AKP’ye yeni milis gücü BEKÇİLER

Çarşı ve mahalle bekçilerine son derece önemli yetkiler veren yasa teklifi, meclis komisyonunda kabul edildi. Teklif, AKP’nin kendi milis gücünü oluşturması anlamına geliyor.

 

Silah kullanma yetkisi

Bugüne kadar bekçilerin kimlik kontrolü yapma, üst arama ve silah kullanma yetkisi bulunmuyordu. Görevleri, bir olay sözkonusu olduğunda “kolluk güçlerine haber vermek” olarak tanımlanmıştı. Buna rağmen bekçiler, bulundukları alanda “kolluk gücü” gibi davranmaya başlamıştı. “Asayiş” kontrolü yapan, kimlik soran, kimlik göstermeyi reddedenleri döven bekçilerle ilgili haberler bir çok defa basında yer aldı. Yine bekçilerin bu uygulaması ile ilgili mahkeme haberlerini de çokça gördük. Mahkeme kararlarının herbirinde, bekçilerin kimlik sorma, üst araması yapma haklarının olmadığı açık biçimde belirtiliyordu.

AKP hükümeti, bu duruma bir “çare” bulmak için yasa teklifi hazırladı. Ve bekçilere polis gücü veren maddeler, bu teklifte yer aldı. Teklif yasalaşırsa, bekçiler artık kimlik sorabilecek, üst araması yapabilecek, kelepçe takıp gözaltına alabilecek. Yanısıra suçlulara müdahalede bulunmak, suç mahalindeki kanıtları muhafaza altına almak gibi görevleri de olacak.

Yasa, bekçilere polis yetkileri veriyor. Böylece AKP, mahallelere kadar uzanmış olan bir “paralel polis teşkilatı” kurmuş oluyor.

 

Mahalledeki eylemlere müdahale yetkisi

Erdoğan 2 Ocak günü yaptığı bir konuşmada, “artık şehirlerimizin güvenliğini sadece kolluk güçleriyle koruyacak durumda değiliz” demişti. Bekçilere kolluk gücü yetkileri veren yasa, bu sözlerin devamıdır.

Bu yasanın en önemli maddesi, “suça müdahale yetkisi”dir. Elbette burada kastedilen adli suçlar değildir. Kadın cinayetleri, çocuk tacizleri ya da uyuşturucu satışı gibi konular, AKP’nin hedefindeki suçlar değildir çünkü. Erdoğan’ın hedefi, emekçi semtlerde ekonomik krize karşı yükselecek olan kitle eylemleridir.

Gezi Direnişi yaşandığında, AKP’nin kolluk güçleri, eylemleri bastırmada yetersiz kalmıştı. Üstelik polis bütün gücüyle merkezi noktalardaki eylemlere yönelmiş, emekçi semtlerindeki eylemlere müdahale etmeyi ise başaramamıştı.

Bugün emekçi semtler, çok güçlü mücadele dinamiklerini içinde barındırmaktadır. Devlet, semtlerin bu dinamiklerini yok etmek için bugüne kadar pek çok yöntem kullandı: Operasyonlarla devrimci yapıları zayıflattı, yaygın uyuşturucu dağıtımı ile gençleri çürüttü, mafyalaşma semtlerin dokularına derinlemesine nüfuz etti. Buna rağmen semtleri “teslim almayı” başaramadı.

Ekonomik krizin bu kadar derinleştiği günümüzde, kitleler kendi yaşamları ile egemenlerin yaşamları arasındaki çelişkileri artık daha çıplak biçimde görebiliyor. Kendisi işsizlik ve açlıkla mücadele ederken, Erzincan’da gece ayazında yazlık çadırlarda titrerken, Erdoğan’ın ve her düzeydeki yöneticinin yaşamlarındaki lüks ile savurganlık çarpıcı biçimde göze batıyor. En son, Başkentgaz’ın tecavüzcü Ensar Vakfı’na “bağışladığı” 8 milyon doların, artan doğalgaz faturalarından elde edildiğini anlıyor.

Bu koşullarda halk, her an patlamaya hazır bir volkan gibi. Devletin bütün korkusu bu.

Bekçiler yasası ile önlemeye-etkisizleştirmeye çalıştıkları şey de bu. Kitleler sokaklara döküldüğünde, “AKP’ye sadakat duyan” silahlı bir kolluk gücünün, bu kitlenin karşısına çıkmasını istiyor.

Bu “sadakat”ı iki şekilde garanti altına almaya çalışacak AKP hükümeti. Birincisi, sadece AKP’ye bağlı olduğu bilinen, tarikatlar tarafından yönlendirilen kişiler bekçi olabilecek. İkincisi, lise mezunu bekçilere 5 bin 71 lira  maaş bağlanacak. Asgari ücretin 2 bin 324 lira olduğu, göreve yeni başlayan bir öğretmenin maaşının 3 bin 910 lira olduğu, yılda 1 milyon kişinin işsiz kaldığı günümüz koşullarında, bu çok yüksek bir para.

Böylesine “hukuksuz” bir yasanın çıkartılmasına karşı tepkiler yüksek. Bekçilerin, daha yasa teklifi kesinleşmeden polis gibi davranmaya başlaması da tepkiyi büyütüyor. Meslek-içi eğitim almamış ve yetkisiz olan bu kişiler, sokakta pervasızca davranmaya başladılar bile. İnsanları durduruyor, kimlik soruyor, buna karşı çıkanları kelepçeliyorlar. Üstelik, birisini gözaltına almaya çalışırken birbirlerini silahla vurup yaralayacak kadar da beceriksizler.

Bekçiler şimdiden sokaklarda terör estirmeye başladı. AKP ise bu yasayı çıkartıp kendisine bağlı bir silahlı bir milis gücü oluşturmak konusunda kararlı görünüyor. Ancak devletin baskısı ve korkutma çabaları, kitlelerin yükselen eylemini durdurmaya yetmeyecektir.

Bunlara da bakabilirsiniz

Rojava’ya saldırılar İsviçre’de protesto edildi

Türkiye ordusunun Rojava’ya ve Irak Kürdistanı’na dönük saldırıları, İsviçre-Basel’de kitlesel bir yürüyüşle protesto edildi. Şehrin …

Yeni “çözüm süreci” kimin ihtiyacı?

TBMM’nin 1 Ekim’deki açılışında, Devlet Bahçeli’nin DEM Parti sıralarına gelip tokalaşması, “yeni çözüm süreci”nin başladığının …

Devrim Kartalı Remzi Basalak

Remzi Basalak, 1963 yılında Adana’nın Ceyhan ilçesinde doğdu. Az topraklı çiftçi bir ailenin çocuğuydu. İlkokulu …