Geleceğimizin köprüsü tarihimiz

tarihimizson

1 Ocak 1906- Moskova Ayaklanması

100 bin işçiyi temsil eden Sovyetler, 8 Aralık’ta genel greve çıktılar. Menşeviklerin pasifist çizgisi yüzünden, devrim dalgası geriye düştü. Ayaklanmanın bastırılması sırasında binlerce işçi öldürüldü, devrimciler tutuklandı, idam edildi. Bu yenilginin derslerini kuşanan Bolşevikler, 1917 Ekim’ine giden yolu kıran kırana bir mücadeleyle düzlediler.

 

1 Ocak 1959- Küba devrimi

Fidel Castro önderliğindeki Kübalılar, ABD işbirlikçisi Batista diktatörlüğünü devirerek iktidarı ele geçirdi. Küba devrimi, dünya halkları tarafından coşkuyla karşılanırken, Latin Amerika’yı arka bahçesi olarak gören başta ABD olmak üzere emperyalist kapitalist ülkelerde paniğe yolaçtı. Devrimden sonra ABD’nin Küba’ya karşı giriştiği sayısız provokasyonlar, sabotaj ve operasyonlar her defasında başarısızlığa uğradı.

 

4 Ocak 1991- Zonguldak maden işçilerinin Ankara yürüyüşü

48 bin maden işçisini kapsayan TİS görüşmelerinin, tıkanmasıyla maden işçileri, 30 Kasım 1990’da greve çıktı. 3 Ocak 1991’de ülke genelindeki bir günlük genel grevin ertesi günü, onbinlerce maden işçisi eşleri ve çocuklarıyla birlikte Ankara’ya doğru yürüyüşe geçti. “Gemileri Yaktık Geri Dönüş Yok” sloganıyla Ankara’ya yürüyen maden işçilerinin direnişi, sendika ağalarının barikatına takıldı. Bolu Mengen’de durdurulan maden işçileri evlerine geri gönderildi. Burjuvaziye büyük bir korku yaşatan maden işçilerinin yürüyüşü, işçi sınıfının sendika ağalarının kurduğu barikatı aşmadan haklarını kazanamayacağını bir kez daha göstermiş oldu.

 

5 Ocak 1996- Ümraniye Cezaevi katliamı

Faşist idarenin hak gasplarına karşı, ‘96 ÖO eyleminde yitirdiğimiz Osman Akgün’ün başında yer aldığı direnişte DHKP-C davası tutsakları Rıza Boybaş, Abdülmecit Seçkin ve Orhan Özen, hastanede de Gültekin Beyhan şehit düştü.

 

6 Ocak 1969- Commer’in arabası yakıldı

“Vietnam Kasabı” olarak bilinen ABD Büyükelçisi Commer’in ODTÜ’ye bir konferans için gelmesi üzerine, devrimci gençler toplanarak Commer’in arabasını yaktılar. Bu eylem, antiemperyalist mücadelenin simgelerinden biri oldu.

 

9 Ocak 1905- Petersburg’da Kanlı Pazar

Çar’a dilekçe vermek için saraya doğru yürüyen 140 bin işçinin üzerine askerler tarafından ateş açıldı ve binlerce işçi katledildi. Bu katliam 1905 devrimini tetikleyen en önemli halkalardan biridir. Eyleme önderlik eden Papaz Gapon adlı Çarlık ajanı da işçiler tarafından öldürülmüştür.

 

9 Ocak 2013- PKK’nin kurucularından Sakine Cansız, Paris’te PKK kadroları Fidan Doğan, Leyla Söylemez ile birlikte katledildi.

 

15 Ocak 1919- Spartakist önderler katledildi

Almanya’da, I. Emperyalist savaştaki yenilginin ardından, işçi ve emekçilerin yaşam koşulları giderek kötüleşiyordu. Alman sosyal demokratları ise, hem savaş sırasında kendi burjuvalarına destek vererek “I. Enternasyonal dönekleri” sıfatını almışlardı, hem de savaş sonrasında kitle hareketini bastırmak üzere hükümeti kurma görevini üstlendiler. 1919’da yükselen devrimci dalganın önüne geçebilmek için her yolu denediler. Rosa ve Karl işte böyle bir sürecin ardından katledildi.

Her iki önder de, savaş konusunda Alman sosyal demokratlarının izlediği politikaları şiddetle eleştirerek, işçi ve emekçileri, burjuvaziye ve sosyal demokrat hainlere karşı harekete geçmeye çağırmışlardı. Alman Sosyal Demokrat Parti’den (SDP) ayrılarak Spartaskistler Birliği’ni kurdular.O dönem, uluslararası devrimci hareket içinde önemli bir yeri olan Kaustky, Plehanov gibi eski marksistlerin yaydığı sosyal-şoven zehre karşı durabilmek, onlara karşı da bayrak açabilmek çok önemliydi. Sovyet devriminin gerçekleştiği o koşullarda Alman emperyalizminin de devrimle yıkılması, tüm dünya işçi ve emekçilerine yepyeni umutlar açacak, Sovyetler Birliği’nin dünya gericiliği karşısında tek kalmasını da önlemiş olacaktı. Ancak, sosyal demokrat hainler, Hitler’e iktidarı teslim ederek faşizmin Almanya ve dünya üzerinde azgın bir terör estirmesine zemin hazırladılar.

Alman proletaryasının Ocak ayında başlattığı ayaklanmaya karşı tüm güçlerini seferber eden devlet, 10 Ocak’ta işçilerin ele geçirdiği bölgelere bir saldırı başlattı. 15 Ocak’ta yakalanan Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht, kurşuna dizilerek katledildiler. Ocak ayaklanması, başta Rosa ve Karl olmak üzere bir çok komünistin katledilmesiyle ağır bir yenilgi alarak sonuçlandı.

“Meselenin özü şu ki,-diyordu Lenin- korkunç emperyalist savaş zamanında gerçek enternasyonalist olmak kolay değildir. Bu tür insanlar çok az, ama sosyalizmin geleceği sadece onlardır…”

Bugün Almanya’da anılan devrimci önderlerin başında Rosa ve Karl gelmektedir. Her yıl yüzbinlerce kişi onları özlemle anıyor. Sosyal demokrat hainler ise halkların nefretini kazanarak tarihteki yerlerini aldılar. Rosa’nın yıllar önce söylediği gibi…

“Berlin’de düzen hüküm sürüyor! / Sizi budala zaptiyeler! / Kum üzerine kurulu ‘düzeniniz’ / Devrim daha yarın olmadan / Zincir şakırtısı içinde, yine doğrulacaktır! / Ve sizleri dehşet içinde bırakıp / Trampet sesleri arasında şunu bildirecektir:/ Vardım, varım,   varolacağım!”

 

17 Ocak 1961- Patrice Lumumba katledildi

8 Temmuz 1960’da Kongo halkı Belçika sömürüsüne karşı ayaklandı. Ayaklanma kanla bastırıldı ve önderi Lumumba, işkenceyle katledildi.

 

19 Ocak 2007- Hrant Dink öldürüldü

Agos gazetesi genel yayın yönetmeni Hrant Dink, aylarca yürütülen faşist kampanya sonucunda katledildi. Dink’in katledilmesiyle ilgili dava hala sürüyor. AKP hükümeti önce birkaç sivil faşisti, şimdi “paralelci” dediği polisleri yargılayarak, kendini aklamaya çalışıyor.

 

22 Ocak 1980- Tariş direnişi

Devletin faşist kadrolaşmaya gitmesine karşı eyleme geçen işçilere polisin saldırması üzerine, işçiler fabrikayı işgal etti ve direniş tüm İzmir’e yayıldı. On bin asker fabrika kapısına dayandığında bile, işçiler, kapılara yığdıkları pamuk balyalarını ateşe vererek sonuna kadar direndi. Tariş Direnişi, işçi sınıfının militan direnişçi geleneğinde önemli kilometre taşı oldu.

 

23 Ocak 1983- TKP-ML Hareketi militanı Ali Aktaş Adana Kapalı cezaevinde idam edildi.

 

28 Ocak 1963- Kavel direnişi

Kavel’de sendikasızlaştırmayı dayatan patronun işçi kıyımına girişmesi üzerine işçiler, fabrikayı işgal ettiler. Direnişçi işçilerin halkla bütünleşmiş kararlı mücadelesi sonucu patron geri adım atarak, ikramiyeleri ödedi, atılan işçileri işe geri aldı. Direnişin ardından 14 öncü işçinin tutuklanmasına yine aynı kararlılıkla direnişin sürmesi sonucu  işçiler serbest bırakıldı. Kavel direnişi karşısında yalnız patron değil, aynı zamanda devlet de geri adım atmak zorunda kaldı.

Bunlara da bakabilirsiniz

“Yenidoğan çetesi” ve sağlıkta özelleştirme

Sağlıkta özelleştirmenin en korkunç yönlerinden biriyle yüzleştik geçtiğimiz günlerde. Yeni doğan bebeklerin, sadece ve sadece …

Öğretmen mülakatları emek gaspıdır

Milli Eğitim Bakanlığı 25 Ekim’de mülakat sonuçlarını açıkladı. Bir “müjde” olarak ise 20 bin sözleşmeli …

“ZAFER ne zaman gelecek bilmiyorum. Ama geleceğini biliyorum…”      

1800’lü yılların ilk yarısında, dünya, işçi direnişleri ve halk isyanlarıyla alev topu gibiydi. Bu ülkeler …