Gazi Direnişi, 12 Mart 1995’te Cemevi’ne yakın bir kahvehaneye düzenlenen kontrgerilla saldırısı ile başladı. Saldırı duyulunca, başta devrimciler olmak üzere emekçi halk sokağa çıktı ve tepkisini ortaya koydu. Kısa sürede binlerce kişi Cemevi’nin önünde toplandı. Komünist ve devrimciler, “Katiller Karakolda!” sloganıyla kitlelere hedefi gösterdi.
Binlerce kişi karakolu taşlamaya başladı. Polis ise korku içinde kitlenin üzerine ateş açtı. Başka semtlerden de kitleler, akın akın Gazi’ye geldiler. İçlerinde “bizsiz olmaz bu işler” diyerek Gazi’ye koşan Zeynep Poyraz da vardı. Ertesi sabah karakol civarında çıkan çatışma Zeynep vuruldu ve Gazi direnişindeki ilk şehidimiz oldu. Bu olay, kitledeki savaşma azmini daha da kamçıladı.
Şehit ve yaralıların artması üzerine, caddelerde barikat kuruldu. Belli bir işbölümü yapıldı, nöbet sistemine geçildi. Devrimci örgütlerden oluşan komite, talepleri 4 maddede topladılar: 1- Şehitlerimizin cenazeleri bize verilecek, 2- Gözaltındakiler serbest bırakılacak, 3- Sokağa çıkma yasağı kaldırılacak, 4- Asker ve polis Gazi’den çekilecek. Komitenin belirlediği dört talep kabul edilene kadar direnişin süreceği yinelendi.
Sonunda valilik, direnişçilerin taleplerinin kabul edildiğini duyurdu.. Zafer çığlıkları yükselir bu kez Gazi sokaklarında…Cenazeler geldiğinde pankartlar hazırdı. Zeynep’i taşıyan arabaya yoldaşları orak-çekiçli bayrağı serdiler ve tüm Gazi şehitlerini marşlarla sloganlarla uğurladılar.
Gazi direnişi devam ettiği sırada, İstanbul başta olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanında protesto gösterileri yapılmaktaydı. Bunlardan biri de Ümraniye 1 Mayıs Mahallesi’ydi. Bu gösteride polis, kitlenin üzerine ateş açtı; Hakan Çabuk ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. Hakan, Gazi direnişinde yitirdiğimiz ikinci yoldaşımız oldu.
Gazi ve 1 Mayıs mahallelerinde toplam 23 kişi, bu büyük direnişte şehit düştüler. Ve geride büyük bir direniş destanı bıraktılar.