Rojava’da savaşan Türkiyelilerin örgütü BÖG’ün (Birleşik Özgürlük Güçleri) başkomutanı Ulaş Bayraktaoğlu, IŞİD çetelerine karşı savaşırken yaşamını yitirdi.
Adını Ulaş Bardakçı’dan alan Bayraktaroğlu, tıpkı Ulaş gibi savaşarak ölümsüzleşti. Onu Türkiye asıl olarak Haziran direnişi sırasında tanıdı. O direnişin askeri olarak savunulmasının sorumluluğunu üstlendi. Polisin Taksim Meydanı’na saldırısı sonrası başlayan çatışmayı yönetti. Militanlığı ve yaratıcılığı ile göz doldurdu.
Bu tutumuyla faşizmin ve reformizmin hedefi haline de geldi. Onu bir provakatör gibi lanse etmeye çalıştılar. Ancak devrimci duyguları güçlü olan herkesin yüreğinde yer etti, büyük bir sempati topladı, saygısını kazandı.
Ulaş Bayraktaroğlu, aynı zamanda DKP’nin (Devrimci Komünarlar Partisi) kurucusuydu. Ölümünün ardından DKP ve BÖG adına yapılan ortak açıklamada şunlar söyleniyor. “Türkiye Devrimci Hareketi’nin en zorlu dönemlerinde doğan, mücadele içerisinde yetişen ve bu hareketi zaferle buluşturmak için her barikatta her mevzide canını ortaya koyan Ulaş Bayraktaroğlu Rakka hamlesinde, en ön cephede ölümsüzlüğe erişti.”
Ulaş’ın ölümü tüm devrimcilerde derin bir üzüntü yarattı. Büyük bir sahipleniş yaşandı. İstanbul’da gerçekleşen anma yürüyüşlerine hemen her siyasi yapı katıldı.
DKP il binası önünde bir araya gelen kitle “Ulaş Bayraktaroğlu ölümsüzdür” ile BÖG savaşçılarının fotoğraflarının olduğu pankart ve kızıl bayraklar taşıdılar. “Ulaş yoldaş ölümsüzdür”, “Zafere kadar hep birlikte”, “Bijî berxwedana Rojava”, “Göğü fethe çıkan komutana bin selam” sloganlarıyla yüründü.
Ulaş Bayraktaroğlu, Türkiye devrimci hareketinin yetiştirdiği önderlerden biri olarak sonsuzluğa uğurlandı.