1 Mayıs kutlamalarının geleneksel ritüellerinden biri de 30 Nisan günü 1 Mayıs şehitlerini anmaktır. ’77 1 Mayısı’nda katledilen 34 kişi için Kazancı Yokuşu’na karanfiller bırakarak başlayan anmalar, ardından ’89 yılında M. Akif Dalcı’nın katledildiği Şişhane’ye, 1996 Kadıköy mitinginde şehit düşen üç işçi için (Hasan Albayrak, Dursun Odabaş, Yalçın Levent) Kadıköy’e gidilerek, yapılan saygı duruşlarıyla sona erer.
Bu anmalar tüm kurumların katılımıyla ortak yapılır, çünkü 1 Mayıs şehitleri hepimizin ortak değeridir.
Fakat son yıllarda “kadınlar”ın ayrı anma eylemlerine tanık oluyoruz. Kendilerine “feminist” ya da “sosyalist feminist” diyen kadınlar, 1 Mayıs şehitlerini anma etkinliğini de ayırmış durumdalar. Üstelik bu işin başını “KESK’li kadınlar” çekiyor. 8 Mart’ı “erkeklerden yalıtılmış” olarak kutlamalardan sonra, şimdi de 1 Mayıs şehitlerini “kadın-erkek” olarak ayırdıklarını görüyoruz.
1 Mayıs, kadın-erkek işçi ve emekçilerin ortak mücadele günüdür. 1 Mayıs şehitleri de (kadın-erkek) bu mücadelenin bir parçası, onurudur. Onları cinsiyetine göre ayırmak, en başta 1 Mayıs’ın ruhuna aykırıdır. 1 Mayıs, cins, ırk, dil, din ayırmaksızın dünya şçi sınıfının enternasyonal günüdür çünkü. İşçi sınıfını ulusal-mezhepsel, cinsel biçimde bölmek, egemenlerin yaptığı şeydir; bu yöndeki her girişim de objektif olarak egemenlere hizmet eder.
1 Mayıs şehitleri, aynı meydanda aynı amaç doğrultusunda birarada şehit düştüler. Ve birlikte anılmaları kadar doğal bir şey olamaz. Feminizmin 8 Mart’tan sonra 1 Mayıs’a da el atması, işçi sınıfının bu tek enternasyonal gününü cinsiyet temelinde bölmesi kabul edilemez.
Esasında sadece 1 Mayıs şehitleri de değil; birçok eylemde kadın-erkek birlikte dövüşmüş, birlikte toprağa düşmüşlerdir. Kadın-erkek olarak ayırarak anmak, onlara saygısızlıktır. 8 Martlarda genel olarak kadın şehitler anılmaktadır ve bunda yanlış bir şey yoktur. Fakat başta 1 Mayıslar olmak üzere birçok olayda birlikte şehit düşenleri “kadın-erkek” diye ayırıp anmak, abesle iştigaldir. Bunun yolunun açılması, kadınların kadın şehitleri, erkeklerin erkek şehitleri anması gibi bir saçmalığa götürür. Örgütleri kadın-erkek diye bölmekten, devrim şehitlerini kadın-erkek diye bölme noktasına gelinmiş olması, gerçekten vahim bir durumdur.
Ne var ki, son üç yıldır 1 Mayıs şehitleri bu şekilde anılmakta ve bu durum giderek kanıksanmaktadır. En azından kendilerine “sosyalist” diyen kesimlerin bu yanlışa ortak olmaması gerekir.