12 Eylül ve Nevin Berktaş belgeseli…

12 Eylül’ün yıldönümünde, Nevin Berktaş ile röportaj yapıldı ve bir belgesel hazırlandı. Oda TV’nin hazırladığı, Soner Yalçın tarafından düzenlenen belgeselde, dönemin görüntüleri eşliğinde, Nevin Berktaş’ın anlattıkları ile tarihe not düşüldü.

12 Eylül hakkında genel olarak yapılan işkenceleri, devletin vahşetini anlatmak gibi bir yöntem izlenmektedir. Nevin Berktaş ise, 12 Eylül’ün direnen yüzünü anlatmıştır bu belgeselde ve yayınevimizden çıkan “Darbe, yenilgi, direniş; 12 Eylül” adlı kitapta.

Nevin Berktaş’ın konuya ilişkin değerlendirmesini yayınlıyoruz:

Merhaba,

12 Eylül askeri faşist diktatörlüğün tezgâhlanmasının üzerinden 42 yıl geçti. Tabi ki hala üzerine konuşuyoruz. Konuşmaya da devam edeceğiz. Bir ülkenin tarihinde kapkara dönemler varsa, hele de o ülkenin halkı ve halk önderleri o dönemle ciddi bir hesaplaşmaya girmemişse bu hep konuşulur. Aslında bu kural bir yerde doğa kanunu gibidir. İnsan hayatında da böyledir. Yaşamının bir kesitinde kötü giden bir şey var ve sen onunla sağlıklı bir temelde hesaplaşmamışsan o kötü giden şeyle hep didişirsin. 12 Eylül ve o dönemi yaşayanlar da böyle… Elbette tarihin her kesiti ve tüm yaşananlar gerek yazılı gerekse de sözlü olarak anlatılır, anlatılmalıdır. Resmi tarihin çarpıtmaları ve bilinç karartmaları ancak bu şekilde önlenebilir. Ama tarihin her evresinde doğru temelde davranıp davranmadığın çok önemlidir.

O dönemi ağır bedeller ödeyerek en şiddetli şekilde yaşayıp, bir de o dönemi anlatan iki kitap yazınca, süreci benden dinleme isteği artıyor doğal olarak. Bu yıl da öyle oldu.

Çekimler yapıldı, bunlar bir program formatında izleyicilere sunuldu. Tanıdıklarla, gençlerle sohbetler ettik.

Bana genellikle “Bu kadar acı veren şeyler yaşamana rağmen ne kadar dingin, sade ve insanı geleceğe dair umutlandırıcı aktarıyorsun” diyorlar.

Bu durum kuşkusuz beni çok gururlandırıyor.

Tarihin her zaman kanıtladığı gibi, ülkesinin yazgısını kendi yazgısı olarak görüp örgütlü bir şekilde kötü gidişatla mücadele edenler, süreci olumlu yönde değiştiremeseler de, iyi yönde ne yapılması gerektiğini yaşamlarıyla ortaya koydukları için, iç rahatlığıyla konuşurlar. Benim durumum da böyle…

O toz duman arasında örgütlü olduğum yapı gerek siyasi-ideolojik gerekse de örgütsel olarak çok doğru bir temelde devrimci bir duruş içinde olduğu için ben ve yoldaşlarım berrak bir bilinçle tüm yaşamımızı ortaya koyduk. O günkü tespitlerimizin doğruluğunu tarih de kanıtladı. Bu bugün çok çarpıcı bir şekilde görülüyor.

12 Eylül’ün tezgâhlanma nedenleri, işkence altında(emniyet müdürlükleri, hapishaneler, mahkemeler) ve bir bütün olarak mücadelenin her alanında yol alacağın çizgi konusundaki netlik, bizi cepheden direnişe sevk etti. Bu nedenle de biz yıllarca ve ısrarla bu bakış açısını sürdürerek, işin vahşetinden de çok direnişi öne çıkardık. 12 Eylül bütün çizgileriyle ve yasalarıyla sürdüğüne göre, onu ancak devrimci rotada ilerleyen ve sonuca giden bir halk hareketi yenebilir. Geleceğe dair umudumuz bundandır.

Nevin Berktaş

Bunlara da bakabilirsiniz

Öğretmen mülakatları emek gaspıdır

Milli Eğitim Bakanlığı 25 Ekim’de mülakat sonuçlarını açıkladı. Bir “müjde” olarak ise 20 bin sözleşmeli …

“ZAFER ne zaman gelecek bilmiyorum. Ama geleceğini biliyorum…”      

1800’lü yılların ilk yarısında, dünya, işçi direnişleri ve halk isyanlarıyla alev topu gibiydi. Bu ülkeler …

Ser verip sır vermeyen yiğit: İSMAİL GÖKHAN EDGE

İsmail Gökhan Edge, Diyarbakır işkencehanelerinde sır vermedi, ser verdi. O, 1953 yılında Eskişehir’de doğdu. İzmir …