UZEL işçileri alacaklarını istiyor

Türkiye’nin traktör üreten ve direnişleriyle işçi sınıfı tarihinde öne çıkan Uzel fabrikası işçileri, alamadıkları tazminatları için 10 yıl sonra tekrar bir araya geldiler; Demirkapı’daki fabrika önünde direnişe başladılar.

2008’de Uzel ailesinin miras kavgasından dolayı 1500 işçi işten atılmıştı. Bunun üzerine işçiler, tazminatlarını ve biriken ücretlerini almak için direnişe geçmişti. Fakat direnişin 16. gününde işbirlikçi faşist Türk Metal sendikası tarafından bu direniş kırıldı.

Sonrasında iflas gösterilerek 2011 yılında satışa çıkarılan fabrikaya herhangi bir alıcı çıkmadı. Buna karşın patronlar, mühürlü ve devlet korumasında olması gereken fabrikanın kapılarını kırarak, makineleri parça parça kaçırdılar ve fabrikanın içini boşalttılar. Bunu öğrenen işçilerin, durumu yetkililere bildirmelerine rağmen herhangi bir önlem alınmadı. Dahası, işçilerin tazminatları yine verilmedi. İflas Masası da işçilere “paramız yok” dedi.

Yaklaşık 3 yıl önce birkaç işçinin girişimiyle başlayan hukuki mücadeleden de sonuç çıkmayınca, 40 işçi ile fabrika önünde yeniden eyleme başladılar. Eylemleri üç aydır devam ediyor.

 

DSB: Sürecin nasıl başladığını anlatır mısın?

Uzel işçisi: 2008’de alacaklarımız için eylemler yaptık ve mahkeme sürecini takip etmek için komite kurmuştuk. Baktık ki, bir şey çıkmıyor ve yürümüyor, tekrar toplanmaya karar verdik ve başladık. 11 yıl sonra 30-40 kişiyle başladık ve şu anda sayımız 350’ye kadar çıktı. Hepsi bir yerlerde çalışıyor. Çerkezköy’den, Balıkesir’den geliyorlar. O yüzden sayımız her hafta değişiyor. Ama her pazar, saat 11.00-13.00 arası Demirkapı’daki fabrikanın önündeyiz.

 

Peki patronlar tarafından atılan bir adım, herhangi bir gelişme var mı?

Hayır yok. Zaten şu anda fabrika arazisi İcra’da. Satışa gidilmesi için değer belirlemeye çalışıyorlar. Herkesin gözü var bu arazide. Daha önceden satıldı, kardeşler birbirine karşı dava açtı, davalar iptal edildi, süreç başa sardı ve şu anda aynı noktada duruyor. “Değer çok ya da az belirleniyor” diye itiraz ediyor Uzel kardeşler. Kendisi almaya çalıştığı için patron, her türlü yol ve yöntemi deniyor. Vera Varlık diye bir şirket kurdular ve araziyi almaya çalışıyorlar. Fabrikayı da Vera Varlık’a borçlandırdı ve en büyük alacaklı patronun kendisi görünüyor. Bankaları kendisine borçlandırdı. Kendisi satışa götürüyor ya da geri çekiyor.

 

Uzel’de Türk-Metal sendikası örgütlüydü, onlar bu eyleme nasıl yaklaşıyor?

Onlarla bağlantımız yok, zaten hedefimizde onlar da var. Türk-Metal sendikası işçiyi sattılar ve patronlarla sürekli işbirliği halindeler. Sürekli işçi arkadaşlarımızı tehdit ediyorlar. Polisleri arayıp “orada çalışanların hiçbiri Uzel işçisi değil, bize karşı yapılmış bir eylem” diye provoke etmeye çalışıyorlar. Diğer fabrikalarda çalışan eski Uzel işçilerinin buraya gelmemesi için baskı yapıyorlar, “oradakiler tazminatını aldı” diye yalan söylüyorlar.

 

Eyleme destek nasıl? Diğer işçilerden ilgi var mı?

DİSK organize etti eylemi. Gerekli yasal izinleri onlar alıyorlar. CHP’den Gürsel Tekin geldi, bazı partilerden geliyorlar. Halk Tv  gibi televizyon kanallarına çıktık. Partilerden randevu alıp grup toplantılarına gitmek istiyoruz. CHP söz verdi çıkartmak için.

 

Peki yıllar sonra eylemin başlaması, katılan işçileri nasıl etkiledi?

Tabi ki yıllar sonra olması bir mutluluk ve umut doğursa da geç kalınmış olduğu da söyleniyor. Biz o zaman söyledik “500 liraya kendinizi satmayın” diye ama gittiler birçoğu. Şimdi gizliden gelenler oluyor. Ancak Türk Metal’in örgütlü olduğu yerlerden işçiler gelmiyor.

 

Gelen işçilere önceki süreç hakkında bilgilendirmeler yapılıyor mu?

Biz yaşanan süreci anlatıyoruz. Türk Metal’e, örgütlü olduğu yerlerde de kimse güvenmiyor. Belli bir ülkücü çevreyi almışlar ellerine, mafyavari yöntemlerle işçileri baskı altına almaya çalışıyorlar.

 

Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Sürece herkesin desteğini bekliyoruz. Hakkımızı alana kadar direnişimizi sürdüreceğiz. Dediğim gibi pazar günleri oradayız.

 

Uzel hakkında

Uzel ailesi, Osmanlı’nın son dönemlerinde 1864’de, üretime Rusçuk’ta (bugün Bulgaristan sınırları içinde bir şehir) fayton yapımıyla başlar. Osmanlı’nın fayton üretiminin neredeyse tamamını yaparlar. Sonra Bursa’ya göç ederler ve Yaprak Yay adlı bir şirket kurarak önce makas, ardından otobüs ve kamyon süspansiyonları üretimine başlarlar.

1937’de İstanbul-Sirkeci’ye taşınırlar ve burada ürettikleriyle büyümeye devam ederler. 1961’de Amerikalı şirket Massey Ferguson’la anlaşıp traktör üretimine geçerler ve ‘traktörcü’ diye anılmaya başlarlar. 1963’te Uzel’in kurucularından dede Serdar Uzel ölür ve miras dört çocuk arasında bölünür. Ahmet’e yüzde 40, kızkardeşlere yüzde 10’ar pay verilir, yüzde 10 ise, Zapsu ailesine kalır. (Uzel’in bir kızı Zapsu ailesinden birisiyle evlendiği için)

Traktör üretiminde 1970’li yıllarda tekelleşmeye başlayan Uzel, ülkedeki üretimin yüzde 45’ini gerçekleştirmektedir. ‘80’li yıllarda büyümenin ardından  hissedarlar arası kavga başlar. Uzel ailesi 1996’da hisselerin tamamını toplar. 2001 krizinde karı kısmi olarak düşse de, 2003’ten sonra büyüme devam eder. 85 ülkeye traktör satar. Ayrıca Polonya’da fabrika kurulur, Almanya’da ise fabrika satın alınır. Her türlü tarım aleti üretimine geçen Uzel, alanında dünyanın 10 büyük firması arasına girer. İşçi sayısı ise 2500’e çıkar.

2008 krizinde Uzel’in borçlu olduğu yabancı tekeller, alacaklarını isterler. Uzel ailesinde miras kavgaları başlamıştır ve kendilerini kurtarma telaşına kapılırlar. İşçilere borçlanırlar. 2009’da tekrar üretime geçilse de borçların çokluğu yüzünden iflas ilan edilir ve işçilerin alacakları ödenmez.

Buraya kadar anlattıklarımız Uzel ailesinin büyümesinin bir özeti. Bir de işçiler açısından bakalım. Bu büyümenin ve üretim rekorlarının ardında, işçiler üzerinde kurulan yoğun bir baskı ve sömürü vardır tabi ki…

Uzel fabrikasının bulunduğu Demirkapı-Rami hattı, aynı zamanda Türkiye işçi sınıfı tarihinde direnişlerin en yoğun yaşandığı bölgedir. Bereç, Pancar Motor, Taral’ın olduğu ve işçilerin uzun süreli grevler örgütlediği, haklarını aradıkları yerdir burası.

O zamanlar tüm bu fabrikalarda DİSK’e bağlı Maden-İş sendikası örgütlüdür. 15-16 Haziran büyük işçi direnişinde, bu fabrikalardaki işçiler sokağa çıkar, asker ve polisle çatışırlar. Bunlar arasında Uzel işçileri de vardır.

Uzel işçileri, 1 Mayıs 1977’deki katliamda üç arkadaşlarını şehit verir. Ayrıca sendikaları Maden İş, faşistlerin hedefindedir. Sendikaları faşistler tarafından taranır, o sırada sendikada olan Uzel işçileri de yaralanır, öldürülürler…

12 Eylül’den sonra DİSK’in yasaklanmasıyla faşist Türk Metal sendikası fabrikaya sokulur ve işçiler zorla üye edilir. Patronla işbirliği halindeki Türk Metal ağaları, işçilerin yerine kendi ceplerini doldururlar. Göstermelik grev kararlarını da, işçilerin baskısı sonucu alırlar ve en kısa sürede bitirmeye çalışırlar.

Artık sözleşmeler toplu yapılmaktadır ve MESS’le görüşülmektedir. Hemen hemen tüm fabrikalarda Türk Metal vardır. İşçiler düşük ücretlere, kötü çalışma koşullarına mahkum edilmiştir. Buna rağmen sendikayı baskı altına alıp eylem kararları aldırmayı başarırlar. 1998 TİS görüşmelerinin ardından günlerce eylem yaparlar. Bunun üzerine fabrikanın içine ve dışına polis yerleştirilir. Sendika işçileri tehdit eder. İşçiler sendika barikatını aşamazlar ve eylem biter.

2008 krizinin ardından işçilerin ücretleri ödenmemeye başlar. İşçiler, Haziran ayında direnişe geçerler ve işyerini terk etmeme eylemi yaparlar. 16 gün süren eylemi, yine Türk Metal sendikası bastırır. İşçiler Türk Metal sendikanın binasını basar, ama haklarını yine alamazlar.

Uzel ailesinde miras kavgalarının ayyuka çıkması, mahkemelere düşmesi ve ‘borçlardan kaynaklı iflas’ denilerek işçilere haklarının tam 11 yıldır verilmemesi….

Dünyanın sayılı tekellerinden biri olmayı bu yoğun sömürü üzerinden başaran Uzel’in bulunduğu arazi, İstanbul’un sayılı arazilerinden ve bugün bu kavga, araziyi kimin ele geçireceği üzerine sürüyor. Ne devlet ne de patronlar, işçilerin 11 yıldır alamadıkları paralarıyla ilgili kılını kıpırdatmıyor. Uzel işçileri ise, her pazar saat 11.00-13.00 arası, fabrika önünde  beklemeye devam ediyorlar…

Görkemli direnişleriyle tarihte iz bırakan bu fabrikanın işçilerinin hakları derhal verilmelidir. Direnen Uzel işçilerini yalnız bırakmayalım!.. Aradan 11 yıl geçmiş olmasına rağmen haklarının peşine düşen işçilere destek olalım, kazanmalarına katkı sunalım!

Bunlara da bakabilirsiniz

Tutuklu gazeteciler serbest bırakılsın!

Suriye’de öldürülen gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin için, Şişhane’de eylem yapıldı. Eyleme polis saldırdı …

Metal’de -yasağa rağmen- grevler sürüyor

Birleşik Metal-İş Sendikası (BMİS) 5 işletmede TİS görüşmelerine 9 Ağustos’ta başlamıştı. Bunlardan 1’i hariç 4’ü …

ASGARİ ÜCRET ve BİZ EMEKLİLER…

17 bin 2 TL olan asgari ücrete yapılacak zam, günümüzde en temel gündem maddelerinden birisi. …