Helikopterden atılan köylüler

Van’da gözaltına alınan Osman Şiban ve Servet Turgut’un helikopterden atıldığı ortaya çıktı.

11 Eylül günü tarlada çalışırken askerler tarafından tartaklanarak helikoptere bindirilen iki köylü, 13 Eylül günü yine askerler tarafından hastaneye getirildiler. Yoğun bakıma alınan iki köylüden biri hafıza kaybı yaşıyordu, diğerinin durumu ise daha ağırdı. İki köylünün helikopterden atıldığı, hastane raporlarıyla da kanıtlandı. Yoğun bakımdaki Servet Turgut, yaşam mücadelesini kaybetti.

Osman Şiban, 13 Eylül günü askerler tarafından bir özel hastaneye götürülmüştü. Burada hazırlanan raporda, Şiban’ın gözlerindeki morluk, baş bölgesinde travmaya bağlı şişlik olduğu, kanlı kusma yaşadığı gibi ifadeler yer alıyordu. Hastanedeki görevliler, Şiban’ın yoğun bakıma ihtiyacı olduğunu belirtince, askerler bu defa Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne getirdiler. Burada beyin cerrahi servisinde Osman Şiban için düzenlenen Hasta Epikriz Raporu’nda “Hasta olay günü acil uzmanınca helikopterden düşme sonrası yaralanma sonrası acile getirildiği belirtilerek yerinde konsültasyon istenmiştir” deniliyordu.

* * *

’80 askeri faşist cuntasının ardından, bütün ülke bir işkencehaneye çevrilmişti. En ağır işkenceler pervasızca yapıldı, insanlar sakatlandı, öldürüldü, katledildi, kaybedildi. Bugün daha hala analar çocuklarının kemiklerini arıyorlar. Cumartesi günleri, kaybedilen-katledilen gençler hatırlatılıyor.

‘90’lı yıllarda Kürt kentlerinde işkenceler açıktan, köy meydanlarında yapılıyordu. Köylülere dışkı yediriliyor, ateşin üzerine atılıyor, panzerlere iple bağlanarak yerlerde sürükleniyordu. “Beyaz Toroslar”, Kürt kentlerindeki işkencenin sembolüydü.

Sıra geldi helikopterden insan atmaya. Şili’de 1973-1990 yılları arasında Pinochet’nin askeri diktatörlüğü boyunca, 3 binden fazla devrimci-muhalif kaybedildi. Yüzlercesinin helikopterlerden okyanusa, nehirlere, dağlara atıldığı ortaya çıktı.

İşkence bir insanlık suçudur. Ne kadar ağırlaşırsa ağırlaşsın, ne kadar insanlıkdışı yöntemler devreye sokulursa sokulsun, ne kadar pervasız bir vahşet uygulanırsa uygulansın, kazanacak olan direniştir. İşkenceci katillerin yaptıkları, bugüne kadar işçi ve emekçilerin, ezilen halkların mücadelesini bitirmeye yetmedi. Bundan sonra da direniş kazanacaktır.

Bunlara da bakabilirsiniz

Rojava’ya saldırılar İsviçre’de protesto edildi

Türkiye ordusunun Rojava’ya ve Irak Kürdistanı’na dönük saldırıları, İsviçre-Basel’de kitlesel bir yürüyüşle protesto edildi. Şehrin …

Yeni “çözüm süreci” kimin ihtiyacı?

TBMM’nin 1 Ekim’deki açılışında, Devlet Bahçeli’nin DEM Parti sıralarına gelip tokalaşması, “yeni çözüm süreci”nin başladığının …

Devrim Kartalı Remzi Basalak

Remzi Basalak, 1963 yılında Adana’nın Ceyhan ilçesinde doğdu. Az topraklı çiftçi bir ailenin çocuğuydu. İlkokulu …