Bolşevizmde ve Rus Ekim Devrimi’nde başta gelen, temel olan şey, tam da kapitalizm koşullarında en çok ezilmiş olanların politikaya katılmalarıdır.
Onlar, monarşi koşullarında da, burjuva demokratik cumhuriyetlerde de kapitalistlerce aşağılandılar, aldatıldılar ve soyuldular. Toprakta, fabrikada ve işletmede özel mülkiyet ayakta kaldığı sürece, halk emeğinin kapitalistlerce bu ezilmesi, bu aldatılması, bu soyulması kaçınılmazdı.
Geç endam aynasının karşısına
Seyret bacım tepeden tırnağa kendini
Göreyim yılbaşı ağacı gibi süslendiğini
Beyaz, yeşil, ışıl ışıl…
Senin ellerinin de mukaddes payı var
Uçsuz bucaksız ülkende ellerinin
Şefkatli gücünü duymamış
Ağaç mı, alet mi
hayvan mı, beşik mi var?
Çapayevgin makineli tüfeğini kimin elleri işletti?
Stalingrad cephesinde uçağın yekesine
Şahin kanatları gibi konan eller
Senin ellerin değil miydi?
Traktörlerin volanını kimin elleri
Güvencin kanatları gibi okşuyor bugün?
Ellerin vefalı türküsünü duyan avuçlar
Ellerini bir daha unutmaz bacım
Ellerin büyükçe biraz
Ellerin bir hayli yıpranmış
Yani en akıllı alınlar gibi geniş
Kırışık ve harikulade güzel
Hiçbir kadın bahtiyarlığa senin kadar layık olmadı
Ve hiçbir kadın senin gibi
Paylaşmadı bahtiyarlığı bahtsızlarla
Sofran açık bütün halklara
Ekmeğinden, şarabından tatmayan mı var?
Geç endam aynasının karşısına
Seyret bacım tepeden tırnağa kendini
Göreyim yılbaşı ağacı gibi süslendiğini
Beyaz, yeşil, ışıl ışıl…
Ne olurdu sürmeni ben getirebilseydim sana
İstanbul’umun yıldızlı gecelerinden
Buyur bacım, içeride valse bekliyorlar seni
En büyük ustalar
En güzel şiirleri senin valsin için bestelediler
İzin ver elini öpeyim bacım
Yeni yılın kutlu olsun Sovyet kadını…
Nazım Hikmet
Bolşevizmin özü, sovyet iktidarının özü, burjuva demokrasisinin yalanlarını ve ikiyüzlüğünü ortaya koymak; toprakta, fabrikada ve işletmede özel mülkiyeti ortadan kaldırmak ve bütün devlet iktidarını emekçi ve sömürülen yığınların ellerinde toplamaktır.
Onlar bu yığınlar, politikayı yani yeni toplumun kurulması işini, kendi ellerine alıyorlar. Bu güç bir iştir. Yığınlar kapitalizm tarafından sindirilmişler ve aşağılanmışlardır. Ama ücretli kölelikten, kapitalist uşaklıktan kurtulmanın başka bir yolu yoktur ve olamaz. Fakat kadınlar politikaya çekilmeden, yığınlar politikaya katılamaz. Çünkü insan soyunun kadın yarısı, kapitalizm koşullarında iki kat ezilmiştir. İşçi ve köylü kadınlar, sermaye tarafından ezilirler ve bunun dışında en demokratik burjuva cumhuriyetlerde bile, birincisi hak eşitlikleri olmadan kalırlar. İkincisi -esas önemli olan budur- en kaba, en ağır, insanı en çok körelten işte, mutfaktaki ayrıntılarla ve bir bütün olarak aile yönetiminin ayrıntılarıyla ezildikleri için ‘ev köleliği’ içinde kalırlar, ‘ev köleleri’ olarak kalırlar.
Bolşevik sovyet devrimi, kadının ezilmesinin ve eşitsizliğinin köklerine baltayı, şimdiye kadar yeryüzünde hiçbir partinin ve hiçbir devrimin göze alamadığı bir şekilde derinlemesine vurdu. Bizde, Sovyet Rusya’da, kadın ile erkek arasındaki yasal eşitsizlikten bir iz bile kalmadı. Evlilik ve aile hukukundaki özellikle laçka, bayağı, ikiyüzlü eşitsizlik, çocuğa ilişkin eşitsizlik, sovyet iktidarı tarafından tamamen ortadan kaldırıldı. Bu, kadının özgürleşmesi için yalnızca ilk adımdır. Ama burjuva ve en demokratik cumhuriyet bile, bu ilk adımı olsun atmayı göze alamamıştır. Bunu ‘kutsal mülkiyet’ karşısındaki korku yüzünden göze alamamıştır.
İkinci ve en önemli adım, toprakta, fabrikada ve işletmede özel mülkiyetin kaldırılmasıdır. Kadının tam ve gerçekten kurtulması için, ‘ev köleliği’nden kurtulması için yolun açılması, kadının ev ekonomisinin küçük ayrıntılarından toplumsallaştırılmış büyük ev ekonomisine geçişiyle ve yalnızca böyle mümkün olur.
Bu geçiş güçtür; çünkü burada sözkonusu olan pek derinlere kök salmış, alışmış, katılaşmış, kemikleşmiş bir ‘düzen’in (gerçek bir ‘düzen’in değil, korkunç ve barbarca bir durumun) değiştirilmesidir. Ama bu geçiş başladı, iş ele alındı, yeni yola girdik. Ve uluslararası kadınlar gününde, dünyanın bütün ülkelerindeki sayısız kadın işçi toplantılarından, işitilmedik ölçüde ağır ve güç, ama dünya tarihi çapında büyük ve gerçek kurtuluş hareketini başlatmış olan Sovyet Rusya’ya selamlar uçurulacak. Kudurmuş ve çoğu zaman canavarca burjuva gericilik karşısında cesareti yitirmemek için cesur seslenişler yankılanacak.
Bir burjuva ülke, ne kadar ‘demokratik’ ise, kapitalistler çetesi, işçilerin devrimine karşı o kadar çok azıtır ve kudurur. Bunun bir örneği ABD’dir. Ancak emperyalist savaş, Amerika ve Avrupa’da olduğu gibi, geri kalmış Asya’da da uyuklayan, dalgın, uyuşuk yığınları kesinlikle sarsıp uyandırdı.
Buz, dünyanın bütün köşelerinde ve bucaklarında kırıldı. Halkların emperyalizmin boyunduruğundan kurtuluşu, kadın ve erkek işçilerin sermayenin boyunduruğundan kurtuluşu durdurulamaz biçimde ilerliyor. Bu eseri milyonlarca ve onmilyonlarca kadın ve erkek işçi, kadın ve erkek köylü ileriye taşıyacaktır.
Ve bundan ötürüdür ki, emeğin sermayenin boyunduruğundan kurtulması eseri, bütün dünyada zafere ulaşacaktır.
4 Mart 1921
Lenin, Kadın Sorunu Üzerine, İnter Y, sf. 63-65