Şeker Fabrikaları’nın kapatılmasına tepkiler

AKP’nin 14 şeker fabrikasını özelleştirme kararına tepkiler giderek artıyor. Başta bu fabrikaların bulunduğu bölgeler olmak üzere ülkenin dört bir yanında imzalar toplanıyor, eylemler yapılıyor.

Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi, gerçekte kapatılması anlamına geliyor. Bugüne dek özelleştirilen tüm fabrikaların akıbeti ortada. Tütünden et-balık kurumuna hemen hemen bütün özelleştirmeler, yine “zarar ediyor” gerekçesiyle kapatıldı. Böylece ithal mal getirmenin zemini döşendi.

Başta işçiler olmak üzere kitleler bu gerçeği biliyorlar. Ve tepkilerini daha özelleştirme başlamadan ortaya koyuyorlar. Şeker fabrikalarının kendine özgü yönleri, tepkileri daha da büyütüyor. Çünkü sadece o fabrikalarda çalışan işçileri tehdit etmiyor. Şekerin hammaddesini üreten pancar üreticisinden, pancardan elde edilen küspe ile hayvancılık yapan besicilere; bunları taşıyan kamyonculardan, alış-veriş yaptıkları esnafa kadar tüm bölge halkını ilgilendiriyor. Hepsi açısından ölüm-kalım sorunu haline geliyor.

Öyle ki, özelleştirilen 14 fabrikanın 1575 köyden, 47 bin 750 çiftçinin ürettiği pancarı aldığı, fabrikaların kapatılmasıyla 1575 köyün boşalacağı öngörülüyor. Durum böyle olunca eylemler, bütün bu kesimleri de içine alan şekilde kitlesel ve yaygın bir hal alıyor. İşçiler, çiftçiler, besiciler, kamyoncular vb. bu durumdan zarar gören her kesim eylem yapıyor.

Örneğin Tokat’ın Turhal ilçesinde nakliyeciler konvoy yaparak özelleştirmeyi protesto etti. Tır ve kamyonlarının önüne “Turhal Şeker Fabrikamız Özelleştirilmesin Kapatılmasın” şeklinde pankart astılar. Ayrıca Turhal’da mahalle ve köy muhtarlarından oluşan yaklaşık 100 kişi, Turhal Şeker Fabrikası önünde toplanarak, özelleştirme kararına karşı basın açıklaması yaptı.

Erzincan Şeker Fabrikası’nın önünde toplanan bir grup, fabrikalarının özelleştirme kapsamından çıkarılması için slogan atarak pankart açtı. Çevre il ve ilçelerden de gelen yaklaşık 500 kişi, Bor Şeker Fabrikası önünde toplanarak basın açıklaması yaptı. Türkiye’nin ilk şeker fabrikası olan Babaeski’nin Alpullu beldesinde, özelleştirme geniş katılımlı bir eylemle protesto edildi. Kadınlar ellerinde, ‘14 kale daha düşmesin, Alpullu satılmasın’ yazılı pankart taşıdı. Burdur Şeker Fabrikası’na talip olan firmanın yetkililerinin geldiğini haber alan işçiler, fabrika binası önünde toplanarak eylem yaptı. İşçiler fabrika binasının içerisine girmek isteyen firma yetkililerine izin vermediler. Van-Erciş, Maraş-Elbistan şeker fabrikalarının önünde de eylemler yapıldı.

Ayrıca Bursa’da “Demokrasi Güçleri” adına bir grup Kent Meydanı’nda buluşup Orhangazi Cargill Fabrikası önüne giderek burada bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada  “Avrupa’da kişi başına NBŞ tüketimi yıllık 1-1,5 kg civarında iken, bizde 6,5 kg civarındadır. Şeker fabrikaları yerine Cargill kapatılsın” dendi.

* * *

Tepkilerin büyümesi üzerine başta CHP olmak üzere muhalefet partileri de bu eylemlere daha aktif biçimde katılıyorlar. CHP’nin Veli Ağbaba başkanlığında kurulan komisyonun üyeleri, özelleştirme kapsamına alınan fabrikaların önünde açıklamalar yaptılar. HDP de Elbistan Şeker Fabrikası’nın önünde işçilerle birlikte açıklama yaptı. Keza birçok kitle örgütü, yerel ve mesleki örgütler tepkilerini ortaya koyuyorlar.

Kapatılacak olan şeker fabrikalarında örgütlü durumdaki sendika ise, Türk-İş’e bağlı Şeker-İş’tir. Daha önceki özelleştirmelerde sessiz kalan Şeker-İş, tepkilerin büyümesi üzerine özelleştirme karşıtı açıklamalar yapmak ve eylemlere katılmak zorunda kaldı. Ancak işçilere yaptırdığı tek şey, tüm şeker fabrikalarında “bir ay boyunca iki saat ücretsiz fazla çalışma” oldu. Sözümona şeker fabrikalarının zarar ettiği demagojisine bu şekilde yanıt veriyorlar.

Oysa bugüne dek bütün KİT’ler “zarar ediyor” bahanesiyle kapatıldı. Önce çalışmaları sekteye uğratıp sonra bu bahane ile fabrikaları sattıkları, alan şirketlerin de yine “zarar ediyor” diyerek kapattığı onlarca örnek var. Diğer yandan yapılan bir hesaplamaya göre, tüm şeker fabrikaların “zararı” Cumhurbaşkanı’nın Kaç-AK Saray’ının 13 günlük masrafına denk düşüyor.

Hal böyleyken hala açıktan özelleştirmeye karşı çıkmak yerine “ara çözümler” üretilmeye devam ediliyor. “İşçiler satın alsın”, “Kooperatif üstlensin”, “Belediyeler çalıştırsın” gibi önerilerle, hedef saptırılıyor.

* * *

Muhalefet partileri, hatta işbirlikçi Türk-İş ve onun şeker işkolundaki sendikası Şeker-İş bile, öncesine kıyasla daha fazla ilgililer. Ancak yukarıda belirttiğimiz gibi net biçimde “özelleştirmeye hayır” demek yerine, çeşitli ara formüllerle kitlelerin bilincini bulandırıyorlar. Oysa başta işçiler olmak üzere geniş bir kesim, hangi ara formülle olursa olsun özelleştirmenin işsizlik, açlık, örgütsüzlük olduğunu çok iyi biliyor. Onun için çok daha kitlesel ve yaygın eylemler yapıyorlar.

Bu fabrikaların bulunduğu yerlerde AKP ve MHP’nin yerel yöneticileri bile, karara karşı olduklarını açıklamak zorunda kaldılar. Başbakan Binali Yıldırım da “şeker fabrikalarının kapatılmayacağını, sadece özelleştirileceğini, çalışmak isteyen işçilerin işlerine devam edeceğini” söyledi. Elbette bunlar tepkileri yatıştırmaya dönük, demagojik söylemlerdir. Fakat onları bu açıklamaları yapmaya iten, özelleştirmeye karşı büyüyen eylemler olmuştur. Her yerden protestolar yükselmiş, bir ay içinde 1 milyon 690 bin imza toplanmıştır.

Bu tepkilerin sonuç alıcı olabilmesi için, Nisan’ın ilk haftasında kesinleşecek olan özelleştirme kararı öncesinde eylemlerin daha da büyümesi gerekiyor. Net biçimde “özelleştirmeye hayır” diyerek, AKP’nin bu saldırısı püskürtülmelidir.

Bunlara da bakabilirsiniz

Öğretmen mülakatları emek gaspıdır

Milli Eğitim Bakanlığı 25 Ekim’de mülakat sonuçlarını açıkladı. Bir “müjde” olarak ise 20 bin sözleşmeli …

“ZAFER ne zaman gelecek bilmiyorum. Ama geleceğini biliyorum…”      

1800’lü yılların ilk yarısında, dünya, işçi direnişleri ve halk isyanlarıyla alev topu gibiydi. Bu ülkeler …

Ser verip sır vermeyen yiğit: İSMAİL GÖKHAN EDGE

İsmail Gökhan Edge, Diyarbakır işkencehanelerinde sır vermedi, ser verdi. O, 1953 yılında Eskişehir’de doğdu. İzmir …