Trelleborg işçileri direniyor

Petrol-iş sendikasının örgütlü olduğu Trelleborg fabrikasında grev devam ediyor. Grev, Trelleborg yönetiminin, Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinde işçilerin taleplerini kabul etmeyen, düşük ücret dayatan ve sosyal haklarda kısıtlamaya giden tutumu nedeniyle 10 Aralık günü başladı.

 

DSB olarak grev ziyareti gerçekleştirdik

24 Aralık günü grevcilerle dayanışmak için gittiğimiz grev yerinde, işçiler ve işçi temsilcisi Dursun Karataş’la konuştuk. Grevlerinin 15. gününde olduğunu belirten işçi baştemsilcisi Karataş, TİS görüşmelerinden sonuç çıkmaması üzerine greve çıkma kararı aldıklarını ve grevi başlattıklarını ifade etti. Karataş, TİS görüşmelerinde ücret ve sosyal haklarda anlaşma sağlayamadıklarını belirttikten sonra şunları söyledi: “İşçiler olarak yüzde 37,5 lira zam istedik, patronlar ise yüzde 23 dayattılar. Gerekçe olarak da hep enflasyon oranını gösterdiler. Oysa biliyoruz ki, resmi enflasyonla bizim mutfak ve yaşam enflasyonu arasında uçurum var. İstediğimiz zam önerisi bile yaşadığımız enflasyon karşısında çok düşük.” Ayrıca sosyal haklarda da anlaşma sağlayamadıklarını, ücretlerin düşük olmasının, kıdem tazminatının da düşük olması anlamına geleceğini söyledi.

Trelleborg’un biri Gebze Plastikçiler Organize Sanayi Bölgesi diğeri yine Gebze sınırları içinde olmak üzere iki fabrikası bulunuyor. Her iki fabrikada da üretimin tamamen durmuş. İdari personel dışında, çalışan 324 işçi greve katılmışlar. Grevin ilk günlerinde işçilerin hepsi grev yerinde bulunmuşlar, sonraki günlerde 4 kişilik nöbet sistemine geçilmiş. Dayanışmaya gelenler dışında her gün en az 10 işçi grev yerinde bulunuyor. Nöbetçiler 24 saat grev yerinde bekliyorlar. Devrimci kurumlardan, sendikalardan siyasi partilerden sürekli dayanışmaya gelenlerin olduğunu  söylediler. Çevre fabrikadan işçilerin de ilgisinin yoğun olmuş. Karataş, 2015 yılında da bir haftalık grev yaşadıklarını, o dönem engelli kontenjanından kendi fabrikalarında çalışan bir arkadaşın daha sonra ayrılıp yakın bir fabrikada engelli kontenjanından işe girdiğini ve buradaki grev ilgili paylaşımlar yaptığı işin işten atıldığını belirti.

Direniş ve grevlerin vazgeçilmezidir ateş veya soba etrafında sohbetler yapmak. Grev çadırında yanan sobanın etrafında, diğer işçi arkadaşlarla grev hakkında konuşmamızı sürdürdük. “Her birimiz 12-13 yıllık işçiyiz” diyen bir işçi; “ücret zammını sadece maaşların zamlanması için istemiyoruz, kıdem tazminatımızın yükselmesi içinde zam önemli” dedi. Başka biri; “birliğimiz iyi, firemiz yok, ayrıca dayanışma ziyaretleri memnuniyet verici” diyerek, kazanacaklarını söyledi.

Kadın işçi olmadığı dikkatimizi çekti. Sorduğumuzda, iş ağır olduğundan dolayı idari bölüm dışında kadın işçi çalışmadığını belirtiler. Sohbet grevi aştı güncel gelişmelerle devam etti. Karadeniz’de devam eden orman yangınları, HES’ler konuşuldu. Karadeniz orman yangınları hala artarak devam ediyordu. Tartışmaya katılan işçilerin çoğu, onlarca yerde aynı anda ormanların yanmasının tesadüf veya kaza olamayacağını, planlı bir durum söz konusu olduğunu, sermayeye rant alanı almak için ormanların yakıldığını  ifade ettiler.

 

“Kazanıncaya kadar…”

Trelleborg firması kauçuk sanayi hortumu üreten uluslararası bir tekel. İş makinalarında kullanılan hortumları üretiyor. Dünya genelinde 120 fabrikası bulunuyor. İşkolu olarak “ağır sanayi”ye girmiyor. Ancak üretimde kullanılan çinko, karbon monoksit gazı ve kanserojen maddeler nedeniyle, işçiler oldukça ağır şartlarda, sağlığa zararlı koşullarda çalışıyorlar. Buna rağmen işçiler, ücretlerinin çok düşük olduğunu anlatıyorlar.

Trelleborg işçileri 2015 yılında bir kere daha greve çıkmışlar. O grevde, 7 gün içinde patronun dediğine imza atılmış. Bundan ders çıkaran işçiler, bu defa daha kararlı ve direngen biçimde başlamışlar mücadeleye. Ve işçilerin onayı olmadan TİS imzalanmasını istemiyorlar.

Toplu sözleşme süreci, yine ücret zammı konusunda tıkanmış durumda. Temmuz ayında başlayan görüşmelerde, patron yüzde 23 zam teklif ediyor, işçiler ise pazarlıklar sürecinde zam taleplerini yüzde 37’ye kadar düşürmüşler. Buna rağmen patron ayak diriyor. Ve işçiler “kazanıncaya kadar” mücadeleyi sürdürmekte kararlı olduklarını ifade ediyorlar.

Bunlara da bakabilirsiniz

Öğretmen mülakatları emek gaspıdır

Milli Eğitim Bakanlığı 25 Ekim’de mülakat sonuçlarını açıkladı. Bir “müjde” olarak ise 20 bin sözleşmeli …

“ZAFER ne zaman gelecek bilmiyorum. Ama geleceğini biliyorum…”      

1800’lü yılların ilk yarısında, dünya, işçi direnişleri ve halk isyanlarıyla alev topu gibiydi. Bu ülkeler …

Ser verip sır vermeyen yiğit: İSMAİL GÖKHAN EDGE

İsmail Gökhan Edge, Diyarbakır işkencehanelerinde sır vermedi, ser verdi. O, 1953 yılında Eskişehir’de doğdu. İzmir …