Erdoğan’ın hekimlere dönük saldırıları peşpeşe gelmeye devam ediyor ve büyük bir tepki yaratıyor. Çok ağır koşullarda ve düşük ücretlerle, üstelik sürekli şiddet tehdidi altında çalışmak zorunda kalan sağlık emekçileri, Erdoğan yönetiminin sözlü ve fiili saldırılarına da maruz kalıyor.
Sağlık çalışanlarına dönük sayısız hakarette bulunan, bir türlü yönetimini ele geçiremediği Tabipler Odası hakkında soruşturmalar açan Erdoğan, koşullarının düzeltilmesini isteyen hekimlere “giderlerse gitsinler” sözleriyle öfke kustu. Ardından 14 Mart Tıp Bayramı için Taksim’e çelenk bırakmak isteyen Tabipler Odası’na polis saldırısı gerçekleştirildi. Hekimler bu saldırı sırasında “Utan Erdoğan!” diye slogan attılar. Üstüste gelen bu iki saldırı büyük bir tepki çekince, Erdoğan bu defa hekimlere dönük söyledikleri konusunda geri adım atan ve yine bir yığın sözler veren bir konuşma yapmak zorunda kaldı.
Verilen sözlerin hiçbir hükmünün olmadığını biliyoruz. Geniş kesimler tepki gösterince “yapacağız, edeceğiz” sözlerini sıralıyorlar, konu yoğun gündem içinde biraz geriye düşünce, sözler yine unutuluyor. Sağlık örgütleri bu nedenle, vaatlerin hepsini bir kenara iterek, kendi yaşam ve çalışma haklarını savunmak için greve gitti. Türk Tabipler Birliği, Türk Diş Hekimleri Birliği, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, Dev Sağlık-İş, Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği, Birlik ve Dayanışma Sendikası ile Genel Sağlık-İş, 14 Mart Tıp Bayramı Günü’nde ve 15 Mart’ta iki günlük grev gerçekleştiriyorlar.
Erdoğan’ın “giderlerse gitsinler” sözlerine ise en çarpıcı cevap bir hekimden geldi: “Biz gidersek kendimizi kurtarırız, onlar giderse ülke kurtulur!”