Metal işkolunda TİS süreci başladı

Metal işkolunda çalışan 150 bin işçiyi ilgilendiren 2017-2019 dönem grup Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmeleri başladı. Görüşmeye işçiler adına Birleşik Metal-iş, Türk Metal-iş ve Çelik-iş sendikaları katılırken, patronlar adına Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) bulunuyor. İşçi sendikaları taleplerini açıkladılar ve hazırladıkları talepler teklifini patronlar örgütü MESS’e sundular. MES tarafı ise suskunluğunu sürdürüyor.

Bu TİS sürecine oldukça önemli ve kritik bir süreçte giriliyor. İlk olarak emperyalist paylaşım savaşının giderek şidetlendiği bir dönemde yapılmaktadır. İkincisi, Birleşik Metal-iş ile EMİS arasında yapılan grup TİS’inden sonra, OHAL koşullarında yapılacak olmasıdır. Üçüncüsü, “metal fırtınası”nın ardından ilk TİS süreci yaşanmaktadır. Bütün bunlar bu TİS sürecine ayrı bir önem kazandırıyor.

 

TİS sürecinin önemini arttıran koşullar

2017 TİS sürecine OHAL koşullarında giriliyor. OHAL’in patronlara kıyak işçi ve emekçilere saldırı demek olduğunu, Erdoğan bile itiraf etti. Patronlar kulübü TÜSİAD’ın bir toplantısında, “OHAL’i grevler yapılmasın diye getirdik” dedi ve öyle de yapıyorlar.

OHAL sürecinde bütün grevler yasaklandı. (EMİS’e bağlı fabrikalarda Birleşik Metal-iş üyeleri grev yasağını fiilen deldiler) Peş peşe çıkarılan KHK’larla onbinlerce kamu emekçisi haksız yere ihraç edildi. Daha önce işçi ve emekçilerin yükselen tepkilerinden dolayı yapamadıkları yasal düzenlemeleri OHAL’den sonra hemen yaptılar. “Kiralık işçi”, “zorunlu bireysel emeklilik sigortası”, “varlık fonu” gibi yasalarla sermaye sınıfına yeni olanaklar açıldı. Keza doğayı daha rahat talan edebilmek için ÇED raporları rafa kaldırdı.

AKP hükümeti sermayenin istekleri doğrultusunda yasal düzenlemeler yaparken, patronlar da OHAL’in arkasına sığınarak çalışma yaşamını daha çekilmez hale getirdiler. Esnek çalışma ve taşeron yaygınlaştı, işçi kıyımı arttı. Neredeyse her işyerinde “OHAL var, zam yapamam” kural haline geldi. Diğer taraftan temel tüketim maddelerine zam yapılarak, dolaylı vergiler artırılarak, işçi ve emekçilerin yaşam koşulları da kötüleşti.

TİS sürecini önemli kılan bir diğer faktör ise, 2015 “metal fırtınası”nın ardından yaşanan ilk TİS olmasıdır. “Metal fırtınası”nı yaratan sorunlar aradan geçen zaman diliminde azalmadı, artarak devam ediyor. Buna karşın patronların ve devletin tüm önlemlerine rağmen, direnişin izleri fabrikalarda hala varlığını koruyor. Bu da onları korkutuyor.

“Metal fırtınası” Türk Metal sendikasına karşı olduğu kadar, ağır çalışma koşulları ve düşük ücret politikasına karşı başlamış ve tüm ülkeyi sarmıştı. İşçiler üyesi oldukları sendikanın bu saldırılara ortak oluşuna tepki duyarak sendikadan istifa etmiş, fiili eylem sürecini başlatmışlardı. MESS ve hükümet, kimi tavizler verdiler ama asıl olarak “sorunu” zamana yayan bir çizgi izlediler. İşçiler ise sendikasız olarak verdikleri mücadelede, kimi taleplerde kazanım elde edip, diğerlerini 2017 TİS sürecine ertelediler.

Şimdi çetin bir hesaplaşma sürecine girilmiş bulunuyor. Ne yazık ki işçiler; MESS, Hükümet ve sendika bürokrasisi kadar hazırlıklı değil. MESS patronları başta hükümete güvenerek ve arkasına OHAL’i alarak süreçten karlı çıkacaklarını düşünüyor. İkincisi, desteklerini MESS patronlarından hiç esirgemeyen Türk Metal ve Çelik-iş’in yöneticilerine güveniyorlar.

İşçiler ise, ileriye dönük attıkları her adımda, patron-hükümet-sendika bürokrasisinden oluşan “şeytan üçgeni”ni  karşısında buluyor. Direnişin ardından başta Renault olmak üzere, fabrikalarda direnişe öncülük eden işçiler atıldı. Öncü işçilerin işten atılmasını en çok işbirlikçi Türk Metal sendikası istedi. AKP’nin yandaş sendikası Çelik-iş’in de işçilere sahip çıkması beklenemezdi. Dahası fabrikalarda yetkili sendikanın belirlenmesinin yaklaştığı günlerde, Çelik-iş ve Türk Metal birbiri lehine bazı fabrikalardan çekildiler. Birleşik Metal’in (BMİS) yetkilileri de bu kıyım karşısında almaları gereken tavrı alamadılar. Ayrıca Renault işçilerinin işçi kıyımına ve fabrikadaki gelişmelere karşı fiili sendikacılık yapma talebi, BMİS yöneticileri tarafından kabul görmedi. Sürekli olarak yasal sınırları hatırlatarak, yetkili sendikanın belli olacağı 2017 Mayısı’na kadar beklemelerini söylediler. Sonuçta BMİS Renault’ta beklediği yetkiyi alamadı. AKP hümümeti ve MESS’in ortaklaşa entrikası ile yetkili sendika yine Türk Metal oldu.

Bütün bunlara rağmen “metal fırtınası”nın izleri fabrikalardan silinmiş değil. Binlerce işçinin çalıştığı bu fabrikalarda direnişin derslerini kuşanan yeni işçiler çıkacaktır. Ayrıca işçiler üzerinde artan baskılar, çalışma koşullarının giderek ağırlaşması, düşük ücret politikası, işçilerin öfkesini artırmıştır. Biriken bu öfke, direnişin deneyimiyle birleşerek sokağa taşabilir, eller şaltere uzanabilir.

 

İşçi sendikaları TİS taleplerini açıkladı

Metal işkolu ekonominin kilit sektörüdür. Yüzbinlerce işçi isdihdam ediliyor. Çalışan işçiler büyük oranda güvencesiz ve örgütsüz. Örgütlü olanların içinde, en çok üyeye Türk Metal sahip. Şimdiye kadar yapılan TİS’lerde Türk Metal’in tavrı belirleyici oldu.

Türk Metal, bir işçi sendikası olmasının ötesinde çete-mafya örgütlenmesidir. Ve her dönem bir bayram arifesinde TİS’leri satmıştır. Bu dönem çıtayı daha yüksekten koydu. Ücretlerde yüzde 38 zam, sosyal haklarda yüzde 40 iyileştirme istiyor. Ayrıca kurban bayramı harçlığında yüzde 60, bayramlarda çalışmaya yüzde 200 zam talep ediyor. Açlık-yoksulluk sınırını göz önünde bulundurduğumuzda belirlenen oranlar yaşam koşullarının çok gerisinde. Ayrıca Türk Metal, önceki TİS’lerde de kimi zaman ücretlerde ve sosyal haklarda ileri talepler öne sürmüş, sonrasında satmıştır. Bu dönem çıtayı yüksekten koymak zorunda kaldılar. Kendisine tepki duyan ve istifa eden üyelerini tekrar kazanmak için bunu yapıyorlar. Ama bu defa işleri oldukça zor.

Türk Metal’in çıtayı yüksek tutmasının bir diğer nedeni de TİS’lerin OHAL sürecinde yapılıyor olması ve “nasıl olsa grev yasaklanır” beklentisidir. Zaten bu TİS’in nirengi noktası, grev yasağına karşı alınacak tutum ve koyulacak tavırdır.

Türk Metal’in ne olduğu nasıl davranacağı belli. Çelik-iş’i yazı konusu bile yapmıyoruz. Çünkü hükümetin sendikası. Hükümet ne derse onu uygulayacaktır. Bu tablonun içerisinde, var olan iki sendikadan daha ileri olan Birleşik Metal-iş’e bakılıyor.

Birleşik Metal’in açıkladığı toplu sözleşme teklifinde TİS döneminin yeniden 2 yılı kapsamasından, ücret zammı, sosyal hakların iyileştirilmesi, kiralık işçi çalıştırılmasının engellenmesi, vergi diliminin sabitlenmesine kadar önemli maddeler bulunuyor. Ücret farklarının kapatılması temel öncelikler arasında. Aynı işyerinde çalışan aynı işi yapan işçiler arasında kıdem ve ücret farklılıkları sözkonusu. Bu da ücretlerde ve kıdemde dengesizlikler yaratıyor. Aradaki farkın dengelenmesi için yüzdelik zam yerine saat üzerinden zam talep ediliyor. Ayrıca işe yeni girecek bir metal işçisinin ücretinin asgari ücretin yüzde 15 oranında üzerinde olması isteniyor. Metal Sanayi İş Değerlendirme Siteminin (MİDS) uygulanacağı işyerleri için de iş gruplarına göre asgari ücretin yüzde 10’u ile yüzde 20’si oranında zam artışını talep etmekteler.

Ücret zam teklifi üç bölümden oluşuyor. Tamamlama, kıdem zammı ve maktu ücret zamı. Tamamlama: Belirli bir ücret seviyesinin  altında kalan işçilerin ücretinin bu ücret seviyesine getirilmesidir. Saat ücreti 9 TL’nin altında olan metal işçilerinin saat ücretleri öncelikle 9 TL’ye getirilecek, ücret zammı daha sonra yapılacaktır. Kıdem Zammı: 2016 yılında asgari ücretin geleneksel artış oranının üzerinde yükselmesi sonucu kıdemli işçi ile yeni işe giren işçi arasındaki ücret farkı oldukça azalmıştır. Bu uygulamayla kıdemli işçinin ücreti düşük kalmıştır. Bu çerçevede her bir kıdem yılı için saat ücretine 10 krş istenecek. Ancak bu tutar 150 TL’yi geçmeyecek. Maktu Ücret Zammı: Metal sektöründe çalışan işçilerin yüzde 25’i 3 yılda işe giren işçilerden oluşmaktadır. Bu nedenle işyerinde kıdem süresi az olan işçilerin de dikate alınması gerekmektedir. Belirtilen zam uygulamasından sonra tüm işçilere maktu olarak 2,40 saat ücreti zamı yapılmalıdır. Tamamlama, kıdem ve maktu ücret zamlarının karşılığı ortalama ücret bazında yüzde 30,47’dir. Saat ücretinde parasal karşılığı ise 3,24 TL’dir. Bu tutarda ilk 6 aylık dönem için net 695 TL’ye karşılık gelmektedir. İkinci 6 aylık dönem için enflasyon oranında 2 puan, üçüncü 6 aylık dönem için yüzde 6 oranında, dördüncü 6 aylık dönem için ise enflasyon oranına 2 puan artış  zam istenecek.

Taslakta 8 Mart dünya emekçi kadınlar gününün ücretli izin sayılması ve 3 Aralık dünya engelliler gününün, çalışan engelliler için ücretli izin sayılması gibi siyasi talepler de bulunmaktadır. Özel istihdam büroları üzerinden kiralık işçi çalıştırılmasının yasaklanması önerilecek teklifler arasındadır. Ayrıca sosyal haklarda yüzde 50 zam, ikinci yıl için ise enflasyonun 3 puan üzerinden artış istenmektedir. Metal işkolunda çalışma saatlerinin ücretler düşürülmeden haftalık 37,5 saate düşürülmesi de talepler arasındadır.

Her TİS sürecinde daha çok ücretler konuşulur, ücret önerileri öne çıkar; işçiler de en çok ücret kısmıyla ilgilenirler. İşçilere verilen ücretlerin açlık sınırının altında kalması, bu durumu koşullamıştır. Buna karşın TİS’leri dar ücret endeksli görmemek, çalışma ve yaşam koşullarında iyileştirmeleri talep etmek gerekir. Öncelikle işçi sağlığı ve iş güvenliği ön planda tutulmalıdır. İş cinayetlerinin durmak bilmediği, iş güvencesinin olmadığı bir yerde, ücretlerin yükseltilmesinin bir hükmü yoktur. Ayrıca taşeron sisteminin yasaklanması, çalışma saatlerinin kısaltılması sosyal hakların yükseltimesi ve çoğaltılması da önemlidir.

İyi bir TİS taslağı hazırlanabilir. Mükemel bir TİS taslağı patronlara sunulabilir. Bunlar tek başına yeterli değildir. Önemli olan söylenen ve sunulanın arkasında kararlı durmaktır. İşçileri sürecin her aşamasına katarak hazırlamaktır. Birleşik Metal’in esas sorunu burada yatıyor. Hatırlanacağı gibi BMİS daha önceki TİS süreçlerinde de kendi dönemine göre çok geri olmayan taslaklar hazırladı, mücadeleci laflar etti. Fakat Türk Metal imzaladıktan sonra, onca yazılan ve söylenen unutuldu. “Türk Metal imzaladı yapacak bir şey yok” denerek TİS’ler satıldı.

Geçen TİS döneminde işçilerin baskısı bu döngüyü kırar gibi oldu. Sendika yöneticilerinin istememesine rağmen  işçiler “grev” diyerek, “Türk Metal imzaladı” gerekçesini sendika yöneticilerinin elinden aldılar. Fakat bir süre sonra yasaklanan grevin karşısında sendika yöneticileri yine tavır koyamadı. Öncesinden grev yasağına karşı fiili grev kararı olmasına rağmen, çeşitli oyunlarla fiili grevi boşa düşürmeyi başardılar. Bu TİS sürecinde de kritik nokta, grev yasağına karşı alınacak tavırdır.

 

Grev yasağına karşı fiili grev!

AKP hükümeti grevleri yasaklamayı alışkanlık haline getirdi. Nasıl olsa yasakladığı grevlere karşı fiili grev yapan yoktu. Ta ki metal işkolunda EMİS’e bağlı Birleşik Metal-iş üyelerinin yasağa karşı hayata geçirdikleri fiili greve kadar…

Bu TİS sürecinde de büyük olasılıkla grev kararı çıkacaktır. Daha önceki TİS’lerde neredeyse “sıfır sözleşme”yi sendikacılara dayatıp kabul ettiren MESS’in bu taleleri kabul etmesi zor görünüyor. Üstelik geçen dönem 3 yıllık TİS imzalatmışlarken, bundan geri adım atmak istemeyeceklerdir. Bu arada belirtmek gerekir ki, BMİS 2 yıllık TİS isterken diğer sendikalar 3 yıllığa razıdırlar.

Bu TİS sürecinde belirleyici olan grev yasağına karşı alınacak tavırdır. MESS bunu hükümetten isteyecek ve hükümet de uygulayacak. Üstelik OHAL gibi bir koz var ellerinde. Fakat diğer taraftan metal işçilerinin çalışma koşulları giderek ağırlaştı, buna paralel ücretler yükselmedi, düştü. Ayrıca “metal fırtınası”na neden olan sorunlar yumağı artarak varlığını sürdürüyor. Dolayısıyla işçilerin tepkileri de yüksek. Ayrıca daha yakın zamanda EMİS’e bağlı fabrikalarda çalışan BMİS üyesi işçiler yasağa karşı fiili grevle haklarının çoğunu aldılar. Genaral Elektrik’ten bir işçinin söyediği gibi “greve çıkmak hepimiz için iyi oldu kuşkusuz, bunca baskıya rağmen istedik ve yaptık demek bile önemliydi.”

Metal işçileri “istedik ve yaptık” ruhuyla hareket etmeliler. Grev yasaklama alışkanlığı fiili grevle sonlandırılmalıdır. Haklar ancak grev yasağına karşı fiili grevle kazanılır. Şimdiden komiteler kurulmalı hazırlığa başlanmalıdır. Görüşmeler devam ederken eylem takvimi belirlenmeli  hayata geçirilmelidir. İzlenecek eylem takvimi uyarı greviyle beslenirse patronlara ve hükümete  mesajı yollandığı gibi, işçileri de fiili greve hazırlamış olur.

Bunlara da bakabilirsiniz

“Yenidoğan çetesi” ve sağlıkta özelleştirme

Sağlıkta özelleştirmenin en korkunç yönlerinden biriyle yüzleştik geçtiğimiz günlerde. Yeni doğan bebeklerin, sadece ve sadece …

Öğretmen mülakatları emek gaspıdır

Milli Eğitim Bakanlığı 25 Ekim’de mülakat sonuçlarını açıkladı. Bir “müjde” olarak ise 20 bin sözleşmeli …

“ZAFER ne zaman gelecek bilmiyorum. Ama geleceğini biliyorum…”      

1800’lü yılların ilk yarısında, dünya, işçi direnişleri ve halk isyanlarıyla alev topu gibiydi. Bu ülkeler …