Fransa’da 1 Mayıs, bir yandan ikinci turu 7 Mayıs’ta yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin politik ortamında, diğer yandan, 2016’ya damgasını vuran işçi direnişlerinin etkisinde gerçekleşti. Bu tabloda, 1 Mayıs’a sokak çatışmaları damgasını vurdu.
2002 yılında baba Le Pen ile Jacques Chirac’ın ikinci tura kalması üzerine sendika konfederasyonları, faşizme duyulan tepkiyle, milyonlarca işçiyle 1 Mayıs eylemi gerçekleştirmişti. Bu 1 Mayıs’ta da, 7 büyük işçi konfederasyonu, benzer bir 1 Mayıs eylemi düzenlemek için harekete geçti. Ancak Paris’in en büyük iki işçi konfederasyonu olan CGT ile CFDT arasında yürüyüşün sloganı konusunda anlaşmazlık çıktı. CFDT “Le Pen’e karşı Macron’u destekle” sloganını öne çıkarınca, hiçbir aday desteklemeden sadece “Le Pen’e karşı yürüyüş” adını öneren CGT’nin yürüyüşleri ayrıştı, diğer sendikalar da ikiye bölündü.
CGT’nin yürüyüşü sırasında, faşist aday Le Pen’i protesto eden gençler polisle çatıştı. Polisin saldırıları karşısında, gençler de taş, sopa ve Molotof kokteyl ile kendilerini savundular.
CFDT’nin 1 Mayıs yürüyüşünü Macron’a destek yürüyüşüne çevirme çabası, işçilerin ve gençlerin tepkisini çekti. 2015 yılı sonlarından itibaren gündeme getirilen yeni iş yasası, işçilerin kazanılmış haklarına karşı büyük bir saldırı içeriyordu. Yıllardır hak gasplarına karşı kitlelerin biriken öfkesi, bu yasa karşısında patladı. Günler süren genel grevler, meydan işgalleri, boykotlar vb. ile, kitleler bu yasaya olan tepkilerini ortaya koydular. Ve bu yasanın mimarlarından biri de, ekonomi bakanı olan Macron’du.
Bugün Le Pen’in ırkçı kimliği kitlelerin büyük tepkisini çekiyor. Ancak Macron da, gerçekte kitlelerin onay verdiği bir aday değil. Bu yüzden 1 Mayıs yürüyüşü, her iki adaya karşı, işçi ve emekçilerin daha iyi bir yaşam talepleri üzerinden gerçekleştirildi. Ve kitlelerin tepkisi, polisin saldırıları karşısında direniş olarak kendisini gösterdi.