Temsilcimiz Zeynel Sarar’a keyfi gözaltı

PDD temsilcisi Zeynel Sarar, GBT uygulamasında gözaltına alındı; 5 saat tutulduktan sonra serbest bırakıldı.

16 Mart günü Avcılar metrobüs durağında GBT’si yapılan Sarar, “ifaden var” denerek göz altına alındı. Gözaltında önce Avcılar Devlet Hastanesi’ne, ardından Avcılar Firüzköy polis karakoluna, sonra da Halkalı polis karakoluna ve Kanarya polis karakoluna götürüldü.

Zeynel Sarar’a hem hastanede, hem de Firüzköy ve Halkalı polis karakolunda çıplak arama ve ayakkabı çıkarma dayatıldı. Çıplak aramayı ve ayakkabı çıkarmayı kabul etmeyen Sarar’ın giysilerini zorla çıkarmaya kalktılar. Uzun uğraşlarla elbisesini ve ayakkabısını çıkarmaya çalışan polisler, bu kararlı duruştan sonra bundan vazgeçmek zorunda kaldılar.

Çantasında PDD dergisi çıkan temsilcimize “nereden aldın, kimlere veriyorsun, kimlerle görüşüyorsun” gibi sorular yönelttiler. PDD’nin yasal dergi olduğunu ve kitapçılarda satıldığını söyleyen Sarar, bunun suç olmadığını ve kendisinin neden gözaltına alındığını bilmediğini söyledi. Bunu karakolda öğreneceğini söyleyen polisler, karakol karakol gezdirdiler ve ancak Kanarya karakolunda yanıtını alabildi. Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal’ın ölüm orucu sürdürdükleri dönemde, Kanuni Sultan Süleyman Hastanesi önünde dayanışmak için yapılan basın açıklamasından dolayı gözaltına alındığı söylendi. Okurumuz da bunun için gözaltına alınmasının gerekmediğini, savcılığın çağrısıyla ifade verebileceğini, bu koşullarda ifade vermeyi reddettiğini belirtti.

Polisler önce sabaha kadar nezarete tutacaklarını söylediler. Ardından Küçük Çekmece Adliyesi’ne götürüp ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılacağı söylendi. İfade vermediğine dair bir tutanak tutuldu, okurumuz bu tutanağı da imzalamayınca, “imzadan imtina ediyor” yazıldı. Nöbetçi savcıyla yapılan görüşmeden sonra savcının talimatı üzerine gece saatlerinde serbest bırakıldı.

Temsilcimizi yaklaşık 5 saat keyfi biçimde gözaltında tuttular. Çıplak arama dayattılar. GBT yoklamasında, daha önce tutuklanmış olması, “suçlu” görülmesi için yeterli sayıldı. Normal prosedürde savcılığın çağırması gereken bir ifade alma işlemini, saatlerce karakol karakol gezdirerek, karakolda ifade vermeye zorlayarak ve çıplak arama dayatarak gözdağı vermeye çalıştılar. Okurumuzun kararlı duruşu sayesinde bu çabaları boşa düştü.

Bu arada, savcılık da ifade almamış oldu. Ortaya çıkan tablo, savcılığın böyle bir ifade talebi olup olmadığını da belirsiz hale getirdi.

Son aylarda giderek artan polisin keyfi, yasadışı uygulamalarına karşı direnişi büyütmek ve bu saldırıları püskürtmek gerekiyor.