Çağdaş Büyükbaş serbest bırakılsın!

Proleter Devrimci Duruş dergisi sahibi ve eski yazı işleri müdürü Çağdaş Büyükbaş, 11 Ağustos 2017 tarihinden beri halen tutsak.

Çağdaş Büyükbaş, dergide çıkan yazılardan dolayı 1 yıl 10 ay ceza almış, ceza onaylandıktan sonra 11 Ağustos 2017’de tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne götürülmüştü. Kalan cezasının 1 yılın altına düştüğü Ocak ayından itibaren de serbest bırakılması gerekiyordu. Bu yönde kendisinin ve avukatının yaptığı başvurular uzun bir süre yanıtsız bırakıldı. Sonrasında verilen yanıtta; Çağdaş Büyükbaş’ın içeride kaldığı dönemde de “siyasi faaliyetlerini sürdürdüğü” söylenerek, bu haktan yararlanamayacağı bildirildi. Çağdaş’ın cezaevine getirildiğinde, “hangi koğuşta kalmak istiyorsun” sorusuna “siyasi koğuş” cevabını vermesi, buna gerekçe gösterildi.

Çağdaş Büyükbaş, zaten siyasi bir derginin sahibi ve yazıişleri müdürüydü. Tutuklanma nedeni de, Kürt kentlerinde yürütülen kuşatma döneminde, Kürt halkına yönelik baskı ve şiddeti konu alan yazılardı. Dergimiz, Kürt halkının yaşadığı acıları, aynı zamanda direnişini haberleştirdi, destek ve dayanışmasını sundu. Bunlardan dolayı yazıişleri müdürümüz “terör örgütü propagandası yapmak”, “halkı kin ve nefrete tahrik etmek” gibi iddialarla yargılandı ve ardından ceza verilerek hapse atıldı.

Bu iddialarla yargılanan, üstelik devrimci bir yayın organının yazıişleri müdürlüğünü üstlenen bir kişinin, siyasi koğuşta kalması kadar doğal ne olabilir?

Türkiye’de hukuk hiçbir zaman bağımsız olmadı. Ancak hiçbir dönem de bu kadar “kör gözüm parmağına” işlemedi. Bugün siyasi tutsaklar “rehin” muamelesi görüyorlar. Pazarlıklara konu ediliyor, anlaşma sağlanana kadar da keyfi biçimde tutuluyorlar.

Devrimci tutsaklara yasal haklarından yararlanabilmesi için pişmanlık getirmesi, kimliğinden soyunması, adli tutsaklar gibi yaşaması dayatılıyor. Dün olduğu gibi bugün de bu dayatmalara boyun eğmiyorlar, eğmeyecekler!..

 

Türkiye basın özgürlüğünde 157. sırada

Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün her yıl yayımlandığı Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’ne göre, Türkiye 2018’de bir önceki yıla göre iki basamak gerileyerek 180 ülke arasında 157’nci sırada yer aldı.

Raporda Türkiye “gazeteciler için dünyanın en büyük hapishanesi” olarak tanımlandı ve 2017 yılında Türkiye’de çok sayıda gazetecinin bir yılı aşkın süre hapis yattığı belirtildi.

Sınır Tanımayan Gazeteciler, tüm dünyada gazetecilere ve basına karşı düşmanlığın arttığını tespit etti.

Basın özgürlüğünün en yüksek olduğu ülke Norveç olarak belirlenirken, son sıralara Türkmenistan, Eritre ve Kuzey Kore yerleşti.

Türkiye’de hapishaneler, muhalif güçlerin seslerini boğmak için en önemli araç olarak kullanılıyor. AKP döneminde ise bu ayyuka çıktı. 240 bin civarında mahkum olduğu, bir ranzada iki, bazen üç kişinin yattığı söyleniyor. 70 bin üzerinde öğrenci, yüzlerce gazeteci halen tutsak.

Bir kez daha “Tutuklu Gazetecilere Özgürlük! Çağdaş Büyükbaş Serbest Bırakılsın” diyoruz.

Bunlara da bakabilirsiniz

“Yenidoğan çetesi” ve sağlıkta özelleştirme

Sağlıkta özelleştirmenin en korkunç yönlerinden biriyle yüzleştik geçtiğimiz günlerde. Yeni doğan bebeklerin, sadece ve sadece …

Öğretmen mülakatları emek gaspıdır

Milli Eğitim Bakanlığı 25 Ekim’de mülakat sonuçlarını açıkladı. Bir “müjde” olarak ise 20 bin sözleşmeli …

“ZAFER ne zaman gelecek bilmiyorum. Ama geleceğini biliyorum…”      

1800’lü yılların ilk yarısında, dünya, işçi direnişleri ve halk isyanlarıyla alev topu gibiydi. Bu ülkeler …