DİSK yöneticileri 13-17 Kasım 2023 tarihleri arasında “Gelirde Adalet, Vergide Adalet” talebiyle İstanbul’dan Ankara’ya yürüdü. 13 Kasım’da İstanbul’da Kadıköy’den başlayan yürüyüş’te, Gebze, Kocaeli, Yalova, Bursa, Bilecik, Eskişehir kentlerinde basın açıklamaları yapıldı. 17 Kasım’da Ankara’da DİSK temsilciliği önünden Ulus’a yapılan yürüyüş ve açıklama ile eylem bitirildi.
Son yıllarda DİSK’in mücadele ve eylem çizgisine dönük eleştiriler yoğunlaşmıştı. Özellikle koronavirüs salgını başladıktan sonra, işçiler çalışmaya ve sömürülmeye devam ederken DİSK’in sessizleşmesi ve kabuğuna çekilmesi, 1 Mayıs’ları Maltepe’deki icazetli alana sıkıştırırken Taksim’e çıkmayı CHP’nin seçim kazanmasına bağlaması, son olarak Meral Akşener’le diyalog ve uzlaşma fotoğrafı çektirmesi, DİSK’e dönük eleştirileri arttırdı. Asgari ücret dönemlerinde de silik ve etkisiz, baştan-savma eylemler yapması, işçi sınıfını giderek DİSK’ten uzaklaştırıyor.
Tüm bu eleştiriler altında, sembolik sayıda sendikacının katıldığı, basında bile doğru düzgün yer bulamayan Ankara yürüyüşü, göstermelik olmanın ötesine geçmiyor. DİSK’in 21 Ekim’de Kartal’da düzenlediği düşük katılımlı mitingin ardından, Ankara yürüyüşü “eylem-savma”nın bir başka biçimi oldu.
Ekonomik krizin işçileri bu kadar yoksullaştırdığı, açlığa mahkum ettiği, sömürünün katmerlendiği koşullarda, hak alıcı bir mücadele hattı izlenmesi gerekirken, DİSK’in göstermelik eylemlerle günü kurtarmaya çalışması, yaşattığı hayal kırıklığını derinleştirmekten öte bir şeye yaramaz. Oysa işçilerin gerçekten “mücadeleci” sınıf sendikalarına, devrimci sendikacılara ihtiyacı var. DİSK böyle bir sendika olmaktan ne denli uzaklaştığını son eylemleriyle bir kez daha gösterdi.