Benim oğlum Talat Sürer vefat etti ve hepimiz çok üzüldük. Oğlumun katili Türkiye’deki sermaye düzenidir. O çok çalışkandı ama iş bulamıyordu. İş bulduğu zaman da çok uzun süre çalışamıyordu; çünkü haksızlığa karşı çıktığı için işten çıkarılıyordu.
Oğlum hiç bir zaman devrimci mücadeleden kaçmadı. Nerede işçi eylemleri varsa, orada olurdu.
Ölmeden bir gece önce, evde bir tartışma gelişti. Artık virüs yayılmaya başlamıştı ve herkes onu konuşuyordu. Bizler virüsten herkesin etkileneceğini söyledik, Talat karşı çıktı: “Göreceksiniz, en çok işçi emekçiler ölecek. Sermaye kendi tedbirini alacak, onlara hiç bir şey olmaz. Salgın hastalıklardan bile en çok işçiler ölür” dedi.
Şimdi anlıyorum ki ne kadar haklıymış. Benim başına gelenler de bunu gösterdi. Benim ilacım bitmiş, dışarı çıkıp alamıyorum; belediyeye ve kaymakama telefon ettim. Geldiler, para istediler. Paran yoksa, ilacını da alamıyorsun. Ben de dedim ki “para çekebilsem zaten ihtiyacım yok size.” Bunun üzerine gittiler. Sonra bana telefon geldi, tanımadığım birisi arıyor, eczanede olduğunu söylüyor, benim TC numaramı istiyor. Sonra bir daha ses çıkmadı.
Gerçekten de Talat haklıydı. Sermayeden bize fayda yok. Ancak biz birbirimize yardım edebiliriz. Ancak kendi dayanışmamızla kurtuluşu görebiliriz.
Ya hep beraber, ya da hiç birimiz!
Yaşasın işçi ve emekçilerin dayanışması. Kahrolsun sermaye güçleri!
Ezilenler birleşmeli, faşizmi yıkmalı!
Talat Sürer’in babası İsmail Sürer