Nijer’de darbe

Nijer’de 26 Temmuz’da bir askeri darbe gerçekleştirildi. General Ömer Çiyani, bir Geçiş Hükümeti kurduğunu duyurdu. Orta-Batı Afrika ülkesi olan Nijer’deki bu darbe ile Fransa, Afrika’daki bir sömürgesini daha kaybetti. Ve darbe, hem Afrika’da büyük çıkarları olan Batılı emperyalistleri, hem de bu emperyalistlerin politikaları doğrultusunda hareket eden Afrika ülkelerini karıştırdı.

İlk tepki, ECOWAS’tan (Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu) geldi. ECOWAS, devrilen Cumhurbaşkanı Muhammed Bazum’a açıkça arka çıkarak, cuntaya 7 gün süre tanıdığını duyurdu. Ancak süre dolmasına rağmen şimdilik bir adım atmış değil. 15 üye ülkeye sahip olan ECOWAS, bu konuda görüş birliğine sahip değil. Daha önce Gambiya’da 2016 sonundaki seçimleri kaybeden devlet başkanı, OHAL ilan ettiğinde “askeri müdahale” seçeneğini kullanmış, Senegal ordusu Ocak 2017’de Gambiya’yı işgal etmişti. Mali’de Ağustos 2020’de, Burkina Faso’da 2022’de darbe yapıldığında ise, tehditler ile darbeciler üzerinde baskı kurmaya, “demokratik geçiş” sözü almaya çalışmışlardı.

Ancak Nijer, Gambiya değil. Gambiya, üç taraftan Senegal’e komşu olan, daha doğru bir ifadeyle Senegal’in içine sıkışmış olan küçük bir ülke. Nijer ise, nüfusu, toprak büyüklüğü, komşu ülkelerin yapısı, ülkenin kendi iç dinamikleri vb. ile, Gambiya ile karşılaştırılmayacak niteliklere sahip. Zaten emperyalistleri ve ECOWACS ülkelerini (Liberya, Nijerya, Senegal, Sierra-Leone, Togo, Fildişi Körfezi, Yeşil Burun, Gine Bisau, Benin, Gambiya, Nijer, Gana ile birlikte, üyeliği askıya alınmış olan Burkina Faso, Gine ve Mali) tedirgin eden de onun bu durumu. Bu nedenle askeri müdahale ihtimali çok kolay görünmüyor. ECOWACS’a üye en büyük ülke olan Nijerya, Nijer’in elektriğini keserek ilk tepkisini gösterdi. Nijerya, Senegal, Fildişi Sahilleri ve Benin, askeri müdahale konusunda hazır olduklarını açıkladılar. Diğer taraftan, Nijer’in komşusu Çad bu çatışmanın dışında kalacağını açıklarken, Cezayir müdahaleye kesinlikle karşı olduğunu, Libya ve Suriye’de yaşananların Nijer’de yaşanmaması gerektiğini belirtti. Mali ve Burkina Faso gibi ülkeler de Nijer’e müdahaleyi kendileri için savaş ilanı sayacaklarını belirttiler.

Nijer’deki darbe karşısında, şimdilik “tehdit” yöntemlerini kullanmayı tercih ettikleri görülüyor. “Wagner saldırganlığı”, “Ukrayna’ya benzemek” vb. Rusya’yı hedefe çakan açıklamaların yanısıra, ülkenin dış yardımlarının kesileceği söyleniyor ve en büyük tehdit olarak, şeriatçı-terörist örgütlerin Nijer’de güç kazanması ihtimali öne çıkartılıyor. Oysa Batılı emperyalistlerin, özellikle Fransa’nın sömürgesi olan Nijer’de uzun zamandır şeriatçı örgütleri palazlandırdıkları biliniyor. Buna karşın Mali’yi kaybettikten sonra oradaki askeri gücünü Nijer’e kaydıran Fransa, Nijer’deki varlığını “bu şeriatçı çetelere karşı mücadele” ile açıklıyor; ama şeriatçı çeteler bir türlü yokedilemiyor! Keza Nijer’de asker bulunduran ABD de bu “mücadele”de başarılı değil! Tıpkı Suriye’de bir taraftan IŞİD’i besleyip-palazlandırırken, diğer taraftan IŞİD’e karşı mücadele ediyor görünmeleri gibi…

Batılı emperyalistleri durduran bir başka unsur ise, genel olarak Afrika’da, özel olarak da Nijer’de kitlelerin Fransa ve ABD’ye karşı büyüyen öfkesi. Nijer’e dönük tehditler savrulmaya başladığı anda “darbe yanlısı” binlerce kişinin gösteri yapması önemli bir faktördü mesela. Eylemciler Rusya bayrakları taşıdılar ve Fransa karşıtı sloganlar attılar.

Nijer’in nüfusu 24,4 milyon ve her beş kişiden ikisi aşırı yoksulluk içinde yaşıyor. Nijer’in zenginlikleri ise, Fransa başta olmak üzere emperyalistler tarafından yağmalanıyor. Nijer halkı günde günde 2,15 dolardan az parayla yaşarken, zengin uranyum madenlerine bütün emperyalistlerin gözünü dikmiş durumda. Keza Nijerya doğalgazını Nijer-Cezayir üzerinden doğrudan Akdeniz’e ve Avrupa’ya ulaştırmak için inşa edilecek boru hattının kritik noktasında bulunuyor.

Diğer taraftan, Ukrayna savaşı başladığından bu yana Rusya’nın Afrika ülkelerine ağırlık verdiği ve bazı Afrika ülkeleri üzerinden kendi petrol-doğalgaz kaynaklarını diğer ülkelere sattığı biliniyor. Rusya ile Afrika kıtası arasındaki işlenmiş petrol ticareti, Ukrayna savaşı öncesinde günlük 33 bin varilken, Mart 2023’te bu rakam 1,9 milyon varile çıktı. Aynı dönemde Rusya’nın Afrika ülkeleri ile askeri ilişkileri, silah satışları da arttı. Wagner adlı paramiliter örgütün, Mali’de Sudan’da, Nijer’de faaliyet gösterdiği, bu ülkelerde kimi zaman cihatçı çetelere, kimi zaman da (Sudan’da olduğu gibi) halka karşı saldırılar gerçekleştirdiği söyleniyor.

Emperyalistler Afrika’nın yeraltı ve yerüstü kaynaklarını sömürmek için büyük bir rekabet içindeler. Onların bu sömürü politikaları kitlelerin büyük öfkesini çekiyor. Öyle ki kimi zaman bir emperyalistin sömürüsünü sonlandıracağını vaadeden askeri darbelere bile destek verebilecek hale geliyorlar.

Bunlara da bakabilirsiniz

“MÜHENDİSSEN, Mühendislerin Sendikası Girişimi” ilk toplantısını gerçekleştirdi

Ağır sömürü koşulları altında çalışmaya zorlanan mühendisler, sınıf mücadelesi içinde kendi örgütleriyle yer almak için …

Adana İHD’de Makbule Berktaş anısına toplantı yapıldı

İnsan Hakları Haftası dolayısıyla Adana İHD’de Makbule Ana (Berktaş) anısına bir toplantı yapıldı. 13 Aralık’ta …

Suriye cezaevleri, Türkiye cezaevleri

Yandaş basında Suriye haberlerinin önemli bir kısmını Suriye cezaevleri oluşturuyor. Büyük bir “dehşet ve panik” …