Kocaeli ve Antakya’daki gözaltılar protesto edildi

Kocaeli ve Antakya’da 5 Ocak sabahı Kaldıraç okurlarına yönelik polis baskınları ve gözaltılar yapıldı.

6 Ocak günü ise, İstanbul’da BDSP temsilcisi Murat Yıldırım’ın evi polis tarafından basıldı, dağıtıldı. Polis, o sırada evde olmayan Murat Yıldırım’ın Vatan Emniyet’e gelmesini istedi.

Kaldıraç okurlarına dönük baskınları protesto etmek için, 6 Ocak günü İstanbul, Antakya ve Kocaeli’de basın açıklamaları yapıldı.

İstanbul-Kadıköy’de Kaldıraç bürosu önünde yapılan basın açıklamasında, ev baskınları için 2021 yılında açılan bir dosyanın bahane edildiği, “dosyada gizlilik kararı” bahanesiyle dosya hakkında bilgi alınamadığı belirtildi.

Açıklama, yoğun polis ablukası altında gerçekleşti. Açıklamada, “Bütün saldırılara rağmen direniş sürmektedir. Saldırı, direniş büyümesin, “bir kibrit çalıları tutuşturmasın” diyedir. Ancak gerçek apaçık gözükmektedir; saldırı sizi tarihin çöplüğüne göndermemizi engellemeyecektir. Gezi Parkı’na saldırdınız, Gezi Direnişi’nin ayak izlerini silebildiniz mi? Kürt halkına her gün saldırıyorsunuz, Kürt halkının özgürlük isteğini bitirebildiniz mi? Kadınların sokak ortasında öldürülmesini teşvik ediyorsunuz, kadınların “sokaklar bizim” demesini engelleyebildiniz mi? Geleceklerini ellerinden aldığınız öğrencilerin bir hışımla “yaşamak istiyoruz” diyerek tüm memleketi kuşatmasını durdurabildiniz mi? Devrim için ileri! Ya sosyalizm ya ölüm!” denildi.

Basın açıklamasına  BDSP, DKDER, TÖP, YDİ ÇAĞRI, EHP ve Temel Demirer, Sibel Özbudun katıldı.

Aynı gün Samandağ Abdullah Cömert Parkı’nda bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklamaya Mücadele Birliği Platformu, TÖP, TİP, SYKP, DEM Parti, Yeniden İnşa ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası katıldı.

Açıklamada, “Toplumsal mücadelenin zemini geliştikçe saldırılar artarken, devrimci hareket bu saldırıların her dönemde hedefi olmuştur. Ajanlaştırma, gözaltılar, tutuklamalar, kriminalize etme gibi her türlü biçimi denemektedirler. Yağma, rant ve savaş ekonomisine, çürümüş bu düzene biat etmemizi, susmamızı, korkmamızı istemektedirler. Kitleleri yönetmek için şiddeti kullanmakta, baskı ile kontrol etmeye çalışmaktadırlar. Bugün 6 Ocak, depremin üzerinden 11 ay geçmiştir. 11 aydır hiçbir politika halkların, işçi sınıfının çıkarını gözeterek ele alınmamıştır. “Çözüm diye attıkları her adım ya zeytinlik arazilerimizi istimlak etmekte ya moloz yığınlarıyla bizi baş başa bırakmakta ya da tarihimizi, kültürümüzü, dilimizi asimile etmeye yönelik yaşadığımız evlerimizi, arazilerimizi rezerv alan ilan etmektedir. Bir yandan da geliştirdiğimiz örgütlülüğe, dayanışmalara saldırarak kurulacak yeni yaşama müdahale etmektedirler. Bugün “hukuk” dedikleri ve yalnızca işçileri, emekçileri, devrimcileri ezmek için kullanılan kendi yasaları bizim direnişimizi boğmak içindir. Yasaları Can Atalay’ı ve bir çok devrimciyi tutsak etmek içindir, yasaları direnişi büyütenleri gözaltına almak içindir, yasaları kendi cennetlerini korumak, işçi sınıfını sefalete sürüklemek içindir. Yasaları savaşı pompalamak, tetikçisi olmak içindir. Samandağı, Antakya’yı yeniden kurmak için, bize ölüm vadeden bu devlet aklını alaşağı etmek için, hesap sormak için mahalle mahalle dayanışmayı ve örgütlülüğümüzü geliştireceğiz. Bunun için herkesi saflarımıza, direnişi büyütmeye çağırıyoruz! Onurlu bir yaşamı birlikte kurmaya, örgütlenmeye çağırıyoruz! Baskılar bizi yıldıramaz! Yaşasın devrim ve sosyalizm!” denildi.

Ardından gözaltına alınanların aileleri konuştu.

Son olarak sözü Hakların Eşitlik Ve Demokrasi Partisi İl Eşbaşkanı aldı ve “Kendi hukuklarını ayakları altına alanlar bunun bedelini elbette ödeyeceklerdir. Başta Selahattin Demirtaş olmak üzere Can Atalay ve bir çok devrimci sosyalist yoldaşlarımızı gözaltına alıp tutsak ederek yıldıracaklarını sananlar yanılıyorlar mücadelemiz her daim sürecek” dedi.

Kocaeli Emek ve Demokrasi Güçleri, İnsan Hakları Parkı’nda basın açıklaması gerçekleştirdi.

Yapılan basın açıklamasında “Dört bir yandan pislikleri saçılan bu düzen, her taraftan, her aygıtıyla, her gün saldırılarını devam ettiriyor. Ülkede hemen hemen her gün işçilere, halklara, kadınlara, öğrencilere karşı yeni suçlar işleniyor. Bu hafta içinde hepimizin tanık olduğu bir dizi şey yaşandı. TİP Hatay milletvekili Şerafettin Can Atalay hala tahliye edilmedi, siyasetçileri rehin tutulan Kürt halkına karşı kurulan bir kumpas davası olan Kobane Kumpas Davası’nda yine tiyatro yargılamalar devam etti, Koç Üniversitesi’nde Kürt ve alevi olduğu için bir gence işkence edenler ödüllendirildi, işkence uygulanan öğrenciye okula giriş yasağı kondu, Sivas’tan kaçırılan bir kadına Ankara’da bir otel odasında şiddet uygulandığı kanıtlanmasına rağmen şiddet uygulayan erkek “şikayet yok” bahanesiyle gözaltına bile alınmadı. Saldırılara karşı örgütlenmeye devam edeceğiz, ve birlikte mücadeleyi büyüteceğiz. Gözaltına alınan arkadaşlarımızı geri alacağız. Biz kazanacağız!” denildi.

Bunlara da bakabilirsiniz

“Yenidoğan çetesi” ve sağlıkta özelleştirme

Sağlıkta özelleştirmenin en korkunç yönlerinden biriyle yüzleştik geçtiğimiz günlerde. Yeni doğan bebeklerin, sadece ve sadece …

Öğretmen mülakatları emek gaspıdır

Milli Eğitim Bakanlığı 25 Ekim’de mülakat sonuçlarını açıkladı. Bir “müjde” olarak ise 20 bin sözleşmeli …

“ZAFER ne zaman gelecek bilmiyorum. Ama geleceğini biliyorum…”      

1800’lü yılların ilk yarısında, dünya, işçi direnişleri ve halk isyanlarıyla alev topu gibiydi. Bu ülkeler …