Alınteri sitesinde 23 Ekim 2023 tarihinde Remzi Basalak’la ilgili bir yazı yeraldı. Aynı yazıyı daha önceki yıllarda da koymuşlardı.
Sözkonusu yazıda, Remzi Basalak için, “Babasının mesleğinden dolayı ‘polisin oğlu’ olarak bilinirdi” yazıyor. Oysa Remzi Basalak’ın babası yoksul bir çiftçidir. Bu yanlışı iki yıl önce (Ekim-Kasım 2021 tarihli Proleter Devrimci Duruş dergisinde) “29 yıl sonra REMZİ BASALAK YAŞIYOR” başlıklı yazımızın sonuna dipnot düşerek düzeltmiştik. “Önemli not” olarak altını çizdiğimiz dipnotta şunları söylüyoruz.
“Remzi Basalak hakkında Alınteri sitesinde yeralan bir yazıda Remzi’nin babasının polis olduğu yazılmıştı. Bir karıştırma veya hafıza yanılması sonucu yapıldığını düşündüğümüz bu yanlışı, ne yazık ki Remzi hakkında yazı yazan pek çok kişi referans alarak yineledi. Gerçek şudur; Remzi Basalak, 1963 yılında Adana’nın Ceyhan ilçesine bağlı Üçdut-Yeşiloba Köyü’nde, bir çiftçi ailesinin çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası az topraklı bir tarım emekçisiydi, ailesini bu topraklara ektiği ürünlerle geçindiriyordu. Ablaları Adana’da bir fabrikada iş bulunca, Remzi’yi yanlarına aldılar; Remzi’nin Adana’ya gelişi, hem okuyup hem çalışması böyle başladı. Babası hakkında yapılan yanlışın düzeltmesi için bu notu düşüyoruz.”
Bu yazı (dipnotla birlikte) geçen yılın Ekim ayında Yediveren Yayınları tarafından basılan “DEVRİM KARTALI-REMZİ BASALAK” kitabında da yeraldı. Kitapta, Remzi’nin kardeşi, yeğenleri, teyzesinin oğlu ile yapılan röportajlar; keza Remzi’nin babasıyla birlikte çekildiği fotoğraf yayınlandı. Remzi’nin en yakın akrabalarının ağzından babasının mesleği, aile durumu anlatıldı. Dolayısıyla Remzi Basalak hakkında bilgi edinmek isteyenler için önemli bir kaynak oluştu.
2 yıl önce yazdığımız yazıda, Alınteri sitesinin yaptığı bu hata için “bir karıştırma veya hafıza yanılması sonucu yapıldığını düşündüğümüz” ifadelerini kullanmış ve düzeltmeleri gerektiğini söylemiştik. Ancak aynı yazının aynı yanlış cümleyle tekrar yayınlanması, en hafif deyimle Alınteri’nin şehitleri anmadaki özensizliğini gösteriyor; hataları kanıtlandığı halde düzeltmediklerini ortaya koyuyor.
Bu basit bir yanlışlık değildir. Remzi’nin aile yapısı, sınıfsal yönü; onun karakterinin şekillenmesinde, düşmana meydan okuyan direnişinde ve son olarak tarihe şerh düşen eyleminde önemli bir paya sahiptir. O çocukluğundan itibaren önce tarlada, sonra atölyelerde çalışan bir işçiydi. Devrimci olduktan sonra da fabrikada, işyerlerinde çalışmaya devam etti. Sadece ideolojik olarak değil, sınıf kökeni olarak da proleter devrimciydi. Böyle bir direnişi ve eylemi, işçi kökenli bir komünistin gerçekleştirmesi önemlidir ve bu gerçek olduğu gibi yansıtılmalıdır.
Mücadelenin yüksek olduğu dönemlerde polis çocukları, hatta polisin kendisi devrim saflarına katılabilir, katılmıştır. Bizim saflarımızda da polis çocukları oldu; mücadele ömürleri kısa sürdü. Özellikle işkence ve cezaevlerinde polis çocuklarına daha özel muamele yapıldığını biliyoruz. Çoğu zaman ailesini kullanarak teslim almaya çalışırlar mesela. En azından işkencede ölmesini istemezler; öldüğünde ise, tantanası farklı olurdu.
Mantıksal olarak bile yanlışlığı farkedilecek bir durumu, farketmemiş olmak ayrı bir sorundur. Daha vahimi, Remzi hakkında yazı yazan kimi kişi ve kurumlar da Alınteri’nde çıkan bu yazıyı referans almış ve aynı yanlışı tekrarlamıştır. Ama iki yıl önce Remzi ile ilgili bir yazıda; ardından “DEVRİM KARTALI” kitabında bu yanlış bilgiye dikkat çekildi ve düzeltilmesi istendi. Buna rağmen aynı yazı, aynı yanlışla birlikte konuluyorsa, ya bir kasıt vardır, ya da vurdumduymazlık…
Tarihimize ve şehitlerimize dair yapılan hiçbir çarpıtmayı ve yanlışı es geçmedik; mutlaka düzeltme yaptık, yanıt verdik. Bu, tarihimize, şehitlerimize karşı duyarlılığımızın, sorumluluğumuzun bir gereğidir. Remzi Basalak’ın babasıyla ilgili yanlışı da bu bakışaçısıyla düzelttik. Şimdi bir kez daha uyarıyoruz: Aynı yanlışı tekrarlamaktan vazgeçin! Ailesini, sevenlerini, yoldaşlarını daha fazla rencide etmeyin! Şehitleri ya gerçeklere bağlı kalarak anlatın, ya da hiç anlatmayın!
Yaşamlarını devrim ve sosyalizm davasına adayanlar, en azından kendileri hakkında doğru şeyler yazılmasını-söylenmesini hak ediyorlar. Onlara hak ettikleri saygıyı gösterelim…