İstanbul-Saraçhane’de çatışmalı geçen 1 Mayıs mitinginin ardından, 3 Mayıs günü ev baskınları yapıldı. Baskınlarda 29 kişi gözaltına alındı; ayrıca 18 kişi hakkında daha yakalama kararı olduğu öğrenildi.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Saraçhane direnişine katılan kişilerin, “olaydan sonra kaçtıkları adreslerde yakalandığını” duyurdu. Oysa 29 kişi doğrudan kendi ikamet adreslerinde gözaltına alınmıştı. Yalan ve demagoji de bir “yönetme biçimi” elbette; faşizmin en çok kullandığı biçimlerden biri üstelik. 1 Mayıs direnişçilerini “suçlu” olarak göstermek için özel bir çabaya girdiklerinin işareti aynı zamanda. Ama gözaltına almak için bastıkları evlerde kapıları kıran, insanları işkence ile gözaltına alan da kendileriydi. Asıl suçlu 1 Mayıs günü 4 ilçede 49 caddeyi kapatan, 42 bin polisi İstanbul sokaklarına yığarak terör estiren, sadece caddeleri değil, ilçeleri bile ulaşılamaz hale getirerek insanların saatlerce yol yürümesine neden olanlar, bu yasakçı, baskıcı kararları alanlardır.
1 Mayıs günü de Okmeydanı, Şişli ve Taksim civarında Taksim’e yürüme amacıyla yapılan eylemlerde, yaklaşık 200 kişi gözaltına alınmıştı. Ayrıca Partizan okurları da Saraçhane mitingine giderken, flamalarındaki Kaypakkaya resimleri nedeniyle polisin gazlı saldırısına maruz kalarak gözaltına alındı. 1 Mayıs günü İstanbul’da toplamda 217, ülke genelinde ise 226 kişi gözaltına alınmıştı. Gözaltıların çoğu aynı gün serbest bırakılırken, 17’si Partizan okuru 35 kişinin gözaltı süresi uzatıldı.
İstanbul Valisi 1 Mayıs günü yaşanan direniş için “Devlet yarına bırakır ama yanına bırakmaz” diyerek tehdit etmişti. Hemen ardından bu ev baskınları ve gözaltılar geldi.
1 Mayıs günü gözaltına alınıp halen bırakılmayan 35 kişi ve 3 Mayıs günü evleri basılarak, darp edilerek gözaltına alınan 29 kişi derhal serbest bırakılmalıdır.
1 Mayıs alanı Taksim’dir! Taksim için direnmek meşrudur! Gözaltılar serbest bırakılmalıdır!