir devlet kurmak için onyıllardır mücadele eden Kürt hareketi, Suriye savaşı içinde, kendilerine yeni bir devlet (ya da özerklik) kurmak, kendi yaşam alanlarını korumak için uygun bir zemin buldular. 2013’te Irak savaşı başladığında da bu beklentiye girmişlerdi, ancak Barzani’nin oturmuş iktidarı karşısında bu imkanı bulamadılar. Suriye savaşı ise, IŞİD karşısında verilen direnişle, kendi topraklarını belirleme olanağını sundu.

Kürt hareketinin bu politikasının karşısındaki en büyük engel, yine bir başka Kürt hareketidir. Şengal’de ya da Rojava’da yaşanan gelişmeler, Barzani’nin ihanetçi çizgisine takılmaktadır. PKK karşısında her aşamada Türkiye’deki hükümetlerle (en son AKP ile) işbirliği yaparak, Kürt hareketinin yaşam alanlarına saldırı düzenlemektedir Barzani. 1992 yılında KDP ile PKK arasında yaşanan ve büyük yıkımlar yaratan brakuji’de (kardeş kavgası) olduğu gibi…

3 Mart günü, Barzani bölgesinde eğitilen Suriyeli peşmergelerin oluşturduğu Roj peşmergelerinin, Şengal’e yığınak yapması da, aynı ihanet çizgisinin sonucudur. Ancak bu defa başaramadılar; saldırı, Şengal direnişine çarparak geri püskürtüldü. Aynı dönemde, TSK da Şengal’e saldırılar düzenliyordu. Zaten peşmergenin saldırısı, Barzani’nin Türkiye ziyareti sonrasına denk gelmişti. 3 Mart saldırısının püskürtülmesinin ardından, 14 Mart günü MİT müsteşarı Hakan Fidan Kürdistan bölgesine giderek Barzani ile bir görüşme daha yaptı.

Bu saldırı püskürtülmüş oldu. Ancak ne Barzani, ne de AKP hükümeti, Şengal’e dönük hedeflerinden vazgeçmedi. Trump’ın IŞİD’le Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk da onlara destek vererek Şengal’de Irak Ordusu ve peşmerge güçleri dışında başka bir silahlı gücün olmasını onaylamadıklarını ifade etti. Suriye’de PYD’ye destek veren ABD, Irak’ta Barzani ile işbirliği içinde Şengal’i hedefe çakıyor.

Irak ile Suriye arasındaki en önemli geçiş güzergahı olan Şengal, bu stratejik önemiyle hedefte olmaya devam edecektir. Ve her fırsatta “Kürtlerin birliği”ni istediği ifade eden PKK güçleri, emperyalizmin uşağı-AKP’nin işbirlikçisi Barzani ile “birlik” yapamayacağını  artık kesinleştirirse; dahası ABD emperyalizminin kendisine “dost” olmadığını ne kadar net görürse, kazanımı o kadar büyük olacaktır.

Bunlara da bakabilirsiniz

Öğretmen mülakatları emek gaspıdır

Milli Eğitim Bakanlığı 25 Ekim’de mülakat sonuçlarını açıkladı. Bir “müjde” olarak ise 20 bin sözleşmeli …

“ZAFER ne zaman gelecek bilmiyorum. Ama geleceğini biliyorum…”      

1800’lü yılların ilk yarısında, dünya, işçi direnişleri ve halk isyanlarıyla alev topu gibiydi. Bu ülkeler …

Ser verip sır vermeyen yiğit: İSMAİL GÖKHAN EDGE

İsmail Gökhan Edge, Diyarbakır işkencehanelerinde sır vermedi, ser verdi. O, 1953 yılında Eskişehir’de doğdu. İzmir …